Bugün Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan, Koronavirüs krizine ilişkin olarak ekonomistlerin büyüklüğünü "100 milyar TL"lik diye tahmin ettikleri bir önlem paketi açıkladı [1]. Bu paketin olumlu yönleri olduğunu görüyoruz ama çok önemli olan "Haberleşme" sektöründeki önlemlerin bu pakette yer almadığı görülüyor.
Koronavirüs salgını yükselirken, önemli bir konu "Haberleşmenin Ayakta Tutulması". Bunun için Ulaştırma Bakanlığı'na ve BTK'ya büyük görevler düşüyor. Eylül depreminde başarısız oldular. Virüs olayı da bir acil durumdur. Bari bu sefer durumu yönetsinler. Aktif önlem alsınlar. Çünkü bu kurumlar vatandaşların anayasal hakkı olan "Haberleşme hakkı"nı sürdürebilmek ve kolaylaştırmak için kuruldular. Maaşlarını, arabalarını, oturdukları binalarını, katıldıkları konferansları da biz telefon konuşmalarımızdan finanse ediyoruz.
Haberleşmenin Koronavirüs krizinin ileri dönemlerinde sıkıntı yaşamaması önemli. Bu nedenle konuyu işletmeciler, müşteriler (hem kurumsal, hem de bireysel) tartıştık ve ortaya çıkan fikirleri bir kaç yazıda sunmaya çalışacağız.
Ulaştırma Bakanlığı ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK)i kriz geçtikten sonra "görevini yapmamış" durumuna düşmemek için şimdiden bu konuları ele almalı ve sektöre yönelik önlemleri açıklamalıdır.
Tüm dünyada, devlet telekom tekellerinin özelleştirilmeye başlandığı 1990-2010 aralığında, özel firmaların karlılık görmediği bölgelere götürmeyeceği hizmetleri telafi etmek için "Evrensel Hizmet Fonu (Universal Service Fund)" kuruldu.
Bu fon, bizzat sektörün kendi gelirlerinden kesilen bir para ile oluşturulur. Dolayısıyla bu tür "kriz anlarında", geri verilmesi de gayet normal olmalıdır.
Nitekim bakın eğer BTK'nın ABD eşdeğeri olan FCC sayfalarına bakılırsa "Evrensel Hizmet Fonu" şunlar yazıyor [2];
1996 Telekomünikasyon Yasası öncesinde, Evrensel Hizmet Fonu (USF), şehirlerarası uzun mesafe taşıyıcılarının telefon hizmetini düşük gelirli hane halklarına ve yüksek maliyetli alanlara sübvanse etmek için değerlendirildiği bir mekanizma olarak işlemiştir. 1934 tarihli İletişim Yasası, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki tüm kişilerin, makul ücretlerle yeterli olanaklarla hızlı, verimli, ülke çapında iletişim hizmetine erişebileceğini belirtti.
1996 Telekomünikasyon Yasası, evrensel hizmetin geleneksel tanımını genişletti - uygun fiyatlı, ülke çapında telefon hizmeti, kırsal sağlık hizmetleri sağlayıcıları ile uygun okullar ve kütüphaneleri de kapsayacak şekilde genişletti. Bugün, FCC dört mekanizma ile evrensel hizmet desteği sunmaktadır:
Gördüğünüz gibi ABD'de bu fon, hem işletmecileri, hem de kullanıcıları desteklemek için kullanılan bir fonksiyona sahip.
Ülkemizde "Evrensel Hizmet Fonu" Türk Telekom Özelleştirmesi sırasında 2005'de düzenlendi [3]. 2007'de ise kendine özel kanunu çıkarıldı[4]. Bu kanun çerçevesinde "Evrensel Hizmet Fonunu", cezalardan, ruhsat ücretlerinden ve kurum gelirlerinden belli oranlarda alır. Bir fikir vermesi için, önceki yıllarda oluşan gelirleri şu şekilde özetleyelim;
Bu tabloda kırmızı ile verilenler tahmini rakamdır. Ortadaki sarı kısımda yer alanlar ise Ulaştırma Bakanlığının bir araştırmada verdiği rakamlardır. Evrensel hizmet fonunun içinde farklı hizmetlerden % 1-2-20 gibi oranlarla pay alındığı için hesaplanması zordur. Bu nedenle gerçek rakamlardan hareket ederek yıllık ortalama % 2,24 gibi bir oranda evrensel hizmet fonu alındığını hesapladık. Bunu kabul alarak 2005'den itibaren hesaplanırsa da, nominal rakamla muhtemelen 10-11 milyar TL civarı bir fon oluştuğu tahmin edilebilir ($ ya da enflasyonla bakılırsa bugünkü parayla 20 milyar TL gibi de alınabilir).
