Rusya ile yaşanan uçak krizinin ardından “Rus Gazı”na bağımlılığın azaltılmasına ilişkin sayfalar dolu analizlere yer veren gazeteler, İstanbul’da Türk Akımı projesine ilişkin atılan imzaları “Rüya Geçek Oldu," “Tarihi İmza” gibi manşetlerle duyurdu. Rusya’ya yönelik tepkiler, yerini büyük bir övgü dalgasına bıraktı. Peki proje Türkiye’ye ne getirecek? Gerçekten de “rüya” bir proje mi?
Türk Akımı, aslında iki ülkenin yıllardır hayalini kurduğu bir proje değil, dönüştürülmüş bir proje. Rus gazını, Karadeniz’in altından Bulgaristan’a iletmeyi, oradan da iki kola ayırarak Orta Avrupa ile Yunanistan ve İtalya’ya ulaştırmayı hedefleyen “Güney Akım”dan dönüştürülmüş bir proje. AB ile Rusya arasındaki anlaşmazlık nedeniyle Güney Akım gündemden düşünce, Rusya Devlet Başkanı Putin, boru hattının Bulgaristan yerine Türkiye’de karaya çıkmasını ve “Türk Akımı” olarak adlandırılmasını önerdi.
Projenin Türkiye açısından ilk aşamada en önemli avantajı, “Ukrayna, Moldova, Romanya ve Bulgaristan” üzerinden Trakya’ya ulaşan Batı hattının yerini alacak olması. Böylece başta Ukrayna olmak üzere geçiş ülkelerindeki istikrarsızlıklar ya da bu ülkelerin Rusya ile yaşayacakları anlaşmazlıkların taşıdığı enerji güvenliği riski ortadan kalkmış olacak. Türkiye için diğer avantaj ise yeni hattın getirisi olacak. Türk Akımı ile daha makul fiyata doğalgaz alma şansı yakalayacak olan Türkiye, projenin Avrupa’ya uzanan ikinci ayağının gerçekleşmesi halinde geçiş ülkesi olarak da pay alacak.
Projenin tamamlanmasının ardından Türkiye’ye, yılda 14 bcm (milyar metreküp) kapasiteye sahip batı hattından alacağı gazı, Türk Akımı’nın 15.75 bcm’lik kapasiteye sahip ilk hattından alabilecek. Türkiye’nin 16 bcm kapasiteye sahip Mavi Akım’la birlikte Rusya’dan yapabileceği yıllık doğalgaz ithalat kapasitesi 30 bcm’den, küçük bir artışla 31.75 bcm’e çıkacak. Yeni hat, Türkiye’nin Rusya’ya olan doğalgaz bağımlılığını artırmayacak, ama aynı zamanda Rus gazına bugün olan bağımlılık da devam edecek. Yüzde 55’lik payla doğalgaz ithalatının en büyük tedarikçisi olan Rusya’nın bu rolü sürecek.
Projeye ilişkin en büyük sorun ise, Avrupa’daki müşterilerin belirsizliği. Güney Akım’ın ve Türk Akımı’nın kapasitesini ilk başlarda 63 bcm olarak planlayan Rusya, bu belirsizlik nedeniyle 4 hatlık projeyi iki hatta indirdi ve kapasiteyi yarı-yarıya düşürdü. İki hatlık projenin ilk ayağı Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu gazı taşıyacak. Yunanistan üzerinden Avrupa’ya gidecek iki hatla ilgili belirsizlik ise aşılmış değil. Zira bunun gerçekleşmesi için Yunanistan ve Bulgaristan gibi bu gaza ihtiyaç duyan ülkelerin yanısıra Brüksel’in de onayı gerekiyor. İkinci hatla ilgili siyasi ve ekonomik belirsizliğin giderilmesi, projenin finansmanı ve karlılığı bakımından Gazprom açısından önem taşıyor. Asrın Projesi denilen Nabucco’nun rafa kaldırılmasına yol açan siyasi ve ekonomik belirsizliğin tekerrür etmesi halinde projenin kapasitesinin daha da azaltılması ve tek hat olarak hayata geçirilmesi sözkonusu olacak.