Devlet insandan güçlüdür.
Amacının insanlara hizmet olduğunu unutursa sahip olduğu güçle insanları ezebilir.
Bunu kazara da yapabilir, bilerek de.
Devlet kızdığı zaman bilerek ezebilir; insanın hayatını karartmak için pek çok şey yapabilir.
Bazen sözlerine ve tavırlarına kızdığı tek bir kişinin üzerine yüzlerce, binlerce polis ve asker gönderebilir. Savcıları ve yargıçları seferber edebilir. Milyarlarca dolarlık televizyonları ve gazeteleri o tek bir kişinin tepesine bindirebilir. Yönettiği milyonlarca, on milyonlarca insanın o bir tek kişiden nefret etmesi için türlü çabayı harcar.
O kişi devlet için, daha doğrusu devleti yöneten(ler) için tehlikeli sayılıyorsa, bir an önce defterinin dürülmesi gerekir.
Defterini dürmek için o kişinin işinden atılıp mali imkânlardan yoksun bırakılması da gerekebilir, birçok açıdan engellenmesi, özgürlüğünün kısıtlanması, hapse tıkılması da… Hatta öldürülmesi de…
Öldürmek kesin sonuç anlamına gelen bir yöntem olsa da çoğu kez sıkıntılıdır, arkasında çok tepki bırakabilir, öleni ve peşinden gelenleri kahramanlaştırıp devletin işini zorlaştırabilir.
Hapse atmak daha az problem yaratır. Üstelik hafızalar genellikle cılız olduğundan bir süre sonra o "tehlikeli kişi" unutulabilir.
Rus muhalif Aleksey Navalniy tedavi olduğu Almanya'dan Rusya'ya döndü. Dönerken hapse gireceğini biliyordu.
Rusya devleti ve devletin emrinde çalışanlar, onun dönmemesi için hemen her şeyi yapmıştı. Dönerse hapse gireceğini, hatta hapiste başına her şeyin gelebileceğini günlerdir, aylardır çok okuduk ve dinledik.
Navalniy yine de dönmeyi seçti, öyle karar verdi. Neden böyle yaptı? Neden Avrupa'da özgür yaşamayı değil, Rusya'da hapse girmeyi tercih etti?
Onu anlamak çok kolay olmayabilir. Ama Rusya gibi ülkelerde siyaset yapmak için memlekette olmanın şart olduğunu bildiği, yaklaşan Duma ve birkaç yıl sonraki başkanlık seçimleri sürecine bir an önce etki etme amacını benimsediği ve dönüş hamlesiyle Kremlin'i sıkıştırmayı amaçladığı söylenebilir.
Ve bir şey daha: Navalniy cesur. Aldığı karar tek başına onu kahraman yapmıyor ama böyle davranabilmek yürek ister.
Yukarıdaki son paragraf, Navalniy konusunda sübjektif bir olumlu yargı içerdiği için izninizle hemen bir parantez açayım:
Çok basitleştirerek yazayım: Rusya Devlet Başkanı Putin ile muhalif lider Navalniy arasında bir mücadele varsa, benim bunlardan birinin safını seçmek gibi bir niyetim olamaz. Gazeteci olarak derdim, olanları dikkatle izlemek ve aktarmak. Bunun ötesinde kişisel sempati ve antipati gibi duygusal yaklaşımımı merak edenler için, taraflardan birini (Putin'i) iyi tanıdığımı, ama diğeri (Navalniy) ile ilgili kafamda çok soru işareti olduğunu belirteyim. Özellikle de Navalniy ile Batılı devletler ve kurumlar arasında ne tür bir ilişki olduğunu bilmiyorum.
Ama son dönemde ve bugün olanlar üzerinden şu yorumu rahatça yapabiliyorum:
Navalniy bir muhalif. Üstelik çok da güçlü sayılmayacak, kısa sürede Putin'i tehdit edemeyecek bir muhalif. Ama Rusya devleti ona tahammül edemiyor. Onun "tehlikeli" olduğuna karar vermiş bir kere. Ve bu tehlikeyi bertaraf edebilmek için birçok hamle yapmaya hazır. Böyle takıntılı bir algının etkisiyle soğukkanlılığını yitirmiş gibi görünüyor. Ve bundan dolayı hata üzerine hata yapıyor. Belli ki tek bir kişinin 20 yıldır alternatifsiz lider olduğu tablo asla bozulmasın istiyor.
Yazının burasına kadar gelenler varsa, Navalniy hakkında biraz da(ha) bilgi vereyim.
Bugün 44 yaşındaki Navalniy, en az 10 yıldır aktif siyasetin içinde. Ve bu süre içinde birçok kez polise düştü (içerde yattığı süre hiçbir zaman bir ayın üzerine çıkmamıştı), defalarca fiziki saldırılara hedef oldu. 2013'te Moskova belediye başkanlığı seçimlerinde şimdiki başkan Sobyanin'in arkasından yüzde 27 oyla ikinci geldi. 2018 Rusya devlet başkanlığı seçimlerine katılmasına izin verilmedi.
Hukukçu olan Navalniy birçokları için uzun süre blogger idi. Giderek onun ve kurduğu Yolsuzlukla Mücadele Vakfı'nın araştırmaları ve videoları pek çok üst düzey Rus yöneticiyi ciddi olarak rahatsız etmeye başladı. Bunlar arasında bir dönemin Başbakanı ve Devlet Başkanı Medvedev de vardı.
Giderek muhalefetin liderlerinden biri haline gelen Navalniy, birçok Rus bölgesindeki seçimlerde başarıyla uygulanan "akