Hafızalarımızı yoklayıp ve 2008 yılının ilk yarısını hatırlayalım.
Şubat ayından itibaren iyileşmeye başlayan göstergeler, Mart başından sonra piyasalarda bugüne dek süren hızlı bir yükseliş başlattı. Krizin en kötü günlerinde kötümserliği abartan piyasa aktörleri, Mart ayından itibaren ve özellikle de Haziran’dan sonra iyimserliği abartmaya başladılar. Hafızalarımızı yoklayıp ve 2008 yılının ilk yarısını hatırlayalım. Tüm dünyada hisse senedi borsa endeksleri yeni rekorlar kırarken, emtialar da onlara eşlik etmişti. Bunların nedenlerini daha önce detaylarıyla yazdığım için burada konuya girmeyeceğim. Yalnızca şunu söyleyeyim: Bugün, bireysel ve kurumsal yatırımcılar sanki 2008’in bahar aylarındaki hareketlerine yeniden dönmüş gibiler.Sanki birkaç ay öncesine kadar sistemin çökme tehlikesinden bahsedilmiyormuş gibi hisse senetleri ve emtia giderek yükselen fiyatlardan alıcı bulmaya başladılar. Aşırı düşük faiz hadleri ve bol likiditenin beslediği bu yüksek iştah süreci bugün bazılarını mutlu ediyor olsa da, yakın zamanda kendini bir süredir unutturan krizin çığlıklarını yeniden duymaya başlayabiliriz.Reel ekonomi tarafında bazı göstergeler, Nisan başında Londra’da yapılan G-20 Zirvesi sonrasında daha da perçinlenen devlet müdahaleciliğinin desteğiyle iyileşmeye başladılar. Devletlerin bazı vergilerde indirime gitmesi, kamu harcamalarını artırması ve bu ikisinin bir sonucu olarak büyüyen bütçe açıklarının finansmanı amacıyla borçlanmanın artması bu sürecin ana hatları olarak özetlenebilir.İyileşmenin giderek artan bütçe açıkları yarattığı bu süreç, diğer taraftan, artan borçlanmanın gelecekte nasıl finanse edileceği endişelerini de beraberinde getirdi. İki yıl önce G-20 üyelerinin borçlarının milli gelirlerine oranı yüzde 62 iken, 2010’da bu oranın yüzde 82.1’e ulaşması bekleniyor.Hemen başka bir yakaya, merkez bankalarına geçelim...Büyük ekonomiler faiz oranlarını dip seviyelere çektiler. Bazı yükselen ekonomilerde faiz indirimleri devam ediyor. Ama bu uzunca bir süre daha devam etmeyecek. FED’in 2010 sonuna doğru yani en geç bir yıl sonra faizleri artırmaya başlaması bekleniyor. ABD’den sonra diğer ülke merkez bankaları da aynı adımları atmaya başlayacaktır. O zaman, son yıllardaki borçlanma kolaylığı döneminin de sonuna gelinmiş olacak. Ayrıca, geçmiş yıllarda borçlarına borç katan ekonomilerin yükselen riskleri nedeniyle borçlanma maliyetleri daha da yükseleceği için yeni kredi kullanımında ve kredi çevrimlerinde ciddi sorunlar yaşanabilir.Bu durumda, sistemde yeni bir acil çözüm kolaylığı bulunamazsa, devletler ya harcamalarını kısmaya başlayacaklar ya da vergileri yükseltmeye başlayacaklar. Ama ikisinin de derde deva olmayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.Dün TCMB bir rapor açıkladı ve “artan işsizliğin, hane halkının borç ödemelerinde zorluklar yaşamasına neden olabileceğini” söyledi. Böyle bir etkinin sadece Türkiye’de olacağını düşünmek yanlış olur. Avrupa ülkelerinde ve özellikle ABD’de bu sorun daha ciddi boyutlarda. ABD’de son iki yıldır her gün 10 bine yakın insan işsiz kalıyor. Kriz döneminde ABD’de 8 milyon çalışan işini kaybetti ve işsizlik 1983’ten beri en yüksek orana (yüzde 10.2) yükseldi. ABD, İngiltere ve bazı Avrupa ülkelerinde artan işsizlik kredi piyasalarında yeni darboğazlara neden olabilir.Son sekiz ayda, hemen hemen tüm ülkelerde, tüketim harcamalarında bir artış gözlemleniyor. Düşük faiz oranları ve indirilen vergilerle teşvik edilen tüketim harcamalarında, konut, otomobil, mobilya ve beyaz eşya gibi dayanıklı tüketim mallarının artış oranı çok da iç açıcı değil. Dün ABD’de açıklanan Ekim ayı dayanıklı mal siparişleri binde 6 oranında geriledi. Ayrıca verilen bu teşviklerin kademeli olarak geri çekilmeye başlaması da söz konusu satışları olumsuz etkiliyor. ABD’de ve Türkiye’de teşviklerin sona ermesi ile birlikte otomobil satışlarında gerileme var.Önümüzdeki resim böyleyken, piyasalar sadece düşük faizler ve değer kaybeden dolar desteğiyle yükselemeye ne kadar daha devam edebilir? Buna şimdi cevap vermek mümkün değil.Ne zaman başlar ve ne kadar sürer şu anda tahmin etmek güç ama şunu söylemek mümkün: Piyasalarda bir geri çekilme başlayacak ve bu hızlı ve sert bir düşüş olacak.