Ben, kalabalık ve tüm zorluklarına rağmen özel olan bir ailede büyüdüm. Genetik bir sorundan dolayı ben ve bazı kardeşlerim farklıydık.
Yolculuğum 1970 yılında başladı. Kitaba, bilgiye zor ulaşılır zamanlardı. Daha okumayı dahi bilmiyorken Hafize hocadan Zeki ağabeye taşıdığım kitapları dinleyerek başladım. Çalıkuşu ilk dinlediğim kitaplardandı. Kitaptaki kadın kahramanın tek başına verdiği mücadele, köylerde öğretmenlik yapması, zor koşullarda kimsesiz bir kız çocuğunu sahiplenmesi benim için çok etkileyiciydi.
Büyülü bir dünyaya kapı aralamak gibiydi o yaşlarda kitaplar ile tanışmak.
Zeki ağabeyi sonsuzluğa uğurladığımızda daha çocuktum. Ondan bana kapısını araladığı büyülü bir dünya ve o güzelim ışığı kaldı. Sevdiklerimle mutluluk biriktireceğim daha özgür bir dünya düşü o günlerde oluştu sanırım.
Okuyup bir meslek edinip daha özgür bir birey olacaktım. Bu alana sığdırabileceğim her şeyi, mutlulukları çoğaltmak için paylaşacaktım. Ortaokulda fen öğretmenim ile meslek lisesi sınavlarına girme hayali kurduğumuzu hatırlıyorum. Doğayı çok seviyordum; ziraat teknisyeni olabilirim diyordum. Orta son sınıfta heyecanla sınav için gerekli evrakları hazırlayıp müdüre gittiğimde "Üzgünüm sınava giremezsin" dedi. Nedeni sınava engellilerin kabul edilmemesiydi. Ağlayarak çıkmıştım müdürün odasından.
Sene 1982'ydi ve yolculuğum yeni başlıyordu. Hepimizin yolculukları yeni başlıyordu.
Ortaokul döneminde atılamayan adım, lise belki üniversite bittikten sonra atılırdı.
"Durmak yok, yola devam" demiştim. Aradan 39 yıl geçmiş. Hâlâ "Durmak yok, yola devam" diyorum.
"Sartre'a göre, biz insanlar, seçim yaparken sadece kendimizi değil aynı zamanda bütün insanlığı seçmiş oluruz."
Pamuk'um adı gibi, Pamuk gibi bir güzellikti. Kitaplar ile onun da sıkı bir bağı oldu.
Özgür'üm kitapla Jonathan Livingston'un Martı'sını okuyarak tanıştı. Her kitapla daha çok özgürleşti, daha derinleşti. Kısa zaman içinde ikisi de yol arkadaşlarım, dostlarım, öğretmenlerim oldular. Onlar ile odamıza dünyayı sığdırdık.
Özgür oturduğu yerden özenle, sabır ile, aşkla okudu, araştırdı üç dil öğrendi, öyle özel bir güzellikti ki dokunduğu her insana ışığını bulaştırdı. Üç kitap taslağı oluştu çalışmalarından. Edebiyat, sanat, felsefe, psikoloji, mitoloji, müzik adına ulaşabildiğimiz bütün bilgileri odamıza taşıdık. Dostlarımızı, arkadaşlarımızı o odada ağırladık. Gelenler bir sonraki ziyaretinde yanında başka bir arkadaşını da getirdi.
Biz farklı kardeşlere eşlik eden, destek çıkan diğer kardeşleri de burada anmamak olmaz. Her birimizin çocuk yaşta dayanışma adına payına sorumluluklar düştü. Hepimizin çok çok sevdiğimiz en küçüğümüz yeri geldi kocaman yüreği ile hepimize emek verdi.
Büyülü, dolu dolu, bir o kadar yapıcı otuzar yıla sığdı yazık ki hayatları Özgür ve Pamuk'un.
"Bütün güzel insanlar gibi onlar da atlarına binip gittiler."
Ben sudan çıkmış balık gibi yine geride, evin orta yerinde öylece kaldım.
Uzaklardaki dostlara çığlık çığlığa "Ben ne yapacağım şimdi?" dedim arkalarından.
Bu sorunun cevabı bendeydi aslında.
"Aydın mısın?Kilim gibi dokumada mutsuzluğuGidip gelen kara kuşlar havadaSaflar tutulmuş top sesleri gerilerdenTabanında depremi kara güllelerinDuymuyor musunKaldır başını kan uykulardanBöyle yürek böyle atardamarAtmaz olsunSes ol ışık ol yumruk olKarayeller başına indirmeden çatınıSel suları bastığın toprağı dönüm dönümAlıp götürmeden büyük denizlereÇabuk olTam çağı ise başlamanın doğan günleBul içine tükürdüğün kitapları yenidenHer satırında buram alın teriHer sayfası günlük güneşlikUtanma suçun tümü senin değilYırt otuzunda aldığın diplomayıAlfabelik çocuk olYollar kesilmiş alanlar sarılmışTel örgüler çevirmiş yöreniFırıl fırıl alıcı kuşlar tependeBenden geçti mi demek istiyorsunAç iki kolunu iki yanınaKorkuluk ol"
...dedi bana Rıfat Ilgaz.
Korkuluk oldum ben de.
Erişimi zor olan evimin salonunun ortasında bilgisayarım ile korkuluk oldum.
Kas Hastalıkları Derneğinin çalışmalarının tam ortasında korkuluk oldum.
Sonra çok uzaklardan ışığıyla hayatıma başka bir kapı aralayan dostum İrem Bray ile fark ettim ki iyi ve güzel olan her şeye kapı aralayan, sevgiden, mutluluklardan ışık biriktirmekmiş.
39 yıl sonra bağımsız yaşama, İrem'in oluşturduğu CESARETLE YAŞAM ekibi ile adım atma olanağı buldum.
Evren İrem Bray gibi bir mucizeyi de hayatıma taşıyarak bana Cesaretle Yaşamdan vazgeçmedikçe o güzelim ışığın daha çok mutluluk için mucizelere vesile olabildiğini gösterdi.
Özgür'ümün, Pamuk'umun, Zeki ağabeyimin ve daha onlarca insanın ışığı ile biz varsak umut da vardır inancı ile yüreğim attıkça yola devam edeceğim.
Daha yaşanılası bir dünya mutlu insanlar ile mümkün.
Umuyorum daha çok insan bu gerçekliği kavrar.