Lütfi Kırdar'da dünyanın internetle ilgili en önemli kişilerinin yer aldığı IGF yani Internet Yönetişimi Forumu (Internet Governance Forum) cuma gününe kadar devam ediyor. Toplantıya tüm dünyadan internetin sosyal, politik ve teknik ilgililileri katılıyor. Temel amaç, internetin yönetilmesi ile ilgili sorunların ve geleceğinin tartışılması. Ama ülkemizde düzenlenen bu toplantıda, bakanlık, Sivil toplum örgütleri, akademisyenler, gazeteciler ve de internet severler olarak bırakın yeterliyi, en ufak bir performans gösteremiyoruz. Çünkü toplantıda 3-5 kişi dışında yokuz. Bu arada önemli bir not : yarın akşam Snowden online olarak Internet Ungovernance Foruma bağlanacak ve Türkiye'den gelecek sorulara cevap verecek. Bakalım bunu kimler takip edecek?
Hayatımıza son 25-30 yılda girmiş olan internet, sınırları aşan niteliği nedeniyle pek çok konuda tartışılıyor; bunların bazılarına, en son Brezilya'da nisan ayında gerçekleştirilen NetMundial çerçevesinde bir göz atarsak şöyle konular var;
Şimdi bu konuları biraz açalım; İnternet'i kuran bilim adamları, merkezi yerine dağıtık bir yapı oluşturmuşlar. Buna rağmen, kök sunucu dediğimiz, alan adlarının hangi sunucuda olduğunu çözümleyen yani bir anlamda internetin merkezi olan sunucular ABD'nin elindeydi. Son yıllarda çok tartışılan bu konuda, ABD bazı rahatlatmalar yapmaya çalışıyor. Mesela geçen yıl Singapur ve Türkiye'de açılan ICANN merkezleri bu stratejinin bir parçasıydı. Ama asıl NSA skandalı sonrasında ABD daha fazla adım atmak zorunda olduğunu hissetti ve sunucuları her yere dağıtacağı sözünü verdi. Bu konuyu ITU'nun ekim ayında seçilmesi kesinleşen yeni Genel Sekreteri Houlin Zhao'ya sorduk. Bu söyleşiyi video çözümü tamamlandığında yayınlayacağız. Başka bir temel konu; son zamanlarda yükselen sansür endişeleri ile ülke içi internet (yani intranet) kurulması gibi konular var. İran'da bunun örneğini görüyoruz. Bunun bir nedeni sansür isteği olmakla birlikte, diğer nedenleri ülke kültürlerini korumak ya da Google, Twitter gibi internet devlerinin para kazandığı ve diğerlerinin kazanmadığı ortamı tersine çevirmek. Ama ülke içi internetler, bütünlüğü bozacak. Bu istenmiyor. Açık standartlar tabi ki devamlı konuşulan konular arasında. Ama internetin güvenliği en önemli konulardan birisi. Tabi insan hakları, ifade özgürlüğü gibi konular da cabası.
Toplantının sahibi Birleşmiş Milletler. IGF 2005 yılında Tunus'ta düzenlenen Dünya Bilişim Teknolojileri Zirvesi (WSIS) sırasında oluşturulmuştu. O günden bu yana 9. defa yapılıyor. İstanbul toplantısının organizasyonunu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) gerçekleştiriyor. Ancak BTK'nın sorumluluğu sadece teşrifatla ilgili. Bir de 3 paneli düzenliyorlar. Gerisi tamamen katılımcıların kendi düzenledikleri forumlar şeklinde ilerliyor. Toplantıda Türkler yok dediğimiz konu şu; elbette bir miktar insan var. Mesela düzenleyici olmaları hasebiyle de, BTK çalışanları her yerde bulunmaya çalışıyorlar. Ama böylesine önemli bir toplantıda yeterli sayıda Türk gazetecileri, politikacıları, akademisyenleri, telif hakçıları, hukukçuları, interneti sevenleri vsvs göremiyoruz. Gazetecileri göremiyoruz dedik, gazetelere bakın, dünyanın en önemli internet babaları-anneleri burada ama IGF haberi kaç tane göreceksiniz. Vint Cerf, Neelie Kroes, Brezilya'lı bakan Virgilio Fernandes, Kathryn Brown, ekimde ITU Genel Sekreteri olacağı kesinleşmiş olan Çinli Houlin Zhao hepsi burada. Ama gazeteciler yok. Çünkü kafalarını Türkiye içine gömmüşler. Bir tek salı gübü Lütfi Elvan'ın geldiği açılışta bir kameraman ordusu onunla birlikte geldi, onunla birlikte gitti (Teknoloji gazetecileri bu toplantı yerine Almanya seyahati yapmayı tercih ettilkler. IFA Fuarındalar). 2-3 akademisyen dışında kimseyi görmedik. Anlaşılan Türkiye'de internetle ilgilenen üniversite pek yok. Kendi haklarını korumasını beklediğimiz ve bu müthiş fırsatı değerlendirebileceklerini, internetin kendilerin için ne kadar önemli olduğunu anlatmak isteyeceklerini zannettiğimiz internet severler var mıydı? Cevap yine.. hayır. Hani buraya ilgileri yok. Belki "burayı protesto eden Internet Ungovernance Forum'a ilgileri var"dır, derseniz, üzgünüz o da yok. Anlayacağınız, bize bu kadar demokrasi yetiyor. Twitter kapatıldığında biraz bağırırız, ama zaten nasılsa başkaları bir şeyler yapıp açtırırlar. Politikacılar için de şunu belirteyim; Google'un düzenlediği Big Tent'e katılan Şafak Pavey dışında politikacı da göremedik. Bu arada Pavey'in katıldığı paneldeki performansının müthiş olduğunu belirtelim.
