İnternet haberleşmesi için 15 yılda 18 defa düzenleme yapan AKP, bu sefer de yine "kontrolü tam anlamıyla elime nasıl alırım" yaklaşımı ile geliyor. 2002'de iktidara geldikten sonra, ilk fırsatta ana akım medyayı eline geçirerek, haberleri kendi istediği yönde kontrol eden AKP, sosyal medyayı kontrol edemediği için sürekli yeni kontrol etme yolları arıyor.
Bunlardan önemli olan son ikisi 2016 yılında VPN'leri mümkün olduğunca engellemek ve 2020 yılında 5651'e sosyal medya şirketlerini kontrol için 7253 sayılı kanun ile getirdiği düzenlemelerdi.
Şimdi yeni kanun tasarıyla ilgili olarak kişilerin konuşmasının hapis ya da para cezası yoluyla önlenmesi yani ifade ve basın özgürlüğünün engellenmeye çalışılması daha çok tartışılmakla birlikte, hukukçular asıl hedefin sosyal medya şirketlerinin kontrolünü ele geçirmek olduğunu düşünüyor ve kanunun özellikle WhatsApp'a lisans getirmeyi hedeflendiği konuşuluyor.
İktidarın ve TBMM'nin önceliği, yeni yeni sorunlu tasarılar yerine 5651 sayılı kanunda mevcut olduğu Anayasa Mahkemesince de onaylanan sorunlu maddeleri değiştirmek olmalıydı.
Anayasa Mahkemesi 2021 ekiminde 5651 sayılı Kanun'un kişilik hakları ihlalleri ile ilgili 9. maddesinde "yapısal sorunlar" tespit ettiği için "pilot karar" uygulamasına gitmiş ve birleştirilmiş dokuz başvuruda Anayasa'nın 26, 28 ve 40. Maddelerinden ihlal kararı vermişti. Karar 7 Ocak, 2022 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanmıştı. Anayasa Mahkemesi, "ihlale yol açan kanun hükmünün ortadan kaldırılması veya ilgili hükmün yeni ihlallere yol açılmayacak bir şekilde değiştirilmesi" için kararını hem TBMM'ye göndermiş hem de bir dizi öneride bulunduktan sonra pilot kararını bir yıl süre ile uygulamamaya karar vermişti.
Ama bu kanun taslağında, 5651 sayılı kanunun 9 ve 8/A maddelerine dair bir detay göremiyoruz.
Üstelik hukukçular, bu kanun tasarısının Anayasa'nın "ifade özgürlüğü" ve "basın özgürlüğü" maddelerine de aykırı olduğunu belirtiyor.
Yani ifade ve basın özgürlüğüne ihlal üstüne ihlal...
Ama zaten AKP'nin amacı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin, 14 sene sonra verdiği yapısal sorun kararını bile ele almıyor. AKP bir düzenleme yapacaksa, önce bunu yapmalıydı.
Yeni dezenformasyon düzenlemesi, sosyal medya mesajları ve basın haberlerine muğlak yaklaşıyor. Dolayısıyla gazeteciler ya da sosyal medya kullanıcıları, endişe duydukları için bu kanun çıktıktan sonra, haberleşmelerine muhtemelen öz sansür getirecekler. Ama kanun tasarısının önemli bir başka hedefi bir önceki sosyal medya yasası ile çözemedikleri konuları çözmeye çalışmak.
Çıkan haberlere bakılırsa, kanun Devlet Bahçeli'nin "illa" demesiyle gelmiş olarak anlatılıyor. Ama kaynaklar, bu kanun tasarısının arkasında iki kişi olduğunu kaydediyor. Birisi İletişim Başkanı Fahrettin Altun, diğeri eski BTK Başkanı, bugünün Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı olan Ömer Fatih Sayan.
Konuya yakın kaynaklar, bu kanun çıkarsa İletişim Başkanlığı (altında kurulan Dezenformasyon Merkezi ile) ve BTK'nın adeta Voltron oluşturacağı (1980'li yıllardaki bir çizgi filmde 5 robotun oluşturduğu bir cins güç merkezi) yorumu yapıyorlar.
Dezenformasyon Merkezi yazın kuruldu ama şu ana kadar yasal bir dayanağı yok. Kanun ona bir dayanak sağlayacak ve BTK ile birlikte koordineli davranarak sosyal medyayı kontrol altına alacaklar.
Ancak ilginç olan şu: Hem bürokratlar, hem de AKP partisine mensup insanlar bile durumdan rahatsız. Çünkü bu kanunun tersine dönebileceği ve muhalefetin kendileri aleyhine suç duyuruları yapabileceği endişesi taşıyorlar. Bürokratların kanunun hazırlanması döneminde epeyce mırın, kırın ettikleri ama sosyal medyayı illa durdurmak hedefinde olanları durdurmayı başaramadıkları aktarılıyor.
Dediğimiz gibi burada hepsinden önemli görülen şey WhatsApp'a lisans vermek. Çünkü sosyal medya mesajları, ortada oldukları için nispeten özsansür taşıyor. Ama göz önünde olmayan haberleşmenin yaratacağı eleştirel ortamlar AKP için korkutucu bulunuyor.
WhatsApp'a verilecek lisansın anlamı şu: Resmi makamlar istediğinde WhatsApp "gizli kalması gereken" ikili ya da grup görüşme mesajlarını vermek zorunda kalacak. Burada "WhatsApp nasıl davranır?" derseniz, WhatsApp zaten -en azından ABD ve Hindistan'da- düzenli olarak resmi makamlara bilgi veriyor. Bu konudaki 2021 tarihli bir haberi buraya tıklayarak okuyabilirsiniz. Yani özetle, WhatsApp'ın sizin demokrasinizi düşündüğü, müşündüğü yok, kendi kazanacağı parasına bakar.
Bugünlerde İran'da karışıklıklar yüksek. Bu nedenle İran'ın İnternet, Twitter, WhatsApp, Instagram gibi her türlü ortamı kapattığı kaydediliyor. Ama İranlılar haberleşmeye devam ediyorlar.
Bunun için kendi VPN'lerini ya da Google'un VPN'ini kullanıyorlar ve/veya Starlink'in kendi özel antenini alabilenler de, Starlink üzerinden haberleşiyor.
Zaten AKP aslında bu tasarı ile ilk defa oy kullanacak olan 6,5 milyon gencin de isyanını üstüne çekecek. Buna AKP's Paradox diyorum. Yani baskıyı arttırdıkça, insanlar uzaklaşıyor, onlar uzaklaştıkça baskıyı daha çok arttırıyor. Bunun sonucu kazanmak mıdır? Yoksa insanların kurtulmak istemeleri midir?
Bunları söyledikten sonra bu yazıyı okuyan sizlere tavsiyemiz şu:
Ama şunu da belirtelim: İstedikleri kadar engellesinler, çağımızda bu haberleşmenin tam kapatılması mümkün değil. İran'a bakın. Oradan olmaz, buradan olur. Bazı olasılıkları söylemeyeceğiz bile.
Bu yazıda kanun taslağı içindeki detayları vermedik. Zaten konuşulmaya başlandığı geçen yıldan ve TBMM'ye geldiği ilkbahar aylarından itibaren "n" tane yazı yazdık. Dezenformasyon kanununun farklı boyutlarını, Avrupa'da neler yapıldığını vs anlattık. Hep aynı şeyleri tekrarlamayalım. Ama bu konudaki önceki yazıları ya da diğer gelişmeleri okumak isterseniz, burayı tıklayınız.