Cezaevlerindeki yaşamlardan kimler sorumludur?
Depremde hapishanelerde tutuluların hayatlarından kim sorumludur?
Dıştan kapalı manuel kilitleri kimler, ne zaman ve nasıl açacaktır?
Not edenler… Not ediniz; cezaevlerindeki yaralanmalar ve ölümler soruşturulacak mıdır?
6-7 Şubat 2023 tarihlerinde yaşanan depremler sırasında Hatay T Tipi ve Kahramanmaraş Türkoğlu 1 No’lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumlarında olaylar çıktığı, Hatay ili T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda da dışarı çıkmaya çalışan hükümlü ve tutuklulara ateşli silahlarla müdahale edildiği, bazı kadın hükümlülere cinsel saldırıda bulunulduğu, hükümlü ve tutuklulardan yaralananlar olduğu, üç hükümlünün öldüğü, hükümlü ve tutukluların işkence gördüklerine dair haberler görüntü ve ses kayıtlarının sosyal medyada yer alması üzerine Adalet Bakanlığı tarafından geç kalınmış açıklamalar yapılmıştır.
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğünün 06.02.2023 tarihli 2023/2 nolu Basın açıklamasına göre; “Depremden etkilenen bölgedeki ceza infaz kurumlarımızda kalan hükümlü ve tutuklulardan yaralanan veya hayatını kaybeden bulunmamaktadır. Bölgedeki ceza ve infaz kurumlarında kalan hükümlü ve tutukluların aileleri ile görüşmeleri konusunda gerekli kolaylık sağlanmaktadır.”
Bu açıklamayla cezaevlerinde depremden etkilenen hükümlü ve tutuklu bulunup bulunmadığı, ölen olmadığı hakkındadır ve depremden etkilenen yoktur.
06.02.2023 tarihli açıklamadan üç gün sonra 09.02.2023 tarihinde iki ayrı açıklama yapılmıştır.
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğünün 09.02.2023 tarihli 2023/3 nolu Basın açıklamasına göre; “Hatay T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan bir kısım adli hükümlü ve tutuklunun firar teşebbüsünde bulunması ve ardından yangın çıkarması nedeniyle; firarı önlemek, yangını söndürmek ve ceza infaz kurumunun tutuklu ve hükümlülerin güvenliğini sağlamak için yasal mevzuat çerçevesinde gerekli müdahale yapılmıştır. Müdahale sonucunda firar girişimi engellenmiş, yangın söndürülmüş tutuklu ve hükümlülerin güvenliği sağlanmıştır.
Olaylara müdahale sırasında 12 adli hükümlü ve tutuklu yaralanmış, hastaneye sevk edilen yaralılardan 3'ü vefat etmiştir.
Hadisenin soruşturulması için Adalet Bakanımız tarafından Adalet Bakanlığı müfettişleri ile Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü kontrolörleri görevlendirilmiş, olayla ilgili adli ve idari tahkikat başlatılmıştır. Ceza infaz kurumunda kadın hükümlü/tutuklulara tecavüz edildiği iddiaları ve diğer asılsız ithamlar tamamen gerçek dışıdır. Söz konusu olaylar neticesinde ceza infaz kurumunun hükümlü ve tutuklular tarafından kullanılamaz halde tahrip edilmesi nedeniyle hükümlü ve tutukluların başka ceza infaz kurumlarına sevki sağlanmıştır.”
En son yapılan Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğünün 09.02.2023 tarihli 2023/4 nolu Basın açıklamasına göre; “Bazı basın-yayın kuruluşlarında ve sosyal medya platformlarında yer alan Hatay T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna ait olduğu iddia edilen görüntülerle ilgili kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla açıklama yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Bazı basın yayın organları ile sosyal medya platformlarında Hatay T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna ait olduğu iddia edilen görüntüler Kahramanmaraş Türkoğlu 1 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna aittir.
Yaşanan olayda, Türkoğlu 1 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumundan dışarıya çıkmaya çalıştığı, kurum dış güvenliğini sağlamakla görevli olan jandarma taburunun mevzuat çerçevesinde müdahalesi sonucu firar teşebbüsü önlenmiş ve kurum güvenliği sağlanmıştır. Yapılan müdahale esnasında herhangi bir ölüm hadisesi yaşanmamıştır. Hadisenin soruşturulması için Adalet Bakanımız tarafından Adalet Bakanlığı müfettişleri ile Ceza ve Tevkif evleri Genel Müdürlüğü kontrolörleri görevlendirilmiştir. Bunun dışındaki iddialar gerçek dışıdır.”
Deprem bölgesindeki cezaevlerindeki olaylar hakkında yapılan açıklamalara göre durum:
Hatay T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan bir kısım adli hükümlü ve tutuklu firar teşebbüsünde bulunmuştur. Bu yüzden “gerekli müdahale” yapılmıştır.
Müdahaleyle firar girişimi engellenmiş, yangın söndürülmüş tutuklu ve hükümlülerin güvenliği sağlanmıştır. Olaylara müdahale sırasında 12 adli hükümlü ve tutuklu yaralanmıştır.
Hastaneye sevk edilen yaralılardan 3'ü vefat etmiştir.
Hükümlü ve tutuklulara tecavüz iddiası ise tamamen gerçek dışıdır.
Sosyal medyada yer alan ve Hatay T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna ait olduğu iddia edilen görüntüler Kahramanmaraş Türkoğlu 1 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna aittir. Türkoğlu 1 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan hükümlü ve tutuklular ceza infaz kurumundan dışarıya çıkmaya çalışmıştır.
Kurum dış güvenliğini sağlamakla görevli olan jandarma taburunun müdahalesi ile firar teşebbüsü önlenmiş ve kurum güvenliği sağlanmıştır.
