Koronavirüs krizinin tartışılmaya başladığı günlerde "maske takılmalı/takılmamalı" kargaşası döneminde, biz her ihtimale karşı bir miktar maske temin etmiştik. Sonra birden "maskenin gerekli olduğu" anlaşıldı. Elimde maske olduğu için PTT'nin dağıtımları ile çok da ilgilenmedim. Ama bu sabah Zafer Arapkirli'nin tweet'ini gördüğümde hem acı acı gülümsedim hem de bu konudaki beceriksizliğe çok üzüldüm. Mesaj şöyleydi:
"Bu mesaj üzücü çünkü, neredeyse 2 asıra yaklaşan kurum kültürü ile PTT'nin asıl işi 'dağıtım'. Bunu nasıl yapamamış ya da yapamaz hale geldi?"
Şimdi salgın gibi "insan hayatını" ilgilendiren bir noktada, PTT bir maske dağıtımını başaramıyorsa, bunun arkasında ne sorun var merak ettik doğrusu.
Daha önce PTT'nin 900 milyon TL zarar ettiği iddialarını yazmıştık[1]. Bu zararın düzeyini ya da hangi noktalardan zarar ettiğini göremiyoruz. Şirket 5 yıl önce -tüm tepkilere rağmen- bir A.Ş. haline getirilmişti[2][3]. Geçen yıl Varlık Fonu'na devredildi[4].
Şirket idari olarak Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'na bağlı. BTK ve Sayıştay tarafından da denetleniyor durumunda. Umarız denetlenmesi gerçekleştirilir de, dev şirketin nerelerinde sorun olduğunu hep birlikte görebiliriz. Çünkü sonuçta, işletme zarar ettiğinde (geçen yıl 900 milyon zarar ifade edilmişti) Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bütçesinden karşılanıyor. Yani başka deyişle halkın vergilerinden... O nedenle de halkın PTT'nin neden zarar ettiğini bilmek hakkı.
Şirketin, görünen son durumu şu: PTT'nin 80 bine yaklaşan personeline karşın, dışarıdan taşeron dağıtıcılarla çalışma durumu ve müflis harcamalar var[1].
İlaveten ePTT AVM denilen şirket gerek geçen yılın seçim öncesi tanzim satışları, gerek "efsane cuma"daki 2 haftaya yaklaşan dağıtım gecikmeleri ile alıcıları üzmüştü [5][6].
Yani PTT'nin kendisinin yapabilecekken, nedense yapamadığı bir konu bu; ePTT AVM. Düşünün ki, elinizde bir "kargo/kurye" şirketiniz ve "binlerce dağıtıcınız" var. Yani bütün kozlar sizin elinizde. Alt tarafı bir "pazar yeri yazılımı"na ve onu yönetmeye ihtiyacınız var. Üstelik bir de PTT Teknoloji adıyla şirket kurmuşsunuz. Ama nedense ePTT AVM işinin ancak yüzde 40'ına sahipsiniz, yüzde 60'na ise bir özel şirket sahip.
Aldığımız bilgiye göre, Eptt AVM'nin yüzde 60'nın PTT'ye ait olmadığını PTT içinde ve kamuda da konuşmak yasak gibidir. Aslında son kara cuma alışveriş çılgınlığında yaşanan PTT Kargo kaosu [6] ve tüm kargo şirketlerine sirayet eden Türkiye kargo hizmetlerinin tamamen çöktüğü olayların [7] ana nedeninin ePTT AVM olduğu birçok PTT mensubunca dile getirilip, duruluyor.
PTT evrensel posta (20 kg'a kadar postal koli ve kargo dahil) hizmetleri kapsamında[8]. Türkiye'nin 2 bin nüfuslu ve üzeri tüm bucak, belde, köy, ilçe ve şehirlerin tamamı yerleşim birimi şeklinde geçen her yere posta başlığı altında kargo hizmeti de götürmek durumundadır. Tüm işletim zararını UAB bakanlığı üzerinden hükümet bütçesinden karşılanır.
ePTT AVM ve taşeron dağıtıcılık ile PTT'nin kaynaklarının kullanıldığı iddialarının yanında, bir başka konu da PTT'nin kaynaklarının, rakibi olan diğer kargo firmalarınca kullanıldığına dair gözlemler.
Amerikan Başkanı Donald Trump, uzun bir süredir Amazon için, "Amerikan Posta Servislerini (USPS) kendi malı gibi kullanıyor" suçlaması yapıyor ve “USPS her Amazon paketi için ortalama 1.50 dolar kaybediyor" şeklinde tweet'ler gönderiyor. Bunun arkasındaki motivasyonun Jeff Bezos'un diğer bir firması olan Washington Post'ta kendisi aleyhine yayımlanan haberler olduğu söyleniyor. Buna karşılık Posta Servisi uzmanları ve hatta Trump’ın kendi danışmanları, Amazon tarafından gönderilen çok sayıda paketin aslında Posta Hizmeti’nin (USPS) sürdürülebilir olmasını sağladığını söylüyor[9].
Şimdi benzer bir konuyu Türk PTT'sindeki çalışanlar şu şekilde iddia ediyor:
"ePTT AVM gibi bunu keşfeden tüm kargo şirketleri, fiyat neredeyse yarı yarıya olduğu için büyük şehirlerin dışındaki tüm teslimatları PTT Kargo üzerinden yapıyor."
Tam burada PTT Kargo hizmetlerinin nasıl ve kimler tarafından pazarlandığını aktarmak gerekiyor; ülkede sektördeki minimum kargo ücreti 5 TL iken; PTT sartış ekipleri, şube ve merkezleri, iştirakleri (ePTT AVM dahil) ve distribütör ve acentaları bunu reklam, pazarlama ve satış maliyetleri dahil 3 TL'ye satıyor. Üstüne -ekstra bir maliyet olarak- fazla satanlar ve müşteri getirenler ödüllendiriliyor.
Rakip firmaların ölçek nedeniyle daha yüksek fiyatlandırma yaptığı düşünülse bile, olayın bu tarafına dikkat etmek gerek. Yani diğer kargo firmaları aldıkları siparişleri 3 TL'den PTT'ye taşıtıp, kendileri oturdukları yerden bir o kadar kâr ediyor. Bu da PTT çalışanlarınca "yanlış" olarak düşünülen ve dile getirilen bir husus.
Yani PTT'nin maliyetleri hesaplanmış mıdır? Bu tür yaklaşımları karşılamalı mıdır? Çalışanlar şöyle diyor:
"İçeriye kurulan pazarlama ve satış ekiplerinin PTT'ye yeni konular ile alan oluşturması gerekirken, geçen yıldan buraya gelen "dağıtım beceriksizlikleri" şu anda bir şeylerin ters gittiğini gösteriyor."
Görüştüğümüz PTT çalışanlarının iddialarına göre; PTT'nin müflislik ve taşerona iş verme gibi nedenlerle oluştuğu kaydedilen kendi zararı bir yana, dışarıdan satış yetkisi verilen distribütörler ve bu yazının konusu olan ePTT AVM bu zararı büyütmektedir.
İddialara göre; ePTT AVM kendi yüksek kg'lı gönderilerini dahi minimum bedeller ile PTT Kargo'nun sırtına yüklemiş. "ePTT AVM", adını ve güvenini bile PTT'den alan bir şirket ve marka. Ama içeride sorgulandığında yönetim tarafından şöyle savunulduğu kaydediliyor:
"Asıl sahipleri devlete ve PTT'ye lütufta bulunuyor."
İddialara göre, ePTT'nin sahipleri ise şöyle diyor:
"Sermaye ve operasyonel maliyetlere ben katlanıyorum, siz de e-ticaret asıl maliyetinin olduğu dağıtım, teslim ve marka tarafını taşıyın."
ePTT AVM yükü bu kadar devlete yüklemişken, çalışanlar itiraz ediyor ama ses çıkaran profesyonel yönetici olmadığı kaydediliyor:
"İtiraz edeni, içerdeki kamu yapısı, atalet ve siyasetin müdahalesi ile yaşatmıyorlar."
Bu yapının PTT içinde trafik yapan, para kazanan tüm fonksiyonları yani PTTBank'ın tüm HGS kurumsal, fatura, kamu tahsilat ve sorgulamaları gibi tüm kârlı işlerini işlettiği belirtiliyor. Buna karşılık PTT'nin hak edişlerini dahi alamadığı şeklinde bir bilgi ulaşıyor. Yönetici ve çalışanların bu nedenle sıkıntılar yaşadığı ve kimseye bunu duyuramadıkları da bir başka not. Ne kadar doğru bilemiyoruz.
ePTT AVM'nin beceriksizliği, devletin son maske dağıtım olayı ile ortaya iyice döküldü. Zira kötü teknolojik altyapısı ortaya çıktı. Teknoloji ve iş geliştirme ekipleri piyasada rakip operasyonlara transfer olmuş durumdalar. Hatta kendileri de iş kurarak ePTT AVM'ye rakip oldular.
ePTT AVM hem PTT hem de devletin kaynaklarını sömüren, sadece kendisi çıkarına çalışan bir yapı olarak; hızlı ve yetersiz yapıldığı anlaşılan son maske.epttavm.com adresindeki yazılımı ve web sitesi (içinde Google, hazır script, captcha kodları bulunan, kullanıcı sözleşmeleri ve uyarı metinleri dahil Türkçe karakter göstermiyor) ile kaç vatandaşın TCKN, isim-soyadı, doğum tarihi, telefon ve adresini güvenlik açıkları ve çalışmayan barındırma hizmetleri ile oluşturacağı zararı ve kirliliği zaman içinde göreceğiz.
Değerlendirmesini siz değerli okuyuculara bırakıyoruz.
[1] 900 Milyon Zarar İddia Edilen PTT’de Binali Yıldırım-Berat Albayrak Çekişmesi
[2] PTT, Anonim Şirket Oluyor ama Tepkiler de Büyüyor
[4] Türk Telekom’un % 6,68’i, Türksat ve PTT’nin Tamamı Varlık Fonuna Devredildi
[6] Efsane Cuma, PTT İşçilerini İsyan Ettirdi
[7] Efsane Cuma’da Patlayan Kargo Firmaları Oldu
(8) 9/5/2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununun 13 üncü ve 15 inci maddeleri ile 26/9/2011 tarihli ve 655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü ve 34 üncü maddelerine dayanılarak hazırlanarak kabul edilen 26/02/2016 tarihli Evrensel Posta Hizmetleri Yönetmeliği'nde detayları bulunan hizmetlerin kapsamı ve işleyişi aktarılmaktadır.