NASA, daha önce uyarıda bulunmuştu: "Göktaşı çarpmasına hazır olun. Dinozorların uzay programı yoktu, ancak bizim var ve kullanmamız gerek"!
NASA bu konuda oluşturduğu programı geçen hafta uygulamaya koydu.
Bir uzay aracı, saatte yaklaşık 23 bin kilometre hızla bir astroid ile çarpıştırıldı ve gelecekte olası bir kıyameti önleme adına geliştirilen proje test edilmiş oldu
NASA'nın gezegen bilimi bölümü direktörü Lori Glaze bunu "yeni bir çağın başlangıcı" olarak nitelendiriyor.
Dünya, 4.5 milyar yaşında; yaşamın başlaması ise 3.5 milyar öncesine dayanıyor.
Güneş Sistemi oluşumu sonrası arta kalan irili ufaklı kaya parçaları genellikle Mars ve Jüpiter arasında yer alan asteroid kuşağı içinde bulunuyorlar.
Jüpiter, devasa kütlesi ile bu kaya parçalarına çekim uygulayarak Dünya için bir kalkan görevi görüyorsa da her 2000 yılda bir futbol sahası büyüklüğünde bir asteroid Dünya'ya çarparak o bölgede önemli hasara yol açıyor.
Ancak yerküre geçmişte çok daha büyük asteroid çarpmalarına sahne olmuş ve bu çarpmalar sonucu kitlesel yok oluşlar yaşanmış.
Eldeki kanıtlara göre 5 kez toplu yok oluş yaşandığı belirtiliyor. Bunlar: 443, 372, 252, 201 ve son olarak da 65 milyon yıl önce gerçekleşmiş.
Bu olayların her birinde en baskın tür yok olurken yeryüzü jeolojik ve biyolojik değişime uğramış; sonrasında bazı türler yok olurken onların yerini başka türler almış.
65 milyon yıl önce, Everest büyüklüğünde bir asteroidin dünyaya çarpan devasa asteroidin yarattığı yıkım gücünün Hiroşima'ya atılan bombanın 10 milyar katı büyüklüğünde olduğu tahmin ediliyor.
Bu çarpışma sonrası gökyüzü kararmış, ormanlar alev almış ve bu olay dinazorların sonunu getirmiş.
Bilim insanları, baskın türün yok oluşu ile sonlanan büyük aktivitelerin 30 milyon yıllık döngülerle gerçekleştiğini ileri sürüyorlar.
Bu 30 milyon yıllık döngülerle gerçekleşen çarpışmaların sorumlusu ise karanlık madde.
Bu tuhaf madde, evrenin baskın, yaratıcı ve karanlık gücü. Onu göremiyoruz, çünkü ışık ile ve normal madde ile etkileşime girmiyor. Galaksileri birbirine bağlıyor, evrenin dokusunu oluşturuyor ve evreni şekillendiriyor.
Evrende var olan toplam madde miktarının yüzde 16'sı bildiğimiz görünür normal maddeyi oluştururken yüzde 84'ü ise bu karanlık maddeden oluşmakta. Bu madde, tüm evrene dağılmış olmakla birlikte galaksilerin içerisinde çok daha yoğun.
Güneş Sistemi, devasa bir disk olarak düşünebileceğimiz Samanyolu galaksisi içinde küçük ölçekli bir yıldız.
Tüm yıldızlar ve gök cisimleri gibi Güneş Sistemi de galaksi merkezi etrafında dönmekte ve bir galaktik turu 250 milyon yılda tamamlanmaktadır.
Güneş, bu dönüşler sırasında galaktik düzlemden geçerken karanlık maddenin içinden geçiyor ve bu nedenle çok güçlü bir kütle çekim etkisi altında kalıyor. Bunun sonucunda daha önce etkisi dışında kalan gök cisimlerini kendine doğru çekiyor. Bu sırada Dünya, bir atış poligonunun ortasında kalmış gibi asteroid yağmuru tehdidi altındadır.
Dolayısıyla bu süreçte olası bir asteroid çarpması Dünya üzerinde dev volkan patlamalarına neden olurken gökyüzü dumanlarla kaplanıyor; beraberinde iklim değişikliği ve kitlesel ölümler gerçekleşiyor.
Ve süreç, genellikle yeryüzündeki baskın türün yok olması ile sonlanıyor.
Gezegenimize doğru hızla gelen büyük bir asteroidin yönünün değiştirilerek Dünya'dan uzaklaştırılması uzun süredir tartışılan bir konuydu.
NASA'ya göre şu anda bize doğru gelen böylesine büyük bir asteroid yok. Ancak henüz tanımlanmamış asteroid ihtimali de göz ardı edilmiyor.
Bu amaçla NASA, Çift Asteroid Yönlendirme Testi (DART - Double Asteroid Redirection Test) projesini başlattı. Johns Hopkins Üniversitesi projenin diğer ortağı.
DART'ın hedefi, Dünya'dan 1.3 milyon km uzaklıkta ve yaklaşık 160 metre genişliğinde küçük kayasal bir nesne olan Dimorphos'tu.
Dimorphos, çapı yaklaşık 780 metre olan Didymos adlı bir ana asteroidin yörüngesinde dönmekte olan daha küçük bir astroid.
Bir yıl önce fırlatılmış olan DART'ın, hedefine ulaşması yaklaşık 10 ay sürdü ve 26 Eylül'de bir futbol stadyumu büyüklüğündeki asteroid ile kafa kafaya çarpıştırıldı. Uzay aracı, asteroide çarptığında saatte 22.500 km hıza ulaşmıştı.
Verileri toplamak biraz zaman alacak olsa da, bilim insanları çarpışmanın asteroidin yörüngesini değiştirmiş olduğunu düşünüyorlar.
Güçlü bir şekilde gerçekleşen bu çarpışma, çarpmadan iki gün sonra SOAR Teleskobu tarafından görüntülendi.
Ayrıca çarpışma etkisinin hem Hubble Uzay Teleskobu ve hem de James Webb Uzay Teleskobu tarafından da saptandığı belirtiliyor.
Dimorphos ya da Didymos, Dünya için şu anda bir tehdit değiller ancak NASA yetkilileri, DART - Dimorphos çarpışma sonuçlarının bir kıyamet günü asteroidini uzaklaştırmak için ne kadar büyük bir uzay aracına ihtiyaç olacağı ve hızının ne olması gerektiği konusunda önemli veriler sağlayacağını belirtiyorlar.
İşin doğası gereği, Güneş Sistemi'miz galaktik düzlemden geçmeye devam edecek ve Dünya her zaman bir astroid tehdidi altında olacak.
Bu çarpışma deneyi, insanlığın bir gök cisminin yörüngesini ve yönünü değiştirmeye yönelik ilk girişimi olarak bilim tarihine geçti.
Biliyoruz ki dinozorlar bir astroid çarpması sonucu yok oldular; onların bir uzay programı yoktu. Artık bizim var.
Yani, rahat uyuyabiliriz!
https://newrepublic.com/article/123226/how-dark-matter-killed-dinosaurs
https://www.tandfonline.com/doi/abs/10.1080/08912963.2019.1658096
Nafiye Güneç Kıyak kimdir? Nafiye Güneç Kıyak, Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi (İÜ) Fizik Bölümü ve yüksek lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Nükleer Enerji Enstitüsünde tamamladı. Çalışma hayatına Türkiye Atom Enerjisi Kurumu- Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi'nde araştırma reaktörü radyasyon güvenliği sorumlusu olarak başladı. Doktora sonrası Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu bursu ile Almanya-GSF (Gesselshaft für Strahlen und Umweltforshung-Munchen)'de "nükleer santraller çevre analizleri, radyasyon dozimetrisi, nükleer teknikler" alanlarında çalışmalarda bulundu. Yurda dönüşünün hemen ardından doçent ve daha sonrasında da profesör oldu. 1996 yılında kurulan Işık Üniversitesi'nin kuruluş çalışmalarına katıldı ve çeşitli kademelerde görev alarak kurucu fizik bölüm başkanlığı, Fen Bilimleri Enstitüsü müdürlüğü görevlerinde bulundu. "Lüminesans Araştırma ve Arkeometri Laboratuvarı"nı kurdu modern fizik konularında lisans ve yüksek lisans dersleri verdi. 2010- 2015 yılları arasında Işık Üniversitesi Rektörü olarak görev yaptı. Rektörlük süresini tamamlamasının sonrasında Feyziye Mektepleri Vakfı okulları CEO'su görevinde bulundu. Prof. Kıyak'ın uluslararası bilimsel dergilerde yayımlanmış çok sayıda bilimsel makalesi, yurtiçi ve yurt dışında sunulmuş 200 dolayında bilimsel çalışması bulunmaktadır. Ayrıca popüler bilim alanında üç kitabın yazarıdır: Aklın bilinmeyene yolculuğu: KOZMOS; Sırlar evrenine açılan kapı: KUANTUM ve Başlangıcın ötesi: ÇOKLU EVRENLER. 2019'dan bu yana T24 Haftalık’ta popüler bilim konularında yazılar yazmaktadır. Prof. Kıyak evli ve iki çocuk sahibidir. |