Kültür filimleri, içerik oluşturma, vaatte bulunma, mesaj oluşturma, geleceğe bilgi aktarma, belgeseller, dönem müzikleri ve dönem filimleri yapma, yapılan işlerin kapsama alanı, tekrarlardan kaçınmak...
Uzun zaman önce Türkiye'de var olan Hitit eserleri üzerine çevrilen ve 1957 yılında Hitit Güneşi'nin Berlin Festivali'nde gümüş madalya kazandığını Azra Erhat Mavi Anadolu'da anlatır.
Daha da ötesi belki de az hatırlanan bir film daha yapılmıstır. Topkapı Sarayı Fatih Albümü'ndeki minyatürleri yapan Mehmet Siyah Kalem filme alınmıştır.
Antakya mozaikleri, Göreme ve Surname aynı yıllarda Italya'da Kültür Filimleri Festivali'ne katılmış ve büyük ilgi ile karşılanmıştır der.
Kültür ögeleri ile yola çıkılınca yaydığı etki, görsel şölen, hikâyesi, dönemin coğrafyası, kullanılan eşya ve objeler, müziği, günün modasının yansıttıkları, bitkiler, mutfak kültürü, yeme içme düzeni, alışkanlıklar ve koleksiyonlar, duvardaki resim ve yerdeki halıya uzanan çok verimli etkileri göze kulağa ruha dokunan çok geniş bir perspektif.
Doğal olarak bizim kültürel işlerimiz de içinde ve dünyanın ilgi uyandıran alanları. Ülkenin gerçek kültür yolu.
Yıllar önce Londra'da yapılan TURKS sergisinin yankıları yıllarca kitabı ile, sergi kalitesi ile, içerik ve eser bütünlüğü ile devam etti. İngilizce ve Türkçe kitapları ile en önemli bilgileri ve görselleri taşıyor.
Ve Siyah Kalem. O zaman da en büyük ilgi ona idi.
Birçok bilinmezi bir arada taşıyan, yaşadığı yer İpek Yolu üzerine konumlandırılan, İran Türkistan Maveraünnehir arasında, 13. veya 16. yüzyıla oturtulan Siyah Kalem ile ilgili tek bilgi Topkapı Sarayı Müzesi Hazine Envanterindeki çizimler. İlk kez 1910 yılında Münih'te dünyaya sergilendi.
Siyah Kalem çizimlerinde, Demonlar, insan üstü varlıklar, insan hayvan karışımı boynuzlu kuyruklu korkunç yaratıklar, siyah boyunsuz devler, buruşuk yüzler, gizemli ve kaotik bir dünya anlatır.
Bir defterin de İkinci Abdülhamit Han'ın Haliç ve Boğaziçine yaptırmak üzere düşündüğü köprü projesi için 1898 yılında İstanbul'a gelen Fransız mimar Fernidan Arnoden'de olduğu yazılır.
Siyah Kalem'e bazen cin ustası denir, bazen Şamanik ritüellerin ustası.
Minyatürleri Asya Kültürü içinde önemlidir. Siyah Kalem imza atarken birkaç isim kullanır ama bir kişi olmaktan öte, bir geleneğin izlerini taşır ve aktarır. Bir ekoldür. Kültür yansımasıdır. Göçerler, sıradan halk, dervişler, Budistler, Şamanlar, Hristiyan keşişler ve doğa üstü varlıkların toplumsal yaşamlarını bir sahne içinde kurgular ve resmeder.
Şamanların dansları, tüccarlar, çamaşır yıkama sahneleri, kavga ve öfkeli sahneler çizer.
Çin Moğol Uygur Hristiyan Avrupa gibi birçok kültürel dini ve statü sahneleri anlatır.
Şamanik ve Budizm ikonografisi ile demonik varlıklar ve sıradan yaşayan halk arasında ilişki kurar.
Topkapı Kütüphanesi'nde kapalı kalan Fatih albümü veya Nakkaş Osman'ın Surname kitabı artık bulunabilir ve üzerinde araştırmalar yapılabilir hale geldi.
Desenleri kaftanlarda kullandığımız bir koleksiyon bile ürettik.
Tam da bu işte: gözden kaçırmamak.
Geçmiş ve gelecek arasında doğru, yozlaşmamış köprü kurmaya çalışmak. Kültür diye yalan, yalnlış, eksik bilgi aktarmamak. Hitit kabartmalarda veya Roma mozaiklerinde gördüğümüz günlük hayat sahneleri bize her şeyi anlatıyor. Bugünün yaşamı ile gelenek ve görenekleri ile nerede benzerlik bulur ise onun üzerine oturuyor.
Kültürün turizme katkısı da o denli yüksek. Surname Paris'te gösterime girdiğinde bir ressam "Sanatıma devam edebilmem için, zaman zaman böyle eserler görmem lazım" demiş.
Bu bir "kültür propagandası" desek...
Bana bu konuda yazma çağırışımı ise, şu anda Antalya Filim Festivali'nde onur konuğu olan can ve candan Serap Aksoy'un hem kültürel zenginliği hem sinemaya bakışından doğmuş olabilir. Etkileşim böyle bir olgu.
Hassasiyet ise "gözden kaçırmamak'".
Esmer Erdem Esmer Erdem, sanat tarihçi bir anne ile ressam bir babanın kızı olarak Ankara'da doğdu. Sanatsal projeler ve sanatsal üretim alanında yoğunlaştı. Hayatında iz bırakan en önemli dönemi, “Urart Okulu” denilebilecek sistem ve Mehmet Kabaş'a borçlu olduğunu vurgular. Müze replikaları ve özel tasarım ürünlerle markaların üretiminde çalıştı, uzun süre DÖSİMM (Kültür Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü) için heykel, takı ve sanatsal obje üretti; dünya turizm fuarlarında 300 parçalık Eski Hitit'den günümüze kadar gelen Anadolu Uygarlıkları Replika Koleksiyonu'nu sergiledi. Armaggan mağazalarının kuruluş, markalaşma ve konsept sürecinin belirlenmesinde yer aldı, "luxury handcraft" akımının Türkiye'de başlatılmasının öncülerinden oldu. Tüm atölye ve tasarım-üretim ekibinin oluşumu, Hereke tezgâhlarında Osmanlı kumaşları dokumasına kadar giden kültürel süreci kurdu. Gaziantep Tasarım Mağazası ile ‘kutnu kumaş'ın kullanım alanlarını genişleterek dünyaya tanıtılmasında rol üstlendi. Edirne Tasarım, Zeugma Müzesi koleksiyonu, Cumhurbaşkanlığı özel hediyeleri, Ankara CSO tasarım mağazası, Atatürk Kültür Merkezi tasarım mağazası ile birçok kurum ve kuruluşta statü hediyeleri üretimi gibi iş ve sanat projelerinde yer aldı. Esmer Erdem Sanat Tasarım Üretim Şirketini kurdu, çalışmalarına İstanbul ve Bodrum'da sürdürüyor. |