Bu hafta Türk Telekom'un basın toplantısı vardı. Tarihi yarımadada yaptıkları çalışmaları anlatırken, Türkiye'de fiberleşmeyi yüzde 92'ye çıkardıklarını ifade ettiler. Biz de fiber yatırımlarını inceleyelim dedik. Bu fiber dosyasının ilk yazısı.
Türkiye'de altyapı lisansları (yani fiber döşemek için gerekli olan lisanslar) 2006 yılında verildi. Bir kaç yüz bin dolar ücreti olan bu lisansları 15 firma aldı. Karşılığında ne kadar altyapı yaptılar derseniz; yapmadılar çünkü yaptırılmadı. Merak edenler için bu paragraftaki linkler, hangi firmaların lisans aldığını ve gelişmeleri anlatır.
Bütün bu AKP'li yıllar boyunca, Türk Telekom'u tekel bırakmak gibi bir strateji güdüldü. Sektörde rekabeti oluşturması için kurulan BTK'nın bağlı olduğu bakanlık, yıllardır tüm etik değerleri aşarak, Türk Telekom'un yönetim kurulunda yer alıyor. Hatta şu anda bile, Türk Telekom yönetim kurulu başkanı Bakan yardımcısı. Bu şartlarda "tüketici lehine" değil "Türk Telekom lehine" bir pazar oluşuyor.
Örneğin; mart ayında Türk Telekom birden bire port fiyatlarına yüzde 67 zam yaptığını ve bunu 1 Nisan'dan itibaren uygulayacağını duyururken bile, BTK ve Ulaştırma Bakanlığı "en azından şu kadar süre önce bildirmen lazım" demediler. Çünkü bu fiyatlarla port alan ve müşterilerine internet satan sektördeki diğer firmaların 2 yıllık kontratlı satışları zarara dönmüş oldu. Yani rekabet sürekli "fiyat makası"* ile baltalanıyor.
Rekabetsiz ortamda ise fiber yatırımları atıl kaldı. Şimdilerde "israf olmasın" gibi akla ziyan bir ifade kullanılıyor. Halbuki günümüzde tek şebeke aynı zamanda bir milli güvenlik sorunudur.
Aşağıdaki grafikte fiber yatırımların kullanıcı açısından yeterli olup olmadığına bir başka açıdan bakalım:
Bu grafikte mavi ile Türk Telekom'un döşediği fiber uzunluğunu, pembe ile diğer 10 altyapı lisanslı firmaya ait fiber uzunlukları görüyorsunuz. Toplamı da yeşil ile gösteriliyor. Kırmızı olan ise, kullanımı TB cinsinden veriyor.
Grafikte ne görüyoruz. 2010-2022 aralığında fiber uzunluğu takribi 3 kat artarken, kullanım ihtiyacı 42,5 kat artmış.
Buna sadece Covid döneminde bakarsak (malum evden çalışmalar arttı ve çocuklar EBA'ya bağlanmaya uğraştılar), fiber miktarı sadece yüzde 20 kadar artmış, kullanım ihtiyacı ise yüzde 108 artış göstermiş.
12 yılda 3 yatırıma karşı 40 kullanıcı talebi artışı hem de Covid dönemindeki yüzde 20'ye yüzde 108'lik artış yeterli olabilir mi sizce?
Yazının üstündeki “yatırımlar” başlıklı grafik (ki fiber dahil tüm yatırımları ifade ediyor), başka bir yazımızın konusu olacak ama buraya bir fikir olması için koyduk. "İsraf olmasın, iki kere aynı yatırım olmasın" diye başka firmaların yatırım yapmasını uygun bulmadığını ifade eden Türk Telekom, son 10 yılda alternatif işletmecilerden bile az yatırım yapmış. Yukarıdaki grafikten açıkça görülüyor.
AKP yönetiminde telekom sektörünün nasıl yanlış yönetilip, ülkenin gençliğinin internetsiz bırakıldığının da bir göstergesi bu grafik.
Bu yazı telekom yatırımları dosyamızın ilk yazısıdır, devamında yatırım rakamları ve karşılaştırmaları ile de ilgili bazı bilgiler sunacağız.
* Fiyat Makası: Türk Telekom'un diğer işletmecilere sattığı toptan fiyatla, kendisinin son tüketiciye sattığı fiyat arasındaki fark.