Geçtiğimiz gün Ankara’da, Türkiye Müteahhitler Birliği’nin organizasyonu ile 2010 yılında...
Geçtiğimiz gün Ankara’da, Türkiye Müteahhitler Birliği’nin organizasyonu ile 2010 yılında dünyanın en büyük 225 taahhüt firması arasına giren 33 Türk firmasına Başbakan Erdoğan ve yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin koordinasyonundan sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ın katılımıyla ödül verildi. Söz konusu 225 firma Engineering News Record adlı bir dergi tarafından, her yıl Ağustos ayında açıklanıyor ve Türk müteahhitleri son yıllarda bu listedeki sayılarını giderek artırıyor. Artan sadece firma sayısı değil. Yurt dışında üstlenilen proje sayısı, faaliyet gösterilen ülke sayısı ve üstlenilen projelerin bedellerinde de ciddi artış var.
*Bu veriler güz dönemine ait geçici verilerdir. 2010 tahmini proje bedeli 20 milyar $’dır. Türk şirketlerinin şu ana dek üstlendikleri projelerin toplamı tutarı 180 milyar dolara yaklaşmış durumda. Alınan ilk projelerin 70’li yılların başında olduğu düşünüldüğünde, kısa süre içinde büyük başarı yakalandığını söylemek mümkün. Ama üstlenilen projelerin dörtte üçünün son yıllarda alındığı dikkate alınırsa, aslında kat edilecek çok daha fazla yol olduğunu söylemek de mümkün. Yani potansiyel yüksek. Türkiye’nin çevresi bir inşaat cenneti. Rusya, Orta Asya, Körfez ülkeleri ve Kuzey Afrika şu ana dek alınan projelerin yoğunlaştığı bölgeler olmanın yanında, bundan sonra da büyük yatırım yapılacak bir coğrafya. Nijerya, Gana, Ekvator Ginesi, Angola gibi son yıllarda sahip oldukları maden rezervleri yoluyla gelişmeye başlayan ülkelerde de büyük inşaat yatırımları yapılacak. Çin, İtalya, İspanya ve Hindistan gibi ülkelerle rekabet eden Türkiye’nin, bunlara karşı birçok alanda avantajı var. Genel kanının aksine, Türk şirketleri Avrupa’da da taahhüt işleri alıyor. Diğer bölgelerle karşılaştırıldığında Avrupa’nın payı az olsa da, son yıllarda alınan işlerde istikrarlı bir artış var. Polonya’da metro inşaatı, Hırvatistan’da yol inşaatı, İrlanda ve Letonya’da elektrik santralleri yapan şirketler var. Yani bir taraftan nicelik değişirken, bir taraftan da nitelik gelişiyor. Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri farklı açılardan önem taşıyor. Birincisi, önemli bir gelir kaynağı. İkincisi, önemli bir istihdam kaynağı. Çünkü her yıl onbinlerce kişi, alınan projelerde görevlendiriliyor. Üçüncüsü henüz istenen düzeyin çok altında olsa da yapılan inşaatlarda kullanılan malzemelerin de Türkiye’den gitmesine olanak sağladığı için, diğer sektörleri de besliyor. Dördüncüsü, üstlenilen inşaatın projelendirilmesine de olanak sağladığı için müşavir firmaların faaliyet alanını genişletiyor. Beşincisi, üstlenilen proje yapıldığı ülkedeki Türkiye imajını güçlendiriyor ve alınan her iş yeni birinin daha alınmasına zemin hazırlıyor. Altıncısı, inşaat, kategorik olarak bir hizmet olsa da, diğer hizmetler gibi üretildiği anda tüketilmiyor. İnşaat süresince, projenin yapıldığı ülkede istihdam ve katma değer yaratılıyor. İşte bu nedenlerle, yurtdışı müteahhitlik, mühendislik ve müşavirlik hizmetlerini bir bütün olarak düşünmek ve bu alanda elde edilen başarının göründüğünden çok daha fazlasını vaat ettiğini bilerek hareket etmek gerekiyor.