Dün yine ABD’den beklenenden çok daha zayıf verilerin geldiği bir gündü...
Dün yine ABD’den beklenenden çok daha zayıf verilerin geldiği bir gündü. Dayanıklı mal siparişlerinde yüzde 3 artış beklenirken değişim sadece binde 3’te kaldı. Ulaştırma haricindeki malların siparişleri ise geriledi. Önceki gün gözleri yuvalarından çıkartan ikinci el konut satışlarındaki gerilemenin ardından dün açıklanan yeni ev satışları da kayıtların tutulmaya başladığı 1963 yılından beri ev alımlarının yüzde 12 gerileme ile tüm zamanların en düşük düzeyine indiğini gösterdi: 276 bin. Diğer taraftan ortalama 204 bin dolara düşen konut fiyatları da 2003 yılından bu yana en düşük düzeyine gerilemiş oldu. ABD verileri birkaç aydır, hemen her alanda, beklenenden kötü geliyor. Son onbeş günde bunun daha da şiddetlendiğini gördük. Fakat borsa endeksleri buna beklenen tepkiyi vermiyorlar. Önceki dört günde yüzde 3’e yakın oranda gerileyen ABD endeksleri dün beklenenden çok daha kötü gelen verilere rağmen gün sonunu yükselişle kapattılar. Borsalar Neden Düşmüyor? Görünen sebep şu: “Muhtemelen gelebilecek en kötü verileri gördük. Bundan sonra daha düşüğü gelmez.” Öyle olduğunu varsayalım; en kötü verileri gördük, bundan sonra konut satışları, mal siparişleri, tüketici güveni ve işsizlikte daha iyi sonuçlar alacağız. Bu, son üç haftada gelen verilerin piyasada neden fiyatlanmadığına yönelik akılcı bir açıklama değil. Bunca kötü ekonomik gelişmenin hiçbir anlamı yok mu? Ya piyasaların gerilememesinin altında başka bir neden var; ya da bu bir tuzak. Doğru cevabı ben de henüz bilmiyorum. Fakat beklentim bugün olmasa da, kısa bir süre borsa endekslerinin ve petrol fiyatının düşeceği, doların ve altın fiyatının yükseleceği yönünde. Yalnız, konut sektörü özelinde, ortada pek fark edilmeyen bir gerçek olduğunun altını çizmek gerekir. Krizin başlangıç noktası olan konut piyasası, krizde geçirdiğimiz son üç yılda görmediği kadar kötü bir durumda olmasına rağmen, bu bozulmanın mali sektör üzerinde üç yıl önceki kadar büyük riski yok. Ekonomik anlamda gelen veriler şoke edici olsa da; bankalar ve mortgage şirketleri için mali anlamda eskisi kadar büyük baskı yaratmıyorlar. Dünya ekonomisi ABD etrafında dönüyormuşçasına, ABD verileri üzerine yazmaktan memnun olmasam da, hafta boyunca bu konuda yazdım. Gelecek günlerde farklı konularla buluşmak üzere…