Biz artık alıştık bu tür hilelere. Torba yasa yapıp, "baskın" şeklinde, son anda bir maddeyi sokuşturuverirseniz, hem tartışma daha az oluyor, hem de madde fazla değiştirilemeden geçiriliyor. Gerçi maddeler her halukarda fazla değişemiyor. Ne de olsa demokrasi ve milli irade var!!
Katıldığım bir toplantıda, bir hakim hanım "bu kanun yapma methodu çok kötü. Hangi torba kanun, hangisi diye takip etmekte zorlanıyoruz" demişti. Ama tersinden bakarsak, amaç da bu gibi zaten. Yeni geçen internet maddesine bakarken bunu düşündük. Torba Yasa Tasarısı’na, TBMM Genel Kurulu’nda yapılan dünkü görüşmelerde son dakikadaki önergelerle tüm internet trafik bilgilerinin, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nda (TİB) toplanması eklendi. TİB Başkanı’nın talimatıyla internete resen (başvuruya gerek kalmadan) erişim engelleme yapılacak hallere, “milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi” durumları da eklendi. Bu madde aslında yeni değil. Cumhurbaşkanlığı döneminde, Gül'ün önüne gelip, güya değiştirilen madde. Ama milli irademiz "illa benim dediğim olacak" modunda. Dolayısıyla tekrar önümüze sürüldü. Maddenin en önemli özelliği "takip". Yani bundan sonra herkesin internet seyrüseferi TİB'in elinde olacak. Yani, hangi gün, hangi saatte, hangi siteye girdiniz ve orada ne kadar kaldınız bilgileri artık merkezi olarak TİB'in sunucularında toplanacak. Hani yetkililerin "o kadar kapasite nerede?" dedikleri sunucularda. Bu bilgiler üzerinden coğrafi yer bilgisi almak da mümkün. "Daha önce nasıldı?" derseniz.. İnternet Servis Sağlayıcılar (ISS) bu verileri, belirli bir süre boyunca kendilerinde tutuyorlardı. Neden tutuyorlardı? Örneğin internette birisi kendisini gizleyerek ya da gizlemeden, birisine hakaret etti diyelim. Hakaret edilen mahkemeye gittiğinde, mahkeme ISS firmaya başvuruyor ve o gün, o saatte kimin bağlandığını soruyordu. Neden belli bir süre tutuluyor? Çünkü bu mahkeme süreci tahmin edeceğiniz üzere zaman alıyor. Bu zamana karşı makul bir süre bu veriler tutuluyor. Sonra siliniyor. Neden siliniyor? Çünkü bu bilgiler "kişisel mahremiyet"e giriyor. Sizin hangi siteye girdiğiniz, ne yaptığınız sizin kendi gizliliğinizdir. İşte şimdi bu bilgiler TİB tarafından merkezi olarak toplanmaya başlıyor.
Zaten temel soru da bu. BTK yetkilileri bu konuda bir algı yönetimi ile "AB'de de toplanıyor bu bilgiler" savunması yapıyorlar. Çok doğru; bu bilgiler AB'de de toplanıyor. Ama yukarıda belirttiğimiz en önemli husus nedir; "Kişisel mahremiyet". AB'de toplanan bu bilgiler konusunda, ISS tarafında "kişisel mahremiyeti koruyan" önemli kurallar var. Bu bilgilere bakmak için ise ancak "mahkeme kararı" ve "suç şüphesi" gerekiyor. Üstelik toplanan bilgiler saklanamıyor. Ancak mahkeme işlemlerini gerçekleştirecek bir süre boyunca tutulabiliyor. Ama en önemlisi, bu bilgilerin merkezi toplanması. Yani "profilleme" yapılmasının yolunun açılması. Bu bir anlamda Orwell Dünyasının gelmekte olduğunu gösteriyor. Kısacası yeni eklenen madde tamamıyla "kişisel mahremiyete" aykırı. Yine tekrarlayalım; "özel hayatı koruyacağız" denilerek getirilen internet değişikliklerinin hepsi aslında özel hayatı ihlal etmek için getiriliyor.
Böyle bir maddenin temel nedeni, Twitter, Google gibi firmaların kullanıcılarının IP verilerini vermiyor olmaları. Örneğin şu meşhur FuatAvni olayında, son zamanlarda neredeyse alaya varan ifadeler var ama hala kimliği tespit olunmadı. Ama İnternet "bağlı (connected)" bir dünya. Ordan bulamazsanız, burdan bulursunuz. Mesela Twitter'a belli bir saatte giren tüm IP'ler elinizde olursa, zaman içinde eleye eleye, kim olduğuna ulaşma olasılığınız var.
TBMM"de yapılan görüşmelerde, bu değişikliklerin nedeni açıklanırken, “Bir trafik bilgisi mahkeme tarafından talep edildiğinde bu bilginin temin edilip mahkemeye sunulması en az 1 aylık bir süreci kapsıyordu. Bu da birçok konuda gecikmeye neden oluyordu. Trafik bilgilerinin TİB’de tutulmaya başlanmasıyla birlikte, hâkimler bir karar verdiğinde hızlıca hareket etme imkânı olacak” denildi.
Yapılan bir diğer değişiklikle de, TİB Başkanı’nın talimatıyla internette resen erişim engelleme yapılacak hallere, “milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi” durumları da eklendi. Buna göre söz konusu nedenlerden bir veya bir kaçına bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, internette erişimin engellenmesi TİB Başkanı’nın talimatı üzerine, TİB tarafından yapılacak. Böyle bir durumda erişim sağlayıcı engelleme kararını 4 saat içinde yerine getirecek. Engelleme kararı 24 saat içinde mahkemeye sunulacak ve hâkim 48 saat içinde kararını açıklayacak. Bu kapsama örneğin, "Gezi parkında şurada toplanalım" gibi Twitter mesajları dahil olabilecek çünkü kamu düzeni kapsamına girecek.
Bu dünyadan kaçış var mı? Biz eğer Anayasa mahkemesi bu duruma dur demez ise, ya da İnternet Camiası sesini daha yüksek çıkarmaz ise, bağların gitgide daha çok sıkılaştırılacağını düşünüyoruz. Yani George Orwell dünyasına iyice hoşgeldiniz. VPN, HTTPs, vsvs bunlar şu anda olmaz şeyler olsa da, herşeye bir çözüm bulma çalışmaları devam ediyor. Ne kadar başaracaklar bilemiyoruz. İnternet, IGF sırasında başta Vint Cerf tarafından olmak üzere pek çok internet uzmanı tarafından belirtildiği üzere, merkezi olmayan bir yapı. Üstelik üzerinde "ortak akıl" var. Bu ortak akıl, devletlerin ya da şirketlerin geliştirdiği herşeye bir cevap veriyor. Bunu da not edelim. Ama ülkemizdeki internetle ilgili sivil örgütlenmeler, dernekler yeterince çalışmıyorlar. İnternet kullanıcıları da haklarını arıyor değiller. Belirtmeden geçemeyeceğim.