2020 en iyi erkek oyuncu Oscar'ını kazanan Amerikalı aktör Joaquin Phoenix teşekkür konuşmasında "Sessizlerin sesiyiz. Hepimiz adaletsizliğe karşı savaşıyoruz. Kendimizde bir ineği yapay olarak dölleyip yavrusunu çalma hakkını görüyoruz" dediğinde onu izleyenler, o sözleri duyanlar ne düşündüler, gözlerinin önünden neler geçti acaba?
Vegan olmamakla birlikte, etobur bir ailede vejetaryen kalmaya çalışan biri olarak veganlara sonsuz saygı duyduğumu belirtmeliyim.
Bizler gerçekliğimizin sınırlarını zaman zaman daraltırız, bizleri rahatsız eden şeyleri görmezden gelerek yaşamı daha yaşanır kılmaya çalışırız kendimizce. Gerçeklik algımızın temel kaynağı gözlerdir; görmezsek ve de bilmezsek sorumlu değilizdir, öyle değil mi?
29 Ocak 2020 tarihli bir habere göre Fransa Tarım Bakanlığı, erkek civcivlerin diri diri öğütülerek imha edilmesi ve domuz yavrularının uyuşturulmadan kısırlaştırılmasını yasaklayacağını açıklamış.
Dünya genelinde her yıl yedi milyar civciv, canlı canlı öğütücülere atılarak, gaz ya da elektrik verilerek veya plastik torbalar içinde boğularak öldürülüyormuş.
Fransa, erkek civcivlerin bu yöntemlerden herhangi biriyle topluca öldürülmesini yasaklama yönünde karar alıyor.
Daha önce İsviçre ve Almanya'nın bu yönde çalışmaları var, ancak AB yasaları 3 günlük civcivlerin öldürülmesine izin verdiği için uygulamada zorlandıkları belirtiliyor.
Her ne kadar Fransa Tarım Bakanı Didier Guillaume, yakında tavuk embriyolarının yumurtadan çıkmadan cinsiyetini belirleyecek bir yöntem bulunmasını umduklarını belirtse de civciv imhası devam edecek gibi görünüyor. Çünkü bu yöntemin uygulanması, yumurtalardan tek tek örnek alınmasını gerektirdiğinden "ekonomik" bulunmuyormuş!
Dünyanın birçok yerinde, yumurtlamadıkları ve etlerinden yararlanılamadığı için erkek civcivler "sektörel atık" olarak değerlendirilmekte. Erkek civcivler birer endüstriyel atık ve diri diri öğütülüyorlar, yerküre bu vicdani ağırlığı kaldırabilir mi?
Tavuk çiftliklerinde kafeslerde tutulan hayvanlardan yumurta elde edilmesi biçimi, "endüstriyel atık" olmanın yanında çok hafif kalsa da, o da ayrı bir vicdani problem.
Bir çok tür yaşamın devamlılığı açısından önemli rollere sahip. Doğada bir besin zinciri var, yaşamak ve yaşatmak için amansız bir mücadele doğanın kendisi, ancak eziyet etmek başka bir kavram.
Phoenix, konuşmasının devamında diyor ki: "Bu sektörün bana ve bu sektördeki birçok kişiye bahşettiği en büyük lütuf, sesimizi sessizler için kullanma olanağı oldu. Bir ülkenin, bir halkın, bir ırkın, bir cinsin, bir türün diğeri üzerinde, yaptırıma maruz kalmaksızın tahakküm kurma, onu kullanma ve kontrol altına alma hakkına karşı mücadeleden söz ediyoruz. Doğal dünyadan çok koptuğumuzu düşünüyorum. Birçoğumuz ben merkezci bir dünya görüşüne sahip olma suçunu işliyoruz, evrenin merkezinde olduğumuza inanıyoruz."
Ve sözlerini, 17 yaşında iken kardeşi River Phoenix'in yazmış olduğu şarkı sözleri ile bitiriyor: "Sevgiyle yardıma koş, huzur peşinden gelecek."
Joaquin Phoenix'in Oscar ödül töreninde hayvan haklarına yönelik söylemi ailenin yaşam tarzı ile paralel. Ağabeyi River Phoenix dahil olmak üzere bütün aile 1977 yılından bu yana vegan bir yaşamı benimsemişler.
Bir gemi yolculuğu sırasında denizden avlanan canlıların ne kadar acı çektiklerini izledikleri ve ondan sonra ailece vegan bir yaşam sürmeye başladıkları söyleniyor.
Beş kardeşin en büyüğü River Phoenix ünlü bir film yıldızı, 1986 yılında çekilen ve film müzikleriyle de sinema tarihine geçen "Stand By Me" filmiyle üne kavuşuyor. 1989 yılında "Running on Empty" filmiyle "En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar"ına aday oluyor.
Küçük yaşta büyük bir üne kavuşan bu büyük kardeş, 31 Ekim 1993 yılında, daha 23 yaşında iken aşırı uyuşturucu nedeniyle hayatını kaybediyor.
Kardeşlerin hepsi River'ın takipçisi, tümü sanatla yaşıyor.
Ve şimdi onun küçük kardeşi Joaquin, 2020 Oscar Ödülü'nü kucakladı ve yapabileceğinin en iyisini yaparak, anlamsız teşekkürler sıralamak yerine, o muhteşem sahneden bizlerin ortak duygularını seslendirerek vicdanlara dokunmaya çalıştı.
İçimiz titreyerek izledik: "Bu sektörün bana ve bu sektördeki birçok kişiye bahşettiği en büyük lütuf, sesimizi sessizler için kullanma olanağı oldu." derken insani sorumluluğumuzu vurguluyordu.
Arkamızı dönmek bir şeyleri çözmüyor.
Empati kurmak, "sessizlerin sesi olmak" için en önemli araç değil de nedir!