Ortam geçen haftaya göre daha sakinleştiği için muhtemelen bugün Türkiye’deki etkiler de çok sert olmayacaktır.
Geçen hafta sonlarında başlayan ve piyasaları önemli ölçüde etkileyen Dubai World krizi, Türkiye için bayram tatili nedeniyle sorunsuz geçti. Fakat, bugün piyasalarda bunun gecikmeli etkilerini göreceğiz. Ortam geçen haftaya göre daha sakinleştiği için muhtemelen bugün Türkiye’deki etkiler de çok sert olmayacaktır. Türkiye’de piyasalar kapalıyken, uluslar arası para piyasasında işlemler devam etti. Son birkaç günde TL, uluslararası piyasalarda en fazla değer kaybeden para birimlerinden biri oldu. Her ne kadar bu kayıplardan bir kısmını geri aldıysa da dolar/TL kuru dün gece 1.53’ün hemen altından işlem görüyordu.Şimdi, yeniden Dubai World krizine dönelim ve bunun dünya ekonomisi için ne anlama geldiğine bakalım…Dubai World’ün 60 milyar dolar tutarındaki borcunun ödeme planının değiştirilmesi isteği, tek başına önemli bir sorun değil. Bunun nedenlerini dün aktarmaya çalıştım. Fakat, bu sorun dünya ekonomisi için iki açıdan ilgi çekici. Birincisi bunun 2007 yılında sub-prime mortgage krizinin başlangıcına benzemesi, ikincisi ise diğer ülkelere de yayılma olasılığı. Bu arada, borsaların ulaştığı yüksek düzeylerin getirdiği kırılganlığın da, söz konusu yayılma olasılığını yükselttiğini vurgulamak gerekiyor.2007’de Ne Olmuştu?ABD’de 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından iyice gerileyen tüketici güveni ve artan ekonomik durgunluk, Bush hükümeti ve Merkez Bankasının ortak bir politika ile konut üretimini ve talebi canlandırmak için faizleri düşürmeye başlaması ile sonuçlandı. İzleyen yıllarda artmaya başlayan konut üretimi ve talebi, inşaat sektörüne hız kazandırdı.2005’te sabit geliri olan ve geri ödeme riski düşük müşterilerin konut talebi doygunluğa ulaştı. Bankalar artık, riskli müşterilere de ev satmaya başladılar. Ancak, toplam konut kredilerindeki payı tarihi zirvelerine çıkan bu müşteriler 2007 yılında geri ödemelerinde sıkıntı yaşamaya başladılar. Konut fiyatları yükselmişti ama insanların geliri artmamıştı. Ayrıca, işsizlik de yükselmeye başlamıştı.Konut kredileri alacaklarını tahsil edemeyen bankalar, bir taraftan karda oldukları yükselen piyasalardaki varlıklarını satmaya başladılar, diğer taraftan da birbirlerinden daha fazla borçlanmaya çalıştılar. İlk tercihleri kısmen de olsa başarılı oldu fakat, azalan güven bankaların birbirlerinden borç bulmalarını zorlaştırdı. Özellikle Lehman Brothers’ın iflasından sonra güven öyle azaldı ki; bankalar arası piyasa neredeyse durdu. Bu da piyasadaki likiditeyi kuruttu. Emtiada da satışa geçen bankalar (ve hedge fonlar) kısa süre içinde fiyatı aşırı derecede yükselmiş olan birçok emtianın sert bir şekilde değer kaybetmesine neden oldu.Geçen hafta Dubai’de başlayan gerilim, bazı açılardan 2007 yılına benziyor.2007’den Dubai World’eBirleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve özellikle Dubai’de inşaat sektörü son yıllarda inanılmaz bir hızda büyüyordu. Sadece bu ülkede yaşayanlar değil diğer ülkelerden de insanlar, Körfez Bölgesi’nin bu yapay cennetinde ev almaya başladılar. BAE aynı zamanda bir alışveriş ve turizm merkezi olma yoluna girdi. Aşırı süslenmiş bu ürüne yönelen talep, fiyatların da hızlı yükselmesine neden oldu. Fiyatlar yükseldikçe ve talep artmaya devam ettikçe, Dubai ayağını gazdan çekmedi. Fakat, küresel krizle aniden kesilen satışlar fiyatların düşmesine neden oldu. Tıpkı ABD’de olduğu gibi, konutlara olan talep fiyatlar düşmesine rağmen canlanmadı. Şu anda BAE’de konut fiyatları, 2008 yılındaki zirvelerinin yarısında ve hala satışlarda bir hareket yok. Ancak bu konutları üreten şirketlerin, bankalara ve diğer şirketlere borçları var. Satış yapamadıkları için, kasaları boşalan inşaat şirketleri, piyasaya borçlarını ödeyemiyor; alacaklarını tahsil edemeyen bankaların da nakit akışları bozuluyor.Şu anda sorun sadece Dubai ile sınırlı gibi görünüyor ve bu haliyle kalırsa, dünya ekonomisi için büyük bir tehdit olma riski yok denecek kadar zayıf. Ancak, benzer sorunların diğer ülkelerde de görülmesi olasılığı bu riski artıracaktır.