Sorun, Brezilya para birimi Real'in değerlenmesi ve buna karşılık ihracatın zora düşmesi. Ancak...
Son bir haftada uluslararası piyasalardaki gündem maddelerinden biri Brezilya’nın döviz piyasalarına müdahalesi. Sorun, Brezilya para birimi Real'in değerlenmesi ve buna karşılık ihracatın zora düşmesi. Ancak, bir de yıl sonunda ülkenin petrol şirketi Petrobras hisselerinin halka arz edilecek olması konusu var ki; bu realin daha değer kazanmasına neden oluyor. Zira 75 milyar dolar civarında gerçekleşmesi beklenen söz konusu halka arz dünyanın en büyük halka arzı olarak tarihe geçecek. Brezilya petrol rezervleri açısından dünyanın başta gelen ülkelerinden biri. 2008 yılı istatistiklerine bakarsanız, kanıtlanmış petrol rezervlerinin sadece 12 milyar varil olduğunu görürsünüz. Fakat son üç yılda 50 milyar varile yakın daha rezerv keşfedildi. Yeni rezervler ile dünya sıralamasında Brezilya, Rusya, Nijerya, Kazakistan, ABD ve Libya’yı geride bırakmış durumda. Dahası şirket, önümüzdeki üç yıl içinde 200 milyar dolardan fazla yatırım yaparak yeni alanlar keşfetmeyi ve petrol çıkarmayı planlıyor. İşte bu nedenle Petrobras’ın halka arzı ABD başta olmak üzere bütün dünyadan yatırımcıları Brezilya’ya çekiyor. Dışarıdan gelen para reale çevriliyor; bu da realin değerlenmesine neden oluyor. Aşağıda 2006’dan bugüne dolar/real kurunun gelişimini görüyorsunuz. 2006’dan 2008 Eylül’üne kadar 2.35’ten 1.58’e düşen bir kur görüyoruz. Yani real dolara karşı değer kazanmış. Eylül 2008’de Lehman Brothers’ın batışı ile piyasalar çalkalanmaya, bütün dünyada olduğu gibi ABD doları Brezilya’da da değerlenmeye başlıyor; dolar/real kuru 2.47’ye kadar çıkıyor. Ardından gelen toparlanma döneminde real yeniden yükselişe geçiyor ve kur bugünlerde 1.70’e kadar düşüyor.
Realdeki değerlenmeye karşılık olarak Brezilya Merkez Bankası geçen hafta piyasalara girerek günlük yaklaşık 1 milyar dolar alım yaptı. Çarşamba günü ihale sayısı günde birden günde ikiye çıkarıldı. Piyasadan döviz almak Brezilya’nın realdeki değerlenmeyi önlemek için giriştiği ilk yol değil. 20 Ekim 2009’da alınan bir kararla yabancıların hisse senedi ve sabit getirili varlık gelirlerine yüzde 2 vergi koyan Maliye Bakanlığı, bu hareketiyle de bir süre gündemde yer tutmuş; hatta bu konuda Türkiye’nin de benzer bir yola gidebileceği yönelik öneriler dillendirilmişti. Sadece portföy yatırımlar değil, doğrudan yabancı yatırımlar için de Brezilya yüksek getirili bir pazar. 2001’deki küresel yavaşlama ve 2008’deki küresel krize rağmen son on yılda ülkeye giren doğrudan yabancı yatırı ortalaması 24 milyar dolar. Dikkat edin, ortalama diyorum. Bugünkü örnek Petrobras olsa da; çok sayıda Brezilya şirketin yabancı ortağı var.
Şimdi Brezilya’dan sıyrılıp, işin başka bir boyutuna geçelim. Bir süredir bazı ülkelerin kendi paralarının değerini düşürme çabalarına tanık oluyoruz. Aklınıza ilk gelen örnek muhtemelen Çin olmuştur. Haklısınız; Çin hükümeti yuanın piyasadaki fiyatını bir süredir olması gerekenin altında tutuyor ve bu konuda büyük eleştiri alıyor. Birkaç ay önce sözümona, bu konuda esnekleşmeye gideceğini açıklamış olsa da yuanın değerlenmediğini görüyoruz. İkinci örnek
Japonya. Yıllardır durgunlukta olan bir ekonomi. Faiz oranları yıllardır 0’da. Ancak yen değerlenmeye devam ediyordu. Ülkenin Başbakanı, Maliye Bakanı, şirketleri her defasında yendeki değerlenmenin önüne geçilmesi gerektiği konusunda demeçler veriyordu. Nihayet Merkez Bankası geçtiğimiz haftalarda devreye girdi ve piyasadan dolar almaya başladı. Müdahalenin ilk günlerinde yenin hızla değer kaybettiğini görsek de; son günlerde bu ivmenin kaybolduğunu izliyoruz. Başka bir örnek
ABD. Yetkililerden neredeyse hiçbir zaman doların değeri ile ilgili bir açıklama duymadık. Ama bu sessizlik, para otoritesinin boş durduğu anlamına gelmiyor. Farkında mısınız; son üç ayda dolar hemen hemen bütün para birimlerine karşı hızla değer kaybediyor. Sadece euroya karşı değer kaybı yaklaşık yüzde
15. Herhalde bunun, kendiğinden oluşan bir hareket olduğunu düşünmüyorsunuz. ABD idaresi, bilinçli olarak doların değerin düşürüyor. ABD, Çin’den koparamadığı avantajı, bütün dünyadan yavaş yavaş alıyor. Euro Bölgesi’nden ses seda çıkmadığına bakmayın.
Euro'nun yükselmesinden son derece rahatsızlar.
Güney Kore ve
İsviçre de paralarının değerini düşürmeye çalışan ülkelerden. Gördüğüniz gibi dünyanın en büyük ekonomileri paralarının değeriyle öyle ya da böyle oynuyorlar. Amaçları iç ekonomilerini güçlendirmek ve daha fazla ihracat, daha az ithalat yapabilmek. Bu çabalarında başarı elde edeceği garanti olan iki ülke var: ABD ve Çin. Diğerleri için bir şey söylemek için erken. Ancak, bu Brezilya’nın son adımlarının beyhude olduğunu göstermez. Türkiye’de bazıları çıkıp, “Bakın Brezilya realin yükselişin önlemek için milyar dolarlar alıyor ama bunu engelleyemiyor” derse, birileri de “Pekiyi, bu müdahaleyi yapmasaydı durum nasıl olurdu?” diye sorabilir.