İnsanın içinde hep var olan uzayı keşfetme dürtüsü Yuri Gagarin'in 1961 yılında uzaya çıkışıyla birlikte daha da alevlendi.
Uzayı keşfetmek artık bir arzudan çok bir görevdi ve bu nedenle uzay programlarını misyon (mission) olarak tanımladılar.
Aslında uzaya fırlatılan insan yapımı ilk uydu "Explorer 1", 1958 yılında Amerika Birleşik Devletleri tarafından fırlatılmıştı. Yerçekimini yenerek Dünya'yı terk eden ilk yapay uyduydu ve onu Explorer programının diğer uyduları izledi. Bu uydular Dünya yörüngesi dışına çıkmadılar.
Sonrasında başta NASA (National Aeronautics and Space Administration) olmak üzere diğer uzay ajansları uzayı keşfetme yarışına girdiler. Hedeflerinde öncelikle Dünya uydusu Ay ve Mars gezegeni vardı. En çok merak edilen de doğal olarak onlardı, yani en yakındakiler; öncelikle de Dünya uydusu Ay.
Daha sonra NASA öncü misyonlarla yüklenmiş Pioneer serisi uzay araçları üretti. Onlar uzay keşiflerinin öncü misyonerleri oldular ve hedeflerinde Güneş Sistemi, özellikle dış gezegenler Jüpiter ve Satürn vardı.
Onları da Voyager misyonları izledi.
Dünya yörüngesinin ötesine çıkabilen ilk uzay aracı ABD Hava Kuvvetleri tarafından fırlatılan "Able 1" oldu. Daha sonraları Pioneer 0 olarak adlandırılacak olan bu girişim Ay için fırlatılan ilk uyduydu ancak bir arıza nedeniyle misyon gerçekleşemedi. Daha sonra Pioneer 1 (Able 2) ve Pioneer 2 (Able 3), NASA tarafından fırlatıldılar, onlar da Ay'a ulaşamadılar.
Ay hedeflerine ulaşamayan bu öncüleri Pioneers 3 ve 4 izledi. Onlar Amerika'nın ilk başarılı insansız Ay misyonları oldular.
Serinin bir sonraki aracı Pioneer 5, gezegenler arası manyetik alanın ilk haritasını çıkardı. Onu izleyen Pioneer 6,7,8 ve 9, Dünya yörüngesindeki yapay uyduları ve yer sistemlerini etkileyebilecek Güneş aktivitelerini belirledi ve Dünya'nın ilk Güneş izleme ağı oluşturulmasına veri sağladı.
Ve yıl 1969, çabalar sonuç verdi ve ABD'li Apollo astronotları Ay'a ulaşmayı başaran ilk insanlar oldular.
NASA, hedefi büyüttü ve Güneş Sistemi'ni geçerek daha uzağa gidebilecek daha gelişmiş uzay araçları planladı. Bu amaçla ikiz Pioneer 10 ve 11 araçları üretildi. Bunlar Jüpiter ve Satürn'ü ziyaret eden ilk uzay araçları oldular.
1972'de fırlatılan Pioneer 10, Asteroid kuşağını geçen ve bir dış gezegeni doğrudan gözlemleyen ilk uzay aracıydı. Aralık 1973'te Jüpiter'e ulaştı; Jüpiter'in atmosferini, manyetosferini ve uydularını inceledi. Sonra Satürn'ü, ardından Güneş Sistemi'ni geçerek Samanyolu Galaksisi içinde yıldızlara doğru uçan ilk uzay aracı oldu.
Pioneer 10, 1973'te Jüpiter'in yanından uçtuktan sonra, yıldızlar arası yolculuğuna başladı. Voyager 1 uzay aracı 1998'de onu geçene kadar, Pioneer 10 Güneş Sistemi'nde Dünya'dan en uzakta bulunan insan yapımı nesneydi.
Pioneer 10'dan en son 2003'te sinyal alındı.
