Hayatı boyunca mail adresi olmayan Trump'ın başkanlık kampanyası sonrasında başladığı Twitter'ı nasıl kullandığını biliyorsunuz. Mesela en son nisan ayında, 4 mesajı ile Amazon 16 milyar dolar değer kaybetmişti [1]. Diğer şirketlere de benzer şeyler yapmıştı. Şimdi sıra devletlere geldi. Gerçi ülkemiz için de "ekonomimizi mahvedeceği" gibi bir tweet'i oldu ama sonra nasılsa biz sıramızı savdık. Şimdi sırada Venezuela var. Aşağıda mesajını görüyorsunuz.
Trump diyor ki; Ben Venezuela'nın başkanı olarak Juan Guaido'yu tanırım. Maduro rejimi kanunsuzdur. Arkasından bakın ne oldu?
Trump'ın mesajı tartışılması gereken ayrı bir konu ama biz siyasete girmeyelim. Arkasından gelen olay şu; Instagram ve Facebook Maduro'nun şahsi hesabındaki "mavi tik" işaretini kaldırdı. Bu Instagram ve Facebook'un internet şirketi olmayı bırakıp, siyasi davrandığını gösteren hareketler olarak değerlendirilebilir.
Henüz Facebook'a bu konuyu soran resmi sorularımızı göndermedik. Çünkü olay akşam saatlerinde sosyal medya üzerinde tartışılmaya başlandı. Eğer bu durum doğru ise, olay global düzeyde işlem yapan bu firmaların kendi ülkelerinin başkanlarının dediğini öne aldığını gösteriyor. Bu olay doğru mu? Doğruysa bir resmi başvuru üzerine ya da baskı ile mi oldu, henüz bilmiyoruz ama bu bir "siyasi bir hareket." Eğer doğruysa, bu firmalar bir nevi Pandora'nın kutusunu açıyorlar. Farkındalar mı bilemiyorum.
Sosyal medyada konu tartışılıyor. Fikir vermesi için 3-4 not iletelim; bir tanesinde şunlar belirtiliyor;
Maduro'nun hesabı Devlet Başkanı olarak tescilledi. Trump ve dolayısıyla ABD Guaido'yu resmi olarak tanıyınca Maduro'nun başkanlığı sosyal networklerin nezdinde de düşmüş oluyor. Artık başkan olmadığı için tescile de sahip olmaması gerekir.
Buna karşıt bir görüş ise şu şekilde;
Maduro şu veya bu olabilir. Ama konu Venezuela'nın kendi iç işidir. Başkanlık için Trump ya da ABD ya da batı karar veremez. Sosyal medya ya da internet kurumlarının bağımsız olması gerekir. Bu başka bir ülkenin içişlerine karışmaktır. Siyasi bir tutum almaktır. Bu internetin bağımsızlığını yaralayacak ve giderek interneti bölecek bir harekettir.
Bir başka görüş ise şöyle;
Eskiden sokakları karıştırırlardı. Şimdi interneti ve sosyal ağları kullanıyorlar ve sahte bilgiler yayıyorlar. Bu internetin ve bu sosyal medya şirketlerinin geleceği açısından da risk taşıyan bir hareket. Venezüella Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun Facebook ve Instagram'daki profillerinin mavi tikinin kaldırılması, bu konuda dünya çapında bir protestonun doğmasına neden olabilir. Konu, bu noktada Maduro'nun kimliği ya da diktatör olması değil, bir ülkenin içişlerine karışılırken, bunun siyasi olmaması, tarafsız olması gereken şirketler tarafından yapılıyor olması. Bundan sonra insanlar bu sosyal medya şirketlerine nasıl güvenecekler?
Bir başka görüş şöyle diyor;
Sosyal medyanın, özellikle Arap Baharı olayları sırasında, Orta Doğu'yu istikrarsızlaştırmak için kullanıldığı tartışıldı. Yani bir sabıkaları vardı. O zaman bu yine de "ifade özgürlüğü" kapsamında düşünüldü ama şu andaki durum yani bir ülkenin içişlerine bu derece karışmak çok siyasi bir hareket. Sosyal ağlardaki bu bilgiler, halkı ve özellikle güvenlik güçlerinin ruh halini etkiliyor.
Anlayacağınız bir zamanlar orduların desteklenmesi ile gerçekleştirilen "darbelerin, artık Twitter ile yapılmaya ve Instagram ile Facebook tarafından da desteklenmeye başladığı mı?" şeklinde bir sorgulama var. Eğer doğru ise, yalan/sahte haber yayılması konusunda hassas davrandığını iddia eden sosyal medya şirketlerinin bizzat kendilerinin spekülasyona neden olacak hareketler yapması, onların kendi gelecekleri açısından da soru işareti.
Eğer bu hareketler yapılmışsa da, dünya çağında bir dalgalanmaya neden olması kaçınılmaz! İnternet açısından bir kilometre taşı olacaktır.
Maduro hakkındaki görüşlerimiz pek olumlu değil ama biz olaya siyaset tarafından bakmadık. İnternetin geleceği açısından ortaya çıkan “risk”e işaret ettil. Yine de ne olup, bittiğini anlamak için olanları kısaca gözden geçirelim.
Hiper yüksek enflasyon (yüzde 1 milyon) sebebiyle ekonomik kriz yaşayan Venezuela'da, beslenme, ilaç ve diğer ihtiyaçları bulma zorluğu bir kaç yıldır siyasal karmaşaya neden oldu. Çok sevilen ve ABD karşıtı söylemleri ile tüm dünyada popüler hale gelen Hugo Chaves'in ölümünden sonra 2013'de seçimle başa geçen Nicolas Maduro bu sorunların baş sorumlusu olarak görüldüğü halde mayıs 2018'de bir kez daha seçildi. Çünkü muhalefet adayları seçimden ya yasaklanmışlar ya da hapse atılmışlardı. Bu nedenle muhalefet de seçime katılmayıp, protesto etti.
Uluslararası gözlemcilerin meşru olmadığını söylediği bir şekilde seçilen Maduro'nun başkanlığının ikinci dönemine başlaması Venezuela'da toplumsal gerginliği iyice arttırdı. Üç gün önce Venezuela'da bir grup askerin başlattıkları darbe başarısızlıkla sonuçlandı. İnternette paylaşılan videoda bir çavuş, Başkan Nicolas Maduro'nun görevden çekilmesi için bildiri okumuştu. Daha sonra Venezuela hükümeti kalkışmanın bastırıldığını ve asilerin tutuklandığını duyurdu. İlerleyen saatlerde darbeci askerlerin tutuklandığı yere gelen bir grup gösterici orada bulunan bir otomobili ateşe verdi.
Bütün bunların nedenlerinden birisi Maduro'nun, muhalefetin ağırlıklı olduğu meclisi ve dolayısıyla milletvekilleri kapsam dışına çıkaran bir karar yayınlaması. Çarşamba günü, Venezuela muhalefet lideri Guaido kendisini ülkenin geçici cumhurbaşkanı ilan etti. Amerika Birleşik Devletleri Guaido’yu resmi olarak tanıdı ve artık meşru devlet başkanı olarak görmediği Maduro’nun muhalefet aleyhine şiddet içeren eylemleri engellemesini istedi.
Guaido'nun ilan tarihi hayli ilginç. Çünkü 23 Ocak 1948-59 arasında ülkeyi yöneten diktatör Marcos Perez Jimenez'in görevden ayrıldığı gün.
[1] Trump Tweet Attı, Jeff Bezos 16 Milyar $ Kaybetti