Bu evrensel fon şu ana kadar ilgili ve ilgisiz bir kaç yere harcandı [5]. Yukarıda ortadaki sarı bölgede 2011-2015 arası harcamaları da görebiliyoruz. Ama tamamının harcanmadığı biliniyor. Gerçi 2 kere 1000+'şar küsür baz istasyonu için [6] ve bir kaç kere alakasız yerlere (Ulaştırma Bakanlığına PC alımı ya da Gökçeada Vapurunun bir dönem yakıt ve personel giderleri duyumlarımız var) harcanmışlığı var. Ama yine de buradan telekom sektörüne bir destek çıkılabilir.
Şimdi bu evrensel fonu devlet, operatörlerin kaybettikleri kurumsal müşterileri, yaklaşan kredi ve diğer borçları ve masrafları, mümkünse yeni yatırım için geri tahsis etmelidir. İlaveten de bu yılın evrensel hizmet fonunu da tahsil etmemelidir.
Bunu hem operatörlerin, hem de onlardan hizmet alan bireysel ve kurumsal kullanıcıların haberleşmelerinin sağlığı açısından temin etmelidir.
BTK ayrıca bu sene için ileriye sunduğu 5,6 milyar TL'lik [7] bütçesini de % 10'a indirmelidir. Bildiğiniz gibi BTK bu bütçe için devletten tek kuruş almamaktadır. Aksine bir vergi tahsildarı gibi çalışıp, aldığı paranın kendisi için gerekenden artanını devlete aktarmaktadır.
Avrupa Birliği'nin üyelik uyum raporlarında eleştirilen bu durum, hiç olmazsa kriz döneminde olması gerekene indirilmelidir. Eğer 2019 rakamlarına bakılırsa, BTK'nın gerçekleşen 4,7 milyar TL'lik bütçesinin 4,4 milyarını devlete aktardığı görülebilir. İşte bu sene BTK bu rakamı nisan ayında ve haziran ayında almasın, ancak kendi masrafları kadar para alsın ve operatörleri biraz rahatlatsın. Bu haberleşme masraflarının da düşmesine ve belki bir miktar yatırım yapılmasına yol verebilir.
BTK halen, telekom operatörlerinden (kullanıcılardan aldığı vergiler de ayrı) şu katkı paylarını alıyor ve yukarıda bahsettiğimiz 5,6 milyar TL'lik bütçeyi oluşturuyor;
Bu sene aldığı katkı paylarını 1/10 düzeyine indirerek, sektöre köstek olmak yerine destek haline dönüşebilir.
Aşağıda Türkiye 2020 bütçesinde yer alan üst kurulları görüyorsunuz. Dikkat ederseniz 10 kurulun toplam bütçesi 7,6 milyar TL iken BTK tek başına 5,3 milyar bütçeye sahip. Yani kendisi dışındaki 9 üst kurulun bütçelerinin toplamının 2 katı bütçeye sahip. Bu hepimizin cebinden çıkan gizli bir vergidir. Sektöre geri verilmelidir.
Bu zor zamanda "evden internet" abonelikleri için başvuruların arttığı görülüyor. Ancak bilindiği gibi abonelik süreçleri "ıslak imza" şartı taşıyor. e-İmza ya da mobil imza kullanımı desteklenmeli. BTK'nın insanların evden abonelik yapabilmesine olanak verecek şekilde "ONLİNE ABONELİK" getirilmelidir. Gerekirse dökümanlar --bu döneme mahsus olarak-- sonradan tamamlanabilmelidir. Bunu bireysel ve kurumsal abonelik yazımızda daha fazla açacağız.
Operatörler başka hangi sıkıntıları olduğunu sorduk; şu cevapları aldık;
Bugün operatörlerin sıkıntılarını ve isteklerini konuştuk. Yarın konunun bireysel ve kurumsal kullanıcılar (aboneler) tarafına bakacağız ve network'ün durumu konusunda öğrendiklerimizi aktaracağız...
[2] FCC Universal Service Fund
[3] Yıldırım: Gerekirse Halka Arz Dedi
[5] Gerçekleşen Evrensel Hizmet Projeleri Nelerdir?
[6] İhaleyi Kazanan Türk Telekom ve Vodafone, 1.472 Yerleşim Yerine Baz İstasyonu Kuracak