Bilişim sektörü dertli. Sadece iki gün öncesinde açıklanan 18 günlük kapanmanın yarattığı kargaşa büyük. Zaten salgın, faiz-dolar kargaşası, bankacılık sıkıntıları ve üstüne tedarik zinciri sıkıntıları mevcut. Üstüne, plan yapmaya izin verecek kadar önce bildirilmeyen kapanma geldi.
Üstelik kapanmanın sınırları da iyi anlatılmadı ve bir hayli belirsiz kaldı. Firmalar bir süre kendilerinin muaf olup olmadığını anlamaya çalıştılar.
Üstüne NACE kodları sıkıntısı geldi [1]. Firmaların faaliyet alanlarını sınıflandırmaya yarayan bu kodlara göre izin verilmesi söz konusu oldu. Ancak bu kodların tam doğru çalışmadığı (bazen ITO/ISO seçimlerinde siyasal amaçlı değiştirilebildiği) gibi konular olduğu için bir süre de bu kargaşa yarattı.
Öyle ki, çalışanları izin kapsamındayken, şirket sahibinin izin alamadığı durumlar oldu. Hatta Tübider üyelerinin ifadesi ile söyleyelim; "Kurye muaf ama kuryenin taşıyacağı malı veren firma muaf değil" durumu meydana geldi.
SLA (Servis düzeyi anlaşması) olan firmaların, izin alamadıkları için müşterilerinin sorunlarına gidememesi yüzünden anlaşmazlık çıkan durumlar var.
Bir başka konu da, çek konusundaki karmaşa oldu[2]. Herkesin vergi-SGK ödemesi olduğu gün, duyuru nedeniyle çekler ödenmeyince bu da sektörü bir hayli rahatsız etti.
Aşağıda izleyeceğiniz programda yaptığımız değerlendirmenin 6 sonucu şöyle:
Unutulmamalıdır ki; bilişim sektörü sendelerse, diğer tüm sektörlerin tekerleği dönmez olur.
Sonuçta vaka ve vefat sayıları, son iki günde yükselmedi. Hatta son günlerde geriliyor bile. Günlerdir verilmesi gereken kararlar, neden son ana bırakılıp, sektörler ve insanlar zor durumda bırakılıyor?
Hafta sonu bilişim sektörünü ilgilendiren bazı NACE kodlarının muafiyet kapsamına alınmasına rağmen hâlâ bazı bilişim şirketleri kapsam dışında, muafiyet kapsamına giren şirketler de sistemdeki çeşitli teknik sorunlar sebebi ile belge alamıyor. Kaos devam ediyor.
Çekler ötelenecekse, planlı ve etkisi düşünülerek yapılmalıydı. Yetmedi, sadece çekler değil, tüm ödemeler (banka kredileri, vergi, sgk, elektrik, su vs) blok halinde, önümüzdeki 6 ayın ödemeleri olarak bir ay ötelenmeliydi. Maaş konusunda devlet destek vermeliydi.
Son 14 aydır, salgının daha kötü olmamasının temel nedenlerinden birisi, en azından bazı kişilerin, bilişim ve telekomu kullanarak "uzaktan" her şeyi halledebiliyor olmasıdır. En azından bulaşmayı uzaktan eğitim alanlar ya da çalışanlar için azalttığının farkında olmamız lazım. Bu nedenle bilişim-telekom sektörü öncelikli sektörler olmalıdır. Hem finansal kararlarda, hem de strateji açısından. Bunu neden görmüyoruz?
Bilişim ve telekom sektörünün sorunları konusunda kamu tarafında çok başlılık var. Bu da sorunların çözülemeyişi ya da geç çözülmesi anlamına geliyor.
Çuvaldızı da bilişim sektörüne batıralım.
Bilişim ve telekom sektörleri, diğer sektörlere altyapı sağlıyorlar. Bununla da sektörlerin çalışmasını ve verimliliklerini yaratıyorlar. Bu sektörlerin etkilendiği hükümet kararlarında hesaba katılmaması, öneminin farkında olunmaması, sektörün büyümesini ve ülkenin ekonomisine verdiği desteğin artmasını engelliyor. Bunun bir kabahati de, sektörün kendisinde. Kendilerini daha iyi anlatmalı ve güç haline gelmek için bileşmeliler.
Rüştü Arseven: Devlet firmalar arası alacaklara karışırken neden kendi alacağı vergiyi, SGK'yı ertelemiyor?
Bütün bu konuları ve sektöre etkilerini gazeteci Serhat Ayan ile birlikte, Tübider Başkanı Rüştü Arseven ve eski başkanlardan, sektörün duayenlerinden Erkin Fındık ile konuştuk. Programın bir bölümüne Ankara'dan Emre Yörük de katkı verdi. Aşağıda bu konuşmayı izleyebilirsiniz.
Bu arada bu sıkıntıların hepsi ya da bir kısmı belki başka sektörlerde de mevcuttur. Biz sadece kendi tarafımızdaki sektöre yakından baktık ve sıkıntıları dile getirmeye çalıştık.
[2] Basın Duyurusu
[3] Koronavirüs, İspanyol Gribi gibi olur mu? Teknoloji olmasaydı, olabilirdi