Olaylar hakkında Adalet Bakanlığı tarafından tahkikat başlatılmıştır.
Açıklamalar böyle… Sosyal medyada yer alan bazı haberler doğrulanmıştır. Bazı iddialar ise doğru değildir. Adalet Bakanlığı açıklama yapmak için olaylardan sonra üç gün beklemiştir.
Ceza evinde “firar” nedeniyle yapılan müdahale sırasında 12 yaralı ve 3 ölü vardır.
Olayların veya firarın bastırılması ve yangının söndürülmesinden sonra Hatay’da ve Kahramanmaraş’ta yaralılar hangi hastanelere tedavi için gönderilmiştir, durumları nedir ve 3 kişi nerede ölmüştür? Hapishanede mi? Hastanede mi?
Hükümlü ve tutuklular hangi cezaevlerine nakledilmişlerdir?
İsyan bastırma, ayaklanmayı önleme, güvenliği sağlama, yangını söndürme üzerine kurulu Devlet savunması... Cezaevi içinde çekilen görüntüler, kafası sarılı yerde yatanlar…
Yaşam hakkı korunmalıdır.
AİHS’nin 2. maddesine göre herkesin yaşam hakkı yasayla korunur.
Ölüm, aşağıdaki durumlardan birinde mutlak zorunlu olanı aşmayacak bir güç kullanımı sonucunda meydana gelmişse, bu maddenin ihlaline neden olmuş sayılmaz.
Cezaevlerindeki ölüm olayları tüm yönleriyle soruşturmalıdır. Etkin soruşturmalar hemen başlatılmalıdır. Nitekim Adalet Bakanlığının “tahkikat” açtığı anlaşılıyor.
Devlet yetkililerinin hapishanede tutulan kişilerin ölümünden sorumlu tutulmaları; açılacak ve sonuçlandırılacak etkin ve etkili soruşturma sayesinde ortaya çıkar. Devlet özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin yaşam ve sağlıklarından doğrudan doğruya sorumludur.
Sözleşmenin 2. maddesi kapsamında insan yaşamından sorumlu olanların asli görevlerini ihlal ettiklerinden şüpheleniliyorsa soruşturma mutlaka açılmalıdır ve bu yükümlülüğünün esası; yaşam hakkını koruyan mevzuatın etkin şekilde uygulanmasını sağlamak içindir.
İsyanın bastırılması beklenir ve bastırılmalıdır… Nasıl mı?
Devlet kişinin/tutuklunun/hükümlünün ölüm nedenine dair tüm bilgileri ve ölümünden önce “kişiye uygulanan muamele” hakkında bir açıklama sunmalıdır.
Cezaevi avlusunda, elleri kelepçeli yüzüstü yatırılmış ve kafaları sarılı insanlar…
Ne oldu, kişiler neden ve nasıl yaralandı, neden öldü, nerede öldü, zamanında tıbbi müdahale gerçekleşti mi, silah kullanma iznini kim verdi? “Vur emri” varsa kime ait, mermiler nereye isabet etmiş, belli bir plana göre isyan halinde uygulanan bir silah kullanma hali mevcut mudur?
Meşru olmayan güç kullanımı ile eğer kişi öldürülmüşse not etmelisiniz; cezai müeyyide uygulanmalıdır. Sadece disiplin cezası sorunu çözmez. Makul bir güç kullanılması gerekirken ölümcül güç kullanmak farklıdır.
Orantısız güç ölüme neden olmuşsa “neden” sorusu sorulmalıdır. İsyan çıkmışsa ve nasıl bastırmak gerekiyorsa; önceden alınmış tedbirlerin ne olduğu, eğitimin verilip verilmediği ve nasıl bir plan yapıldığı, ayaklanmayı bastırmak için kimlerin hangi plana göre nasıl hareket ettiği, olaylar sırasında müdahalenin nasıl planlandığı dahil her şey bilinmelidir ve soruşturulmalıdır.
Devlet tutulu kişilerin hayatlarından ve her şeyinden sorumludur. O yüzden devlet tutulu bulunan bir kişinin ölümünün veya yaralanmasının nedenleri hakkında hesap verebilir şeffaflıkta olmalıdır. Bu nedenle cezaevleri olayları devlet tarafından soruşturulmalıdır. Ölen kişinin yakınları ölümün nedenlerini bilmek ister, toplumun gerçekleri öğrenme hakkı vardır.
Soruşturmacılar bağımsız ve tarafsız olmalıdır.
Soruşturma ölüm ve yaralanma olaylarının nedenlerini ve koşullarını, kullanılan gücün AİHS Madde 2, Anayasa Madde 17 kapsamında “meşru olup olmadığını” saptayacak nitelikte olmalıdır. Sorumluları belirleyebilecek netlikte ve cezalandırılmalarını sağlayabilmeye elverişli olmadır.
Yargı bağımsız ve tarafsız olmalıdır…
Kolay değil, devlet görevlilerini yargılamak; yargıç ister.
İnsan haklarına dayalı hukuk, insanı ve insan onurunu korumak ister.
Not ediniz… Deprem bölgesindeki iki cezaevinde 12 yaralı ve üç ölü var...
Devlet görevlileri yaşamı korumakla yükümlüdür; gücü orantısız kullanarak öldürmekle değil!
Öncelik mutlaka ve nasıl olursa olsun isyanı bastırmak mıdır?
Öncelik insan yaşamıdır, onurudur ve korunmasıdır.
Öncelik cezaevindeki insanların yaşamından ve onurundan sorumlu olmaktır; depremde insan hayatının ölümden kurtarılmasıdır.
Fikret İlkiz'in bu yazısı, ilk olarak Bianet'te yayımlanmıştır.