Bu arada en üzücü olan da, bilişimden sorumlu olan Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanı Lütfi Elvan'ın tarzıydı. Hem toplantıda kalış süresi, hem de yaptığı konuşmayla, maalesef Lütfi Elvan hiç göz doldurmadı. Aksine Lütfi Elvan için eleştiriler, hem içeriden, hem de yabancılar tarafında, o açılış sonrası ayyuka çıktı. Neden derseniz, Türkiye'nin ve kendi bakanlığının, ev sahibi olduğu toplantının sıfırıncı gün toplantılarına gelmedi. Bunu açılış konuşmasında "kabine yeni seçildi, program okunuyordu, o nedenle gelemedim" şeklinde açıkladı. Ama konuşması sonrası, paneli yönetmesi beklenirken, o bunu bilmiyor gibiydi ve panel yönetimi Birleşmiş Milletler görevlisi tarafından kendisine buyur edildiğinde, "birileri mi gelecek şimdi" gibi anlamsız bir cümle kullandı. Sonra BTK Başkanına bir şeyler söyledi ve paneli terketti. Bu terkediş çok görkemliydi. Yabancılar bakakaldı; çünkü onunla birlikte, salonun yarısı da boşaldı. Bu yarısının yarısı zaten kameramanlardı. Onların yanısıra bakanlık görevlileri, bakandan talepte bulunacaklar vsvs hepsi birden salondan, bakanın arkasından panik içinde koşarak toplu bir çıkış yaptılar. Şok... Konuşmasına gelince, o da bir felaketti. Önce İstanbul şöyle güzel, böyle tarihi filan dedi. Sonra dünyada kaç tane geniş bant abonesi olduğu gibi, İnternet Yönetişimi uzmanlarının HİÇ BİLMEDİĞİ!!! çok derin rakamlar telafuz etti. Aşağıda bu bölümden bir parça izleyebilirsiniz.
Sonunda da geleneksel bir Türk siyasetçisi gibi bol miktarda politika yaptı; Fatih projesi vsvs anlattı. Bunu da aşağıda seyredebilirsiniz.
Biz Türk internet camiası olarak ne beklerdik; IGF'in ilgilendiği temel konularla ilgili konuşmasını beklerdik. Mesela Türkiye root serverlar konusunda ne düşünüyor? Ya da internet özgürlüğü konusunda ne düşünüyor? Ama hemen belirtelim; Lütfi Elvan bakanlığa atanalı 8 ay bitti ama Bilişim Sektörü kendisini nadiren görebiliyor. Bu konuyu daha detaylı başka bir yazı içinde yazacağız. Çünkü bu IGF ile birlikte sırası geldi. Olay daha fazla ortaya çıktı. Lütfi Elvan, bilişimden sorumlu ama bilişimle ilgisi olmayan bir bakan durumunda. Bunu Binali Yıldırım döneminde, yaratılan ARGE fonlarının Tübitak'ea devredilmesinden de görüyoruz. Bu fonlar, zaten Tübitak'ın yazılım gibi konularda bilişim sektörüne çok yakın olmayışı nedeniyle bakanlık tarafından oluşturulmuştu ve orada değerlendiriliyordu ama Elvan'ın IGF performasına baktığımızda bunun nedenini daha iyi anlamaya başladık. Bu arada tersi neydi; mesela eski Yugoslavya Bilişimden sorumlu Bakanı böyle bir konuşma yaptı ve çok beğenildi. Aynı şekilde, nisan ayında kendi kendilerine inisiyatif alarak NetMundial gibi çok önemli bir toplantı gerçekleştirmiş olan Brezilya'dan gelen Bakan da (ki kendisiyle yaptığımız söyleşiyi bilahere yayınlayacağız) beğenilen bir konuşma yaptı. Bakan Fernandez'in konuşmasından bir bölümü aşağıda yayınlıyoruz ki, neden bahsettiğimizi daha iyi görebilin..