Teknoloji alanının en komik yanlarında birisi şudur: "Herkes anlamaz ama herkes konuşur ya da anlayan da nasılsa kimse anlamaz diyerek aslında olmayan şeyleri anlatır." Gerçi bu ülkemizin genel hastalığı; yani bilgisi olmadan fikir yarıştırmak.
Teknoloji konusunda ise her dönem moda konular vardır. Bir konferans vs. yapılacağı zaman bu moda konular hemen ortaya atılır. mesela bu dönemin modası;
etrafında dönüyor. Buna ilave IoT, Yapay Zekai Robotlar, Futuristik bir şeyler (çip mip takılacak) de oluyor ama ana konular bunlar.
Bunların içinden Endüstri 4.0 özellikle hiç sevmediğim ve dinlemediğim bir konudur. Bunu söylerken, "Dijital Dönüşüm"e karşı olduğum filan yok. Beni tanıyanlar bilir, dijitalleşme / teknoloji aktivistliği nedeniyle yazıyorum. Teknolojinin, dijitalleşmenin daha iyi anlaşılması gerektiğini düşünüyorum. O nedenle teknolojinin gelişmeleri kadar komiklikleri de anlatmak lazım (bir kitap hazırlığım var, orada ne demek istediğimi daha kapsamlı anlatmış olacağım).
Endüstri 4.0, ülkemizin içinde bulunduğu seviyeden eşik atlamasından ziyade, birtakım firmaların satış, pazarlama amacıyla ortaya koydukları bir konudur. Aynen bir dönem herkesin "big data" konuşmaları yapması gibi. Sonra bir baktık; herkes big data toplayan büyük makineler ya da buluttan yerler aldı ama biriken datayı analiz eden yok.
Ülkemiz keşke böyle "endüstri 4.0" diye anlatılan bir seviyeye gelse. Tübider Başkanı Rüştü Arseven üç sene önce yazdığı makalesinde, genel ortalamayı 1,5'larda bulmuş ama iyimser bir rakamla 2,15 demişti [1]. Yani 4.0'a epeyce uzağız. Bu yüzden de Endüstri 4.0 konuşmalarının çoğunluğu boştur. Zaten hep bir şeyler pazarlamakla ilgilidir.
Biz Endüstri 3.0'da mıyız ki sıra Endüstri 4.0'a geldi?
Ama dün içi dolu ve işe yarayacak bir dijital dönüşüm ve Endüstri 4.0 toplantısına katılabildim.
Doğrusu bu toplantıya davet edildiğimde, "üff Endüstri 4.0 mı, çekilmez?" diye düşündüm. Aynı saatte siber güvenlik toplantısı vardı. Malum Korona döneminde siber saldırıların da arttığını görüyoruz. Bu nedenle katılmamı rica eden halkla ilişkilerci arkadaşa "şöyle bir girer sonra öbür toplantıya geçerim" dedim. Çünkü dediğim gibi alıştığım şey; içi boş, herhangi bir bilgi sağlamayan, sanki Türkiye'de Endüstri 3.0'ı yapmışsız da sıra Endüstri 4.0'a gelmiş gibi konuşmalar, konuşmalar, konuşmalar...
Ama toplantıya girdim ve kaldım. Çünkü dün Boğaziçi Üniversitesi bu toplantıda bir araştırma ve endeksleme yöntemi açıkladı. Bu bir nevi "durum raporu". Başka deyişle "biz hangi noktadayız" tanımı. Bir üniversiteden de bu beklenir.
Diğer her konuda olduğu gibi, bilişim teknolojileri alanında da önce ayaklarımız yere basmalı. Herhangi bir şeyi yapmadan önce nerede olduğumuzu gerçekçi bir şekilde anlamalıyız. Türkiye'nin kendi koşulları ile durumu incelemek ve ondan sonra bir şeyler planlamak gerekir.
İşte Boğaziçi Üniversitesi, OSB ile işbirliği içinde böylesine kıymetli bir çalışmayı yapmış.
Projeyi Prof.Dr.Lale Akurun sundu ve not aldığım kadarıyla Prof.Dr.Tuna Tuğcu, Öğretim görevlisi A. Cemre Selcen, Prof. Dr. Necati Aras'dan ve Sertaç Yerlikaya'dan oluşan bir ekip vardı.
Araştırma Türkiye'nin en gelişmiş KOBİ'lerinin yer aldığı bir bölgede yani İstanbul Dudullu Organize Sanayi Bölgesi'nde (İDOSB), İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) desteğiyle ve İstanbul Sanayi Odası (İSO) ortaklığıyla yapılmış. İçerik özgün yani soruları ve değerlendirmesiyle Boğaziçi Üniversitesi'ne ait. Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan bu çalışmadan ortaya çıkan D3A isimli endeks için patent başvurusunda bulunduklarını söyledi.
Aşağıdaki tabloda araştırmanın genel sayısal sonuçlarını görüyorsunuz. Tübider'in Başkanı Rüştü Arseven'in 3 yıl önce yazdığı makalede vardığı sonuçla örtüşüyor[1]. Aklı başındaki herkes de Endüstri 4.0 denildiğinde durumun farkında. Çeşitli Bilişim Sivil Toplum Örgütleri uzunca bir süredir, KOBİ firmalarımızı aşağıdaki tabloda gördüğünüz düzeyden yukarı çıkaramadığımız sürece, endüstri 4.0 ya da dijital dönüşüm konuşmanın ancak "fantazi" olacağını belirtiyor.
Rapora göre, araştırmada KOBİ’lerin dijital dönüşüm seviyesi 5 farklı kategoride 0-4 ölçeğinde değerlendirildi. Ortalamada puanlar düşük olsa da, ortalamanın çok üzerinde performans gösteren şirketler bulunması dikkat çekti. İleri seviyede yer alan şirketlerin oranının özellikle üretim yönetiminde oldukça yüksek olduğu görüldü. Araştırma sonucunda iyi örneklerden yola çıkılarak, şirketlere yönelik tavsiyeler geliştirildi.
Tabii ki bundan sonrası önemli. Yani bu araştırmanın sonuçlarının değerlendirilmesi ve bir strateji geliştirilmesi. Toplantıdaki konuşmalardan da bir kaç not aktaralım.
Raporu Boğaziçi Üniversitesi şöyle açıklıyor:
"Araştırmaya katılan 100 şirketin her birine özel yol haritaları oluşturan D3A, ülkemizde KOBİ’lerin dijital dönüşüme hazırlık seviyesini ortaya koyan ve bu dönüşümü hızlandıracak adımları belirleyen uzun soluklu bir proje. Projenin 2019-2020 yıllarını kapsayan ilk etabında İDOSB ve İSO üyesi 100 sanayi kuruluşunun dijital dönüşüm değerlendirmesi yapıldı."
Online gerçekleşen toplantıda, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır da vardı. Şunları söyledi:
"Dijital dönüşüm destek programı hazırlıklarımız devam ediyor. Teşvik sistemi Türkiye’ye uygun dijital dönüşüm değerlendirme araçları ile entegre edilecek. Tek bir değerlendirme aracı değil, Türkiye’nin rekabetçiliğini temsil eden kesimlerin detaylı olarak incelendiği ve farklılıkların öne çıkarıldığı fakat birbirini tamamlayan araçlardan oluşmasını hedefliyoruz.
Bu amaçla, Boğaziçi Üniversitesi’nin geliştirdiği Dijital Dönüşüm Değerlendirme Aracı’nı KOBİ’lerin dijital dönüşümünü, sektörel ve yapısal farklılıkları değerlendirmek için kullanmak istiyoruz. Dünyadaki örnekleri de inceledik, Türkiye’nin dijital dönüşümünde yerli ve özgün kaynaklarla geliştirilecek araç ve ürünlerle daha hızlı ilerleyeceğimize inanıyoruz. Boğaziçi Üniversitesi hocalarımıza ve katkı sağlayan şirketlerimize teşekkür ediyorum."
Projenin yöneticisi olan Prof. Dr. Lale Akurun ise şunları belirtti :
"KOBİ’lerin dijital dönüşümü için özel değerlendirme araçlarına ihtiyaç var. Bu araçların etkili olması için sadece KOBİ’nin mevcut durumunu tespit etmek yeterli değil. Yol haritalarının net olarak sunulması gerekiyor. Biz de D3A’yı bu bakış açısıyla, üç temel amaca hizmet etmek üzere geliştirdik: Dönüşüm ihtiyacını tespit etmek, ihtiyacın karşılanıp karşılanmadığını takip etmek ve dönüşümün yarattığı faydayı ölçümlemek."
[1] Endüstri 4.Buçuk … Karşı Yakadan Endüstri 4.0 ‘ın Görünüşü…