Bu hafta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın gerçekleştirdiği 700 bin tablet dağıtımı, aklımıza yeniden Fatih Projesini getirdi. Ne olduğuna bakalım dedik.
2010 yılında başlatılan projenin son tarihi 31 aralık 2015. Bazı ihalelerin devam etmesine karşın, şu ana kadar erişim ve altyapı dışındaki bölümlerindeki gerçekleşmelerin zayıf kaldığı anlaşılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan her ne kadar herşeyin yolunda olduğunu söylese de, tablet dağıtımı henüz yüzde 8 tamamlanmış durumda. Projenin içinde yer alan 10 kadar bileşenin kalanlarında da gerçekleşme oranları hep yüzde 10’lar civarında.
Üstelik proje için çıkarılan yönetmelik, 2015 sonuna kadar yetki veriyor. Sonrası şu anda belirsiz.
Aşağıda projenin, neden önemli olduğunu, bugüne kadar hangi safhalardan geçtiğini ve neden “olamaz” seviyesine geldiğinin düşünüldüğüne dair detayları bulacaksınız. Ama sonda söyleyeceğimizi baştan belirtelim; “Fatih Projesi Önemlidir ve Sürdürülmelidir”.
Projenin önemini bir kaç yönden açıklayalım;
EĞİTİM: Eğitim sistemimizin başarılı olmadığı ortada. Bunu OECD sıralamasından görüyoruz . Hemen hemen her alanda sonlardayız.
Çağdaş bireyler yetiştirme yolunda, eğitim sistemimizde bir dönüşüme ihtiyaç var. O dönüşümü sağlayabilecek araç teknolojidir. Aşağıdaki bölümde bu konuda bazı detayları bulabilirsiniz.
ÜRETİCİ OLMA FIRSATI: Bu proje doğru yönlendirildiği takdirde, ülkemizin teknoloji üreticiliğine –hem donanım, hem yazılım, hem de hizmet” anlamında önemli bir fırsat sağlayabilir.
Bunu da aşağıda daha detaylı açıklayacağız.
EKONOMİYE KATKI: Türkiye’nin geleceği olan öğrencilerin daha okulda teknoloji ile içiçe olmaları, teknoloji ya da diğer sektörler açısından önemli bir fırsattır.
Eğer Türkiye 10cu Ekonomi olmayı hedefliyorsa, teknoloji, dolaylı ve doğrudan kazançları ile vazgeçilmezdir.
Bir örnek verelim; ABD ekonomisinin 1975-1995 arasındaki 20 yılına dair yapılan bir araştırma, bilişim sektörünün, IBM, Microsoft gibi firmaları ile ekonomiye doğrudan ya da diğer sektörlere sağladığı dolaylı katkının (verimlilik artışı gibi), tüm ekonominin 2/3’ünü oluşturduğu hesaplanmış (Amerikan Ekonomisi Bilişime Teşekkür Ediyor)
Tabletli eğitim projeleri sadece ülkemize özel değil. Bütün dünya şu anda tabletlerle eğitime geçiş konusunda projeler yapıyor. Gelişmekte olan ülkelerde devletler, gelişmiş ülkelerde ise bazı dernekler bu işlere el atmış durumda.
Örneğin bizimkine benzer bir proje Brezilya’da var. 2012-2017 arasını kapsayan bu projenin detayını” buradan okuyabilirsizniz.
Benzer bir diğer proje de, okul terketme oranlarının çok yüksek olduğu Hindistan’dan verelim. Tablet’in eğitime nasıl bir başarı getirdiğini anlatan bir makaleyi burayı tıklayarak okuyabilirsiniz.
Ayrıca Hindistan’daki projenin bir yerel firmayı da tablet lideri yaptığı görülüyor. Bunu da örnek almak lazım.
Batı dünyasından da bir örnekleme yapalım; Burada İngiltere’deki “Tablets for Schools" isimli bir derneğin çalışmalarını ve raporlamalarını göreceksiniz.
Bu derneğin sayfasının en üstünde –yukarıda bizim de belirttiğimiz—“Teknolojinin, Eğitimi Dönüştireceğine İnanıyoruz“ ifadesi yer alıyor. Tabletle eğitimin faydaları konusunda şunları veriyorlar;
- Çocukların eğitime daha çok ilgi duyması anlamına gelir
- Yaratıcılığı arttırır
- Akademik başarıyı arttırır
- Bağımsız öğrenmeyi sağlar
- Birlikte çalışmayı destekler,
Aynı sayfada, tabletlerin, kişiselleştirilmiş eğitim ve birlikte çalışabilirliği geliştirdiği, bu şekliyle de daha entegre ve daha demokratik bir eğitim sağladığı da raporlanıyor.
Yerli üretimi teşvik ve cari açığın kapanması nedenleriyle bugünlerde tartışılan, “ithal cep telefonuna ilave vergi” konusunda gözden kaçan husus şu; Fatih projesi önemli bir fırsat.
Çünkü “şusu da olsun, busu da olsun” demek yerine, ilkokul ve ortaokul düzeyindeki öğrencilere, daha basit ve mesela 90-100 $ bandındaki tabletler sağlamak mümkün.
Bu da, yerli cep telefonu üreticisine, tablet üzerinden teknoloji geliştirme fırsatı verebilecek destek anlamına gelebilir. Devletin “ek vergi” koymak yerine teşvik vermesi gerekir demiştik .
Şimdi bu teşvikin illa para olmayabileceğini, böyle bir büyük projenin de teşvik anlamına gelebileceğini hatırlatalım.
Dediğimiz gibi proje önemli, AKP iktidarının da olumlu bir projesiydi. Öyle ki, sadece tabletleri alabilecek öğrenciler ve aileleri ve ilgili eğitimciler değil, dünya çapındaki pek çok üretici bir anda ülkemize ilgi duymuş ve 2011-2012 yıllarında Microsoft, Apple, Samsung gibi pek çok teknoloji devinin CEO’ları bizzat gelip, o zaman ki başbakan Tayyip Erdoğan ile görüşmüşler ve ülkemize verilen önem artmıştı.
Oysa şimdilerde bu projeden geri adım var gibi hissediyoruz. 2013’e kadar proje ile ilgili bir şeylerin yapıldığını gördük ama haziran 2013’de 7 firmadan alınan 10,6 milyon adet tablet teklifi, o günden bu yana sonuçlanamıyor. Gerçi MEB 2 ay önce, şubat 2016 itibariyle bu 10,6 milyonun dağıtımının başlayacağını açıkladı ama bu kadar büyük sayıda tabletin üretimi ve dağıtımı kalan sürede nasıl yapılabilir?
Projenin diğer bileşenlerinde de gerçekleşme oranı yüzde 10’lar düzeyinde.
Gezi olayları sonrasında, adeta “internet” ve “bilgisayarlardan” korkmaya başlayan iktidarın, burada ayak sürüdüğü gibi bir manzara görülüyor.
Proje hakkında “artık tamamlanamaz herhalde” diye düşünülmesinin en önemli nedeni, bu sene sonunda geçerliliğinin bitiyor olması. Fatih Projesi ile ilgili Hizmet Alım ve Yapım İşlerine Dair Yönetmeliğin 2ci maddesinde 31/12/2015 tarihinin son tarih olarak verildi. Eğer bu yönetmelik yenilenmez ya da uzatılmaz ise, Fatih Projesi zaten yılın sonunda sona ermiş olacak.
Ama başka bir not da, İktidarın malum “cemaat” savaşı nedeniyle, Milli Eğitim Bakanlığı’nda bu konuyu çalışmış kadroları boşalttığı ve bu nedenle de Fatih projesi gibi karmaşık bir projenin gerçekleşmesi ile ilgili çalışmaların yapılamaz hale geldiği yorumu. Bu yorumu bizzat projeye katılmaktan vazgeçen üreticiler yapıyor.
Diğer bir eleştiri ise, bir önceki paragrafın sonucu denilebilir; projeyle yakından ilgilenenler, “Çok kompleks konular var. Örneğin yazılım nasıl yönetilecek henüz belirsiz, tabletler, akıllı tahta ile entegre çalışmalı ama burada da belirsizlik var, çocuklar internete girecek mi (3G modülü olacak mı?) hala karar verilemedi. gibi pek çok konuda belirsizlik var. Proje baştan çok iyi tarif edilemedi” diyorlar.
Ama bizce en önemli not şu; gerçekleştirilen pilot projelerin sonuçlarının da değerlendirilmediği görülüyor. Çünkü projeye bir katkı olarak alınmadığı, örneğin ihalelerde buna ilişkin düzeltme/güncelleme gibi bir şeyler olmadığı eleştirisi var.
Bu arada 50.000 kadar okulun fiber bağlantısı ve bazılarının da (köylerdeki okulların) uydu bağlantıları bütçe açısından hayli külfetli. Bunu da unutmamak lazım.
Projede bugünlerde gelinen duruma bakalım; MEB tarafından şubat sonunda gerçekleşme sayıları açıklanmıştı. Bakanlığın açıklamasına gore, 22 kasım 2010’da başlangıcı yapılan projede, 2011 yılında projenin uygulanma planları yapılmış, 2012’de ise pilot uygulamaları başlamış. Ondan sonrasına bir göz atalım;
55,224 okulun donanım ve yazılım altyapısının tamamlanması gerekirken henüz 3,362 okulun altyapısı tamamlandı. Alt yapı yapılanması, gerçekleşme oranı yüzde 6,08.
55,224 okula doküman kamera ve çok fonksiyonlu yazıcı dağıtımı yapılması gerekirken sadece 20.269 okula, dağıtım yapıldı. Kamera ve yazıcı dağıtımı yüzde 36,7 oldu.
18,228,936 öğrenci ve öğretmene tablet bilgisayar dağıtımı yapılması gerekirken bugün Cumhurbaşkanının törenle açıkladığı yeni 700 bin adet dahil 1,5 milyon dağıtılmış durumda. Yani yüzde 8,01 öğrenci ve öğretmene dağıtım yapılabildiği görülüyor.
620 bin derslikten 200 bin sınıfa etkileşimli tahta yerleşimi yapılmış. Yani yüzde 30 oranında derslikte etkileşimli tahta var.
55,224 okuldan, 3516 lisede internet altyapısı ile genişbant erişim altyapısı tamamlanmış durumda. 4000 okulda uydu internet ve 35.684 okula ADSL bağlanmış. Yani yüzde 78 gerçekleşme var.
Proje kapsamında EBA üzerinde 150.000+ içeriğin yayınlandığı belirtiliyor.
Daha önce yapılan ihaleler kapsamında, yıl sonuna kadar, bazı alımların yapılacağını biliyoruz ama bunlar projenin tamamlanması yolunda ancak küçük bileşenler. Üstelik de yukarıda da belirttiğimiz üzere, projenin alımları ile ilgili yönetmelik son tarihi 31 Aralık 2015 olarak veriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “3 senedir ekonomimiz yalpa yapıyor” cümlesi, “Fatih Projesi de 3 yıldır yalpa yapıyor” şeklinde söylenebilir.
Ama bu proje, Türkiye’nin geleceği açısından önemli. İnternet ve bilgisayarların bireysel kullanımları bir yana, bugün ve bugünden sonraki gelecekte, en başta güvenlik olmak üzere ekonomi-eğitim-sağlık gibi tüm alanlarda teknoloji olmazsa olmaz anlamına geliyor.
Yani “Teknoloji-temelli” bir eğitim, ülkemizin geleceği için önemli.
Bu nedenle seçimlerden sonra, bu projenin yeniden değerlendirilmesi ve sürdürülmesi gereklidir.