Acele etmelidir, ama hüküm kurarken değil. Bazen durup dururken vicdan sızlar.
Gerçekten öyle midir? Durup dururken oldu ve vicdan sızladı!
Olup bitenlerin hiçbirisi durup dururken olmadı.
Hiç mi vicdanınız sızlamıyor?
Pilot Paul Tibbets Hiroşima’ya atom bombası attı ve bir anda 65 bin kişiyi öldürdü. Öldürmekle bitirilen dünya savaşı sonrası hiçbir vicdan sıkıntısı yaşamadan 95 yaşında öldü. Bu eylemini vicdanında tartmış bir kişi ama tek başına değildir. Onun gibi olanlar arasında fikirler çöplüğünde siyasetçiler, tarihçiler, bomba yapıcılar var. Japonya’ya iki atom bombası atılmasını zaruret olarak gördüler 1945 yılının ağustos ayında…
Vicdan sızlar. İnsanın vicdanı sızlar…
Nietzsche’nin dediği gibi vicdan “her yanlış adımda kendine bir mazeret üretir”. O zaman vicdanın insan hayatında, insanlık tarihinde yeri neresidir? Akılla bulunan mazeretlerle eğilip bükülen bir şey midir vicdan?
Hâkimler, kürsü sahibi hakimler, karar yazanlar, hüküm kuranlar…
Anayasaya göre “Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler.” (Madde 138)
Virgül ve noktalı virgüllerin hâkim olduğu bir cümlede “vicdani kanaat” tarifi yok. Anayasa var, kanunlar var ve buna uygunluk “hukuka uygunluk” sayılıyor.
Uygunluk yoksa hukuk yoktur ve vicdan sızlar!
Bir hâkim, başka bir hâkimin hükmü için (noktalı virgül) bir şey diyemez mi? Diyebilir tabii, o zaman desenize. Biriniz içinizden biri hiç olmazsa bir şey söylese kıyamet mi kopar?
Susarsanız; vicdan sızlar…
İçinizde yüksek dereceli olanlar var!
Mahkemelerde neler olup bitiyor, izliyor musunuz?
Gezi davasında istinaf mahkemesi yerel mahkeme kararını onadı. Türk Tabipleri Birliği Başkanı hakkında açılan ceza davasında cezalandırma istenmiş. Seçilmiş belediye başkanı hakkında bir ceza hâkimi mahkûmiyet kararı vermiş. HDP’nin kapatılması isteniyor. Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş cezaevinde. Cezaevinde amiral ölmüş.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Gezi davasında 25 Nisan 2022 tarihli mahkûmiyet hükmüne karşı heyette bir hâkim “karşı oy” yazdı, vicdanın bir gerekçesi var:
“ Dosya içeriğinde dinleme kayıtlarından başka delil bulunmadığı, ilk dinleme kararının 18/06/2013 tarihinde TCK' nın 220.maddesinde düzenlenen , " Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma " suçuna ilişkin olarak alındığı, TCK 312.maddesi kapsamında " Hükümete Karşı Suç " suçundan alınan dinleme kararı olmadığı, daha sonra dinlemenin uzatılması talep ve kararlarında ayrıca TCK'nın 312.maddesininde eklendiği, ancak bu suçun bu tarihlerde 5271 sayılı CMK'nın 135/8 maddesinde sayılan ve yasal dinlemeye konu suçlardan olmadığı, "Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlardan" ," Hükümete Karşı Suç" suçunun 02/12/2014 tarihinde 5271 sayılı CMK da yer alan dinleme kapsamındaki suçlara eklendiği, bu tarihten sonra alınan bir dinleme kararının da bulunmadığı, dosyadaki tüm dinleme kayıtlarının 02/12/2014 tarihinden önce olduğu, bu haliyle dinleme kayıtlarının, kanuna ve hukuka aykırı delil niteliğinde bulundukları CMK 206/2-a,217/2,230/1-b maddeleri doğrultusunda yapılan değerlendirme ve yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre dosyadaki dinleme kayıtlarının yasak delil mahiyetinde olduğu, sanıkların kanuna aykırı dinleme kayıtlarına karşı beyanları da yasak delile dayandığından hükme esas alınamayacağı, aksi kabul edilse dahi dinleme kayıtlarını destekleyen somut kanıtlar olmadığı ve tek başına dinleme kayıtlarının sanıkların üzerlerine atılı suçlardan mahkumiyetlerine yeter olmadığı anlaşılmış olup, sanıkların, üzerlerine atılı suçlardan cezalandırılmalarına yeter her türlü kuşkudan uzak, somut, kesin ve inandırıcı başkaca delil de bulunmadığından beraati, tutuklu sanık Osman Kavala' nın tahliyesi ile diğer sanıkların tutuklanmaması gerektiği görüşündeyim. (Üye yargıç Kürşat Bektaş Üye 211284)"
Bunları okudunuz mu? Kapak kaldırılmayan dosyaların hükümlerinde yazılı. Okuyan olmadı!
