Başbakan Ahmet Davutoğlu, bu sıfatıyla ilk kez Alman meslektaşı Angela Merkel’i Berlin’de ziyaret etti. Bu ziyaret çok önceden planlanmıştı ancak öyle bir güne denk geldi ki, Davutoğlu’na üzülmemek elde değil! Avrupa’nın Paris’te, özellikle İslamcı grupların terörüne karşı yek vücut olduğunu gösterdikten bir gün sonra ve Alman İslam karşıtlarının gelenek haline getirdiği pazartesi eylemlerinin yapıldığı gün, dünyanın en güçlü kadın hem de Hıristiyan demokrat lideri ile bir araya gelmek hiç kolay olmasa gerek. Hem de selefi Recep Tayyip Erdoğan’ın ayak izleri henüz silinmemişken. Bu kez iki liderin buluşmasını yerinde değil, Türk ve Alman medyası üzerinden takip ettim. Başbakan Davutoğlu’nun yüzünden hiç eksilmeyen tebessümü pek fazla bir şey söylemiyordu ancak mevkidaşı Merkel, sert, mesafeli temkinli ve hatta biraz da tehditkardı. Öyle bir iki söz etti ki, Davutoğlu’nun daha sonra kurduğu her cümle kifayetsiz kaldı.
“Eski Cumhurbaşkanı Wulf, İslam’ın Almanya’nın bir parçası olduğunu söylemişti, evet bu böyle, ben de aynı görüşteyim”
“Bütün Almanların başbakanı benim, nereden gelirlerse gelsin bu ülkede uzun süre yaşayan herkesin de başbakanıyım”
“Hangi dinden olursa olsun, Alman yasalarına saygı göstermeye ve dilini öğrenmeye hazır olan herkes bu ülkeye gelebilir. Onların uyum sağlaması için elimden gelen her şeyi yapacağım”
Almanya Başbakanı Angela Merkel, ülkesinde yaşayan Müslümanların her türlü sorumluluğunu kendisinin taşıdığının altını kalın çizgilerle çizerken, Davutoğlu’na bence “Gölge etmeyin” mesajını verdi. İslam konusunda ülkesinde bilgi eksikliği olduğu açık yüreklilikle kabul eden Merkel, dinler arasındaki diyalogu güçlendirmek gerektiğini vurguladı. Merkel, Almanya’da yaşayan Müslümanların din ve şiddet arasına mesafe koymalarına minnettar olacağını da sözlerine ekledi. Angela Merkel, İslam ve ülkesindeki Müslümanlara karşı ilk kez bu kadar açık bir biçimde kucaklayıcı, sahiplenici bir tavır sergiledi. Bunun için geç kaldı ama ardından Davutoğlu’nun sarf ettiği sözleri etkisiz bıraktı.
Davutoğlu’nun Merkel karşisindaki tutumunu daha çok defansif olarak nitelendirmek mümkün. Bir kere Türkiye Başbakanı, başta IŞİD olmak üzere İslamcı teröristlerle yeterince mücadele etmedikleri iddialarına yanıt vermek zorunda hissetti kendini. Davutoğlu, iki ülke arasındaki istihbarat alışverişine dikkat çekerek, “ Türkiye haksız yere suçlanmamalıdır. Bunu kabul edemeyiz” dedi. Ardından Türkiye’nin AB üyeliği ile Batı ve İslam dünyası arasında köprü görevi göreceğinden dem vurmak istedi ancak mevkidaşı Merkel’in aynı reddedici tutumuyla karşı karşıya kaldı. Davutoğlu’nun önüne Kıbrıs sorununu yeniden ısıtıp koyan Merkel, eskiden beri, parti lideri olarak Türkiye’nin tam üyeliğine karşı olduğunu ama başbakan olarak ahde vefa ilkesine uymak zorunda kaldığını gizlemiyor. Yani terörle mücadelede ortaklığa evet, AB tam üyeliğe hayır. Almanya için Türkiye’nin AB üyeliği dosyası şimdilik kapanmış görünüyor.
Başbakan Davutoğlu’nun İslam’ı terörizmle anmamak gerektiğine dair sözleri ise, Paris’teki eylemin ardından maalesef etkisiz kaldı. Hele bu tezini savunurken Almanya’da aşırı sağcı terör örgütü NSU’nun işlediği cinayetlere dem vurup, bu terör eylemini Müslümanlar ile bağdaştırmadıklarını ifade etmesi, sadece elmalarla armutları karıştırmadığı, Paris eyleminin hedefini de anlamadığını gösterdi. Oysa Davutoğlu’nun bulunduğu mekana çok yakın bir yerde, Paris’te teröristlerin hedef aldığı binlerce insan, İslam karşıtlarını eleştirmek için sokağa çıkmıştı. Bu konuda yanıtı Başbakan Davutoğlu’na Alman halkı verdi hem de sadece Berlin’de değil, Almanya’nın pek çok kentinde. Bugün de Müslümanlar, diğer dinlerin temsilcileri ile birlikte uyarı nöbeti tutacak. Paris, Almanya’daki Müslümanlar ile Türkiye arasına da mesafe koyuyor.
Bunu Ahmet Davutoğlu’nun selefi Recep Tayyip Erdoğan gibi, Almanya’da yaşayan Türkiyelilerle yaptığı buluşma da gösterdi. İzleyenler katılım kadar coşkunun da azlığına dikkat çekiyorlar. Ayrıca, Berlin’de Erdoğan’ın gölgesinde kalan Ahmet Davutoğlu Almanya’da, dışişleri bakanı iken uygulamak istediği iddialı “komşularla sıfır sorun politikası” sınıfta kalan bir siyasetçi olarak tanınıyor. Davutoğlu Alman medyası için de sadece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sadık takipçisi. Davutoğlu, Almanya’daki seçim propagandasına başkentten başlamış oldu ancak, şunu iyi bilmeli ki, Almanya’daki seçmen için Berlin Ankara’dan daha önemli. Zira çoğu doydukları yeri vatan belliyor. Bu sadece Almanya değil Avrupa. Paris’teki saldırının Pegida’yı, İslam karşıtlarını eleştirenlere ve düşünce özgürlüğüne yönelik olduğunu, asıl onların yanında yer almaları gerektiğini hem Alman hem de Türk siyasetçilerinden daha iyi anladılar. O yüzden bugünkü eylemin adı da “Birlik ol, yüzünü göster”. Anlayana…