Başvurucu Mehmet Osman Kavala’nın mevcut tutukluluğuna ilişkin yasal dayanakları açıklayan Türk Hükûmeti 29 Mayıs 2020 tarihinde Bakanlar Komitesine Osman Kavala hakkında bildirimde bulunmuştur.
Yapılan bu bildirimde yer alan bilgilere göre; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma (no. 2017/96115) çerçevesinde Osman Kavala 1 Kasım 2017 tarihinde İstanbul 1. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından tutuklanmıştır.
O.K İstanbul 1. Sulh Ceza Hâkimliği kararına göre 15 Temmuz darbe girişimindeki rolü ile ilgili olarak “Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” (TCK 309. maddesi) ve Gezi Olaylarında “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya” (TCK 312. maddesi) suçlarından tutuklanmıştır.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı iki ayrı suçlamadan dolayı sürdürdüğü soruşturmaları birbirinden ayırmıştır.
Böylece Osman Kavala hakkında iki ayrı soruşturma sürdürülmüştür.
TCK’nun 312. maddesi kapsamında Gezi olayları hakkında sürdürülen cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yönelik suçlama Soruşturma No.2018/210299 kayıtlı olarak devam etmiştir.
Bu soruşturma içinde yürütülen 15 Temmuz darbesine yönelik rolüne ilişkin cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçlaması ise ayrılarak ayrı bir soruşturma (No. 2017/96115) kaydı ile sürdürülmüştür. Bu soruşturma ile ilgili verilmiş olan “tutuklama kararı” Savcılığın re’sen talebi üzerine kaldırılmıştır. 20 Mart 2020 tarihinde İstanbul 3. Sulh Ceza Hâkimliği, Yargı Reformu Stratejisine göre 17.10.2019 kabul tarihli 7188 sayılı Kanunla değiştirilen CMK’nın 102 § 4. maddesi gereğince yürürlüğe giren düzenlemeye göre soruşturma aşamasında tutukluluk süresinin iki yılı geçmeyeceği gerekçesiyle söz konusu suçla ilgili olarak başvuranın serbest bırakılmasına karar vermiştir.
Ancak bu arada 2018/210299 numaralı soruşturmayla ilgili Gezi olayları hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 4 Mart 2019 tarihli iddianame ile İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılmıştır. Mahkeme iddianameyi kabul etmiş ve İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi yargılamayı sürdürerek 18 Şubat 2020 tarihinde tüm sanıkların ve Osman Kavala’nın beraatine karar vermiştir. Hakkındaki bu soruşturmada söz konusu olan suçlamadan dolayı verilmiş tutuklama kararı kaldırılmıştır.
Hükûmet beyanın göre; İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Osman Kavala’nın beraatına karar vermesi ile AİHM’in ihlal tespit kararına konu olan tutukluluk kararı 18 Şubat 2020 tarihinde kaldırılmış ve Kavala’nın tahliye edilmesine karar verilmiştir.
Ancak Kavala hakkında sadece tutukluluk kararı kaldırılarak geri alınmış; tahliye edilmemiştir.
Osman Kavala hakkında 18 Şubat 2020’de yani hakkında tutuklama kararı kaldırılmış olarak tahliyesi beklenirken 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimine yönelik rolü ile ilgili olarak “Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” (Anayasayı İhlal ) TCK 309. maddesi ilgili yürütülmekte olan soruşturma kapsamında polis karakolunda gözaltına alınmıştır. Bir başka anlatımla Silivri Cezaevi’nde tahliyesi beklenirken; gözaltına alınmıştır. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine 19 Şubat 2020’de İstanbul 8. Sulh Ceza Hâkimliği Osman Kavala’nın bu suçtan tutuklanmasına karar vermiştir
Sonuç olarak Osman Kavala hakkındaki iki suçlamadan dolayı verilmiş tutuklama kararına bakalım:
Öncelikle 1 Kasım 2017 tarihli tutukluluk kararı ile başlayan cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya teşebbüs suçu ile ilgili Gezi Olayları hakkındaki davada tutukluluğu 18 Şubat 2020 tarihinde sona ermiştir.
İkinci suçlama Anayasayı ihlal suçudur. Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçu ile ilgili tutukluluğu ise 19 Şubat 2020’de başlamış ve 20 Mart 2020’de sona ermiştir.
Hükümete göre; “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 15 Temmuz darbesine ilişkin soruşturmanın ilerleyen evrelerinde yeni deliller tespit etmiş ve toplamıştır. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı başvurucunun devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin etmek suçunu (TCK Madde 328) işlediğini gösteren delil bulmuş ve 9 Mart 2020 tarihinde başvurucunun tutuklanmasını talep etmiştir. Aynı gün 9 Mart 2020 tarihli kararı ile İstanbul 10. Sulh Ceza Hâkimliği Kavala’nın bu suçtan, yani; siyasi ve askeri casusluk suçundan tutuklanmasına karar vermiştir.
Hükûmetin bu açıklamalarına göre; Osman Kavala halen “Siyasi ya da Askeri Casusluk” suçundan tutukludur.
Sonuç olarak Hükûmet, 9 Mart 2020 tarihinde başka bir suç nedeniyle Osman Kavala hakkında başlatılan soruşturma nedeniyle tutuklama kararı verildiğini ve bu sürecin, “AİHM’in 10 Aralık 2019 tarihli kararında tespit edilen ihlallerle ilgili olmadığını belirtmek” istemektedir.
Bir başka anlatımla Gezi olayları nedeniyle verilmiş olan tutuklama kararı 18 Şubat 2020 tarihinde İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği beraat kararı verilmesi ve tutuklama kararının geri alınmasıyla Hükûmet; Bakanlar Komitesi’nin dikkatini bu davada verilmiş olan tahliye kararının ortadan kalktığına ve söz konusu sürecin bu davayla ilgili olduğunu dolayısıyla siyasi ve askeri casusluk suçlamasından dolayı açılan ceza davasında soruşturma aşamasında verilmiş tutuklama kararının AİHM tarafından verilmiş 10.12.2019 tarihli kararıyla ilgisinin olmadığını ve Gezi olayları ile ilgili verilmiş olan AİHM kararının icra süreci kapsamına girmediğine dikkat çekmek istemektedir.
Özetle; Gezi davasında verilen beraat kararı ve Osman Kavala hakkında bu dava nedeniyle verilmiş olan “tutuklama” kararı 18.02.2010 tarihinde kaldırılmıştır.
AİHM kararı 10 Aralık 2019 tarihlidir. Bu davanın konusu Gezi olaylarıdır. Bu davada verilmiş tutuklama kararı kaldırılmış olduğundan AİHM kararlarının icrasına ilişkin Bakanlar Komitesi kararına göre infazı gereken bir durum veya AİHM kararına göre Osman Kavala’nın tahliyesi hakkında karara bağlanacak bir durum söz konusu değildir. Zaten bu dava ile ilgili olarak 18 Şubat 2020 tarihinde tutukluluk hali daldırılmıştır.
Fikret İlkiz'in bu yazısı, ilk olarak Bianet'te yayımlanmıştır