İstinaf dediler beklediler, beklettiniz, umutlandılar. Hükümle umutlarını kırdınız, öyle hissediyorlar. Hukuka uygun karar için adalet kırıntısı arıyorlar. Vicdan sızlıyor.
20 satırdan ibaret ilk mahkûmiyet hükümdeki “Karşı oy” yazısına karşı 28.12.2022 tarihli kararı ile incelemesini bitiren Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf) 6 satırdan ibaret “hüküm” kurdu.
“Mahkemenin sanıklar hakkında verdiği mahkûmiyet kararlarında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, cezaların kanuni bağlamda uygulandığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunda bulunan sanıklar müdafilerinin ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmemiş olmakla, (…)ISTINAF BASVURULARININ ESASTAN REDDINE,…”
Kocaman kocaman harflerle yazılmış “ret” kararına karşı kimsenin sesi çıkmıyor, çıkmayacak mı?
Rahat olabilirsiniz (noktalı virgül) vicdan sızlar! Sızlar çünkü hayata dair en önemli şey doğru düzgün yaşamayı becermiş olmaktır. Bunun hukukla, hukuka uygunlukla ilgisi yoktur.
Susmak Anayasaya, kanunlara ve hukuka uygunluk demek değildir Vicdanı temiz insanların yapabileceği birçok şey vardır. Vicdan, insan olmayı bilmektir. Anayasaya ve kanunlara göre hüküm kurmaktır. Beklenen vicdanı kanaatlerinizdir.
Eyyy hâkimler… Vicdanen rahat olabilirsiniz! Hiçbir vicdan sızısı yaşamayanlardan mısınız? O zaman vicdan sızlar!
Hiç olmazsa bir ses verin. Kararlar öyle yazılmaz deyin. Ama sizler deyin eyyy hâkimler…
Belki vicdanları körelmiş olanlara yol göstermiş olursunuz ve belki adaletin pusulası olur vicdanlarınız!
“Vicdan, bir tür iç pusuladır, insana doğru-yanlış eksenin nerede olduğunu gösterir., ahlaki yargı ve davranışlarına rehberlik yapar. Vicdan bir pusulaysa, görüyoruz ki bu pusula bazen kilitlenir, güç ya da güce itaat gibi başka manyetik alanın etkisinde hep kendi kıblesini göstermeye başlayabilir”[i]
Yargıya hâkim olan anlayışı temsil edenler olarak hiç olmazsa “muhalefet şerhi” yazın!
Ama onu bile yapmıyorsunuz! Vicdanlardan, “hur vicdanlardan” hüküm bekleyen, özgürlük bekleyen insanların umutlarını kırıyorsunuz…
Yargının hiç vicdanı kalmamışsa eğer; hiç olmazsa birkaç cümle yazın.
Avunacak kadar vicdan, inanacak kadar duygular kalsın geriye!
Umuttur, tesellidir, hükmünüze hüküm desinler, (yoksa) vicdan sızlar!
Vicdan, sessiz sedasız durduğu bir mekânda duruyor.
Sessiz ve sedasız; vicdan sızlar!
[i] Güzeldere, GÜVEN. Vicdan: Bazen sızlar! Psikeartr/Vicdan Ocak-Şubat 2013.Sayı 25. Sayfa 6-16
Fikret İlkiz'in bu yazısı, ilk olarak Bianet'te yayımlanmıştır.