Diğer araç Pioneer 11, Pioneer 10 asteroid kuşağını geçtikten sonra, 6 Nisan 1973' te Cape Canaveral'dan fırlatıldı.
Pioneer 11, Jüpiter' i ve dış Güneş Sistemi' ni inceleyen ikinci, Satürn' ü ve halkalarını keşfe çıkan ilk misyoner araç; Jüpiter ve Satürn'ün atmosferlerini, uydularını ve Satürn'ün halkalarını inceledi.
Satürn'e ulaşabilmek için Jüpiter'in kütlesel çekim gücünden yararlanan Pioneer 11, Jüpiter uçuşundan ivme kazandıktan 5 yıl sonra Satürn'e ulaştı. Bu gezegeni doğrudan inceleyen, gerçek anlamda ilk "öncü" uzay aracı olarak kendinden sonraki misyonlara yol gösterici olmak üzere, Satürn'ü çevreleyen halkalar ve kalabalık uydular hakkında önemli veriler iletti.
Satürn'ün çevresinde ek bir halka keşfetti ve Satürn halkalarının fotoğraflarını çekerek gezegenin en büyük uydusu Titan'a dönük ölçümler yaptı.
Satürn'den ayrıldıktan sonra, o da ikizi gibi Güneş Sistemi'ni terk ederek yıldızlara doğru yola koyuldu.
Peki, ya misyonerlerimiz bu yolculuklarında Dünya dışı akıllı bir yaşamla karşılaşırlarsa?
Stratejistler bunu da düşünmüşler: Pioner ikizleri uzaya elleri boş gitmiyorlar. Beraberlerinde, Dünya dışı akıllı varlıklar için gerekli olduğu düşünülen bazı temel bilgiler taşıyorlar. Bu bilgiler altın bir plaka üzerine işlenmiş ve araçlar üzerine monte edilmiş.
Bu altın plakalar üzerinde bir erkek ve bir kadın silueti ile hidrojen atomunun bağ yapısını gösteren çizimler bulunuyor. Ayrıca Samanyolu Galaksisi üzerinde Güneş Sistemi'ne en yakın nötron yıldızlarını (Pulsarlar) referans alan ve galaksi merkezine göre Güneş Sistemi ve Dünya'nın konumu ve koordinatlarını gösteren çizimler yerleştirilmiş. Her iki araçta Jüpiter uçuşunun tasfir edildiği krokiler ile bazı temel bilgiler de olduğu belirtiliyor.
Bilim insanlarına göre Pioneer 10, bu büyük yolculuğunda bir yıldızın yanından geçen ilk insan yapısı araç olacak; şu anda Boğa takımyıldızı yönünde ilerliyor. Ve muhtemelen yaklaşık 90 bin yıl sonra Cassiopeia takımyıldızındaki HIP 117795 kodlu yıldızla bir buluşma gerçekleştirecek.
Pioneer 11'in yolculuğu ise daha uzun. Satürn'ü geçtikten sonra Güneş Sistemi'nin dışına doğru yönlenen araç yaklaşık dört milyon yıl sonra Sagittarius takımyıldız'nın yakınlarından geçecek.
Ve böylece insan aklı, nihaye kendi yarattığı uzay araçları ile kozmik hapishanemizin dışına çıktı ve yıldızlararası bölgeye doğru ilerliyor.
İlk dönem insanları gibi modern insanın da hayali uzayı keşfederek sorularına yanıt bulabilmek. Ve belki de bulacak!
Belli ki insanın uzay serüveni daha yeni başlıyor!
Kaynakça
https://www.nasa.gov/centers/ames/missions/archive/pioneer10-11.html
https://lasp.colorado.edu/outerplanets/missions_pioneers.php
https://solarsystem.nasa.gov/missions/pioneer-10/in-depth/
https://www.thoughtco.com/pioneer-missions-1-through-5-3073476