Havalar Beşiktaş lehine gitti şimdiye kadar. Hem stat inşaatı hem de Olimpiyat Stadı'ndaki ılıman ortam açısından. Ne var ki Pazar akşamı hava mevsim normallerinin altına inmişti. Olimpiyat'ta ise onun da altına. Yağmur bir yandan, soğuk bir yandan, rüzgar bir yandan.
Sahada oynayanlar için de tribünde oturanlar için de zor bir akşamdı.
Ve takımlar belki de bu yüzden maça ısınmak için epey çaba harcadılar.
İlk yarım saat neredeyse pozisyonsuz geçildi.
Bunda Eskişehirspor'un oyunun temposunu düşürmesinin ve sahayı daha iyi parselleyerek Beşiktaş'ı durdurmasının etkisi de vardı tabii.
Beşiktaş ilk yarım saatten sonra Oğuzhan önderliğinde kanatları da kullanarak etkili olmaya başladı.
30'da Oğuzhan Gökhan'a çok iyi bir pas çıkardı ama Gökhan bunu iyi sonlandıramadı.
40'da da Motta'nın şutuyla Beşiktaş bir kez daha gole yaklaştı.
Beşiktaş'ta Almeida ve Fernandes yoktu. Ömer ve Jones ilk on birde sahaya çıktılar bu yüzden. Yine orta alanda iki defansif orta saha oyuncusuyla ve ileride tek santraforla mücadele ediyordu Siyah-beyazlılar.
Ve bu durumda yaratıcılık tek başına Oğuzhan'a kalıyordu. Oysaki yanında rahat top alıp verebileceği bir oyuncuya daha ihtiyaç var. Bunu Fernandes'le zaman zaman çok iyi uygulamışlardı mesela. Jones'u bu niyetle alınmış olabilir fakat ben aranan oyuncunun Jones olduğuna dair bir ışık göremedim henüz.
Aslında Fernandes'sizliğe çözüm, onun yerine Oğuzhan'ın oynaması değil. Oğuzhan'ın yanına en az onun kadar teknik ve iki yönlü oynayan bir futbolcu daha koymak. Aksi takdirde Oğuzhan da bir yere kadar etkili oluyor.
Almeida'sızlığa çözüm de onun yerine Ömer'in oynaması değil. Beşiktaş'ın hareketli ve son vuruşları iyi iki golcüyle oynaması...
Tabii bütün bunların sezon başında, hatta daha önceden planlanması gerekir.
Eskişehirspor yine bol paslaşarak başladı ikinci kırk beş dakikaya. Siyah-beyazlılar yine pozisyon bulmakta zorlandı.
Son yarım saate girilirken Biliç, Ömer ve Jones'u çıkarıp Mustafa ve Holosko'yu aldı oyuna. Oğuzhan'ın yanına Gökhan'ı koydu.
Ne var ki bu değişiklikler de pek fayda etmedi. Ceza alanına yaklaşmakta bile zorlandı Beşiktaşlılar. Kaleyi bulan toplar kaleci çalıştırmaktan öteye geçmeyecek cinstendi.
Yaklaşık son on beş dakika için Kerim'i de alıp çift santrafora geçti Beşiktaş.
Oysa ki ikinci yarıda yağmur ve rüzgar biraz dinmiş maç koşulları biraz daha düzelmişti. Ama bu da sahadaki oyunun kalitesini yükseltmeye yetmemişti.
Maçın sonlarına yaklaşırken Siyah-beyazlılar bir gol ve üç puan için son güçlerini harcarken, Eskişehirspor bir puana razı görüntü. Hatta Erkan'ın oyundan çıkarken zaman harcamak için oyalanması Biliç'i bile sinirlendirdi.
Nihayet 89'da Kartal aradığı golü buldu. Gökhan'ın kullandığı serbest vuruşta on sekize inen topu Ersan filelerle buluşturuverdi. Ve hem milli takımda hem de Eskişehirspor karşısında oynadığı iyi oyunu golle süslemiş oldu.
Sonuçta ev sahibi Beşiktaş pozisyon bulmakta çok zorlandığı bu karşılaşmadan yüzü gülerek ayrıldı.
Ayrıldı ama son dört maçının ikisini zar zor 1-0 kazanan, ikisinde de gol atamayan Beşiktaş skor gibi kısır bir futbol oynuyor. Bunun nasıl aşılacağı da meçhul.