Henüz “medya okuryazarlığı” meseleleri çözüme pek ulaşmamışken “internet okuryazarlığı” gündemimize hızla girdi. Bu konuda hem teorik meseleleri hem de pratik gözlemlerimi size sık sık aktarmaya çalışacağım.
İlk gözlerimden biri şu: En azından içinden geçtiğimiz kuşaksal geçiş dönemde daha genç kuşaklar her türlü internet aracına sahip olsalar ve aktif internet kullanımı Türkiye’de çok yüksek olsa da bu onların interneti verimli/üretken bir şekilde kullanacağı, ya da internet kaynaklarının geniş bir çerçevede kullanılacağı anlamına gelmiyor. Yeni medya araçları otomatik olarak öğrenilmiyor. Bir öğrenim ve deneyimleme süreci bu yüzden kaçınılmaz. En çok kullanılan sosyal ağlardan Facebook’ta bile Facebook sayfaları ile grupları arasındaki farkı bilemeyecek çok sayıda aktif kullanıcı var örneğin.. (Tabi burada kurumsal ve resmi bir öğrenme sürecinin zorunlu olduğunu kesinlikle iddia etmiyorum. Yeni medya düzeni resmi ve kurumsal eğitim süreçlerini büyük ölçüde etkisiz hale getirdi. Daha enformel süreçler üzerinden, okul dışında, daha önce ihmal edilmiş alanlar üzerinden bir eğitim felsefesinin gündeme girmesi gerekiyor....) O yüzden de önümüzdeki süreçte yeni medya okuryazarlığının aktif olarak işlenmesi zorunlu olacak.
Bu dönem İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde “Dijital Kültür”ler adlı bir ders veriyorum. Yaklaşık 100 kadar çoğunluğu 2. ve 3. sınıf öğrencisiyle internet okuryazarlığı bağlamında düşünülebilecek meseleleri bizzat işleyecek, deneyimleyeceğiz. Ders için bir twitter “hashtag”i belirledik, dersimizin kodu olan PUB204: #pub204 Öğrenciler ders sırasında ya da ders dışında dersle ilgili iletilerini buradan bildirebilecek. Tabi öncelikle hashtag nasıl kullanılır, onu öğrenmek gerekiyor. Yukarıda bahsettiğim durum hemen burada devreye giriyor. İnternetin içine doğmuş öğrencilerimizin “Twitter”ın ne olduğunu duymuş ve hatta bu aracı kullanıyorlarken bir tür metadata etiketi olan ve dilimize Twitter ile girse de Google+, identi.ca gibi çevrimiçi servislerin de kullandığı “hashtag”den haberi olmuyor. Ya da ne işe yaradığını bilmiyorlar. Oysa, Twitter iletisinin içinde # işaretiyle başlayan kelime olduğunda birbirini takip etmeyen kullanıcılar ortak bir gündemi takip edebiliyor hale geliyorlar. Evet şimdilik bilinmeyen, öğrenilmesi gereken çok sayıda araç ve işlev var yeni medya ekosisteminde. Ama işin güzel tarafı, çok hızlı bir öğrenim sürecinin mümkün olması. Bugün hashtag’in ne olduğunu bilmeyen arkadaşlar bir ay içinde dersi bir “trending topic” haline bile getirebilirler...
* Türkiye kaynaklı başarılı web projelerinden Fizy’nin sosyal medya yönetimi tepki çekebiliyor. Blogger Bahriye’nin Fizy’cilerle olan hikayesini buradan okuyabilirsiniz.
* “İnternet bağımlılığı” için Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde özel bir klinik kurulmuş, ilk üç ayında 70 kişi tedavi için başvurmuş bile...
* İnternet temelli projelerin cenneti Etohum toplantılarının sonuncusu Antalya’da yapıldı. Antalya kampı izlenimlerini buradan okuyabilirsiniz.
* Koray Doğan Üresin “beş parasız” Latin Amerika turuna çıktı. Gezi notlarını blogundan edebilirsiniz. Örneğin Bolivya’daki mahalle berberini..
* Mutlu Binark hoca Yeni Medya blogunda birtür Sansüre Açık Mektup yayınladı.
* Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de Pinterest kullanımı hızla yaygınlaşıyor. Deniz Ergürel bir tanıtım yaptı burada.