Boğaziçi Üniversitesinde yaklaşık 1 buçuk yıldır rektör olan Naci İnci'nin icraatları mezunların ve akademisyenlerin büyük bir kısmını rahatsız etmeye devam ediyor. Gerek bilgi işlem bölümüne atamalar ve ihaleler, gerek bazı akademisyenlerin işlerine son verilmesi sonra kapatılan tesisler derken bir yandan da yeni bir vakıf kuruluşu var. Bu vakfı 1 sene önce yazmıştık.
Boğaziçi Üniversitesinin 1978 yılında kurulan BÜVAK isimli bir vakfı zaten var. Zamanın rektörünün --yani bugün Naci İnci'nin-- başkan olduğu bu vakıf Üniversitenin kamu olması dolayısıyla yapamadığı şeyleri yapmak için kurulmuştu. Yurt işletmek, yayınevi faaliyetleri ve teknopark ortaklığı olan bu vakıf halen aktif.
Ancak Naci İnci, birden bire geçen yıl ocak ayında Boğaziçi Üniversitesi Geliştirme Vakfı (BUVAKIF) adıyla yeni bir vakıf kurdu. Vakfın senedinde BÜVAK'ın senedinde olanlar dışında yeni bir şey yok. O zaman ikinci bir vakfa neden ihtiyaç duyuldu. Üstelik başkan bile kendisi.
Bunu geçen yıl da sormuştuk. Hâlâ soruyoruz.
Dediğimiz gibi geçen yıl BUVAKIF diye ikinci bir vakıf kuruldu ve ilk toplantısını da Mütevelli Heyeti üyesi İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’nın ev sahipliğinde yaptı.
Ancak Boğaziçi Üniversitesi mezunları ve öğrencileri, Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul 1’inci Bölge Müdürlüğüne Ekim 2022'de başvurarak Boğaziçi Üniversitesi Geliştirme Vakfı’nın (BUVAKIF) kapatılmasını ve yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep ettiler. Başvuruda, vakfın senedinin kamu kurumu Boğaziçi Üniversitesinin ismini alması nedeniyle Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun’a aykırı olduğu belirtildi.
Başvuru dilekçesinde BUVAKIF’ın yöneticileri rektör Naci İnci, genel sekreter Hasan Fehmi Topal, AKP’li Mustafa Şentop, Ravza Kavakçı Kan, İffet Polat ve Mustafa Şen’in üyesi olduğu BURA Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Fehim Paluluoğlu, Mehmet Yalçıntaş ve Mustafa Yeşilyurt hakkında da suç duyurusunda bulunulması istendi.
Ancak cevap ne tuhaftır ki, şikâyet edilen vakfın yani BUVAKIF’ın kendisinden geldi ve şöyle denildi;
"Vakfımızın ismi salt kamu kuruluşu isminden ibaret olmayıp, isimdeki ‘geliştirme’ kelimesiyle kamu kurumunu ‘geliştirme gayesi’ taşıdığı, bu kapsamda yanıltıcı ve kanuna aykırı bir kullanımın söz konusu olmadığı"
Peki bu soru neden şikâyet edilen vakfın kendisine soruluyor? Vakıflar Genel Müdürlüğü kendi kanununu bilmiyor da şikayet edilen vakıftan mı öğreniyor? Ya da kendi mevzuatının çiğnenmesine nasıl göz yumuyor? Devlet ciddiyeti nerede?
Vakıflar Genel Müdürlüğü, kendisini oluşturan kanuna aykırılığa rağmen, başvuruyu reddedince, bir Boğaziçi Üniversitesi mezunu, işlemin durdurulması ve iptal edilmesi için 5 Ocak 2023'te bu kez idare mahkemesinde dava açtı.
Karar yıldırım hızıyla bir haftada yani 12 Ocak 2023'de çıktı. Tabii ki oy çokluğu ile (2'ye 1) ret şeklinde.
Mahkeme karara, mezun için ne tür bir zararın doğduğu veya hangi menfaatinin ihlal edildiği hususunun somut delillerle açık ve net bir şekilde ortaya konulamadığını, mezunun kişisel, meşru ve güncel bir menfaatinin ihlal edilmediğini, dava konusu işlemin iptalini istemek için ehliyetinin bulunmadığını yazdı.
Oysa, vakfın kuruluşu İstanbul 9’uncu Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından tescillendi ama 5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile ilişkilerine Dair Kanuna göre vakıf ve dernekler, kamu kurumlarının adını alamıyor. Ek olarak, kamu görevlileri görev unvanlarını kullanarak dernek ve vakıf organlarında görev üstlenemiyor.
Oy çokluğuyla alınan karar, kesin değil ve bölge idare mahkemesine taşınacak. Heyetin kararına muhalefet eden hâkim üye davacının Boğaziçi Üniversitesi mezunu olduğunu, bu nedenle söz konusu işlemle menfaatinin etkilendiğini kaydetti. Üye hâkim, davacının mezun olması nedeniyle söz konusu işlemle arasında aktüel, kişisel ve meşru bir ilişki oluştuğundan dava açmak için gerekli ehliyetinin bulunduğunu belirtti.
Davacı Boğaziçi mezunu, BUVAKIF’ın yasaya aykırı olduğunu kanıtlamak için Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) şöyle başvurdu:
“Yeni kurulan ya da kurulacak bir vakfın unvanında belli bir kamu kurum ve kuruluşunun ismine yer verilebilir mi? Örneğin ‘Ege Üniversitesi Terakki Vakfı’ ismiyle bir vakıf kurulabilir mi ve bu unvan 5072 sayılı kanuna aykırı olur mu”
Gelen cevabı yan taraftan okuyalım;
"5072 sayılı kanunun 2’nci maddesinin a bendine göre dernek ve vakıflar kamu kurum ve kuruluşlarının ismini alamaz. Bu kurum ve kuruluşların hizmet binaları ve müştemilatı içinde faaliyet gösteremezler. Bu kuruluşlara ait araç ve gereci kullanamazlar."
diyor. Yani Vakıflar Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği neyin kanuna uygun olup, olmadığını biliyor. O zaman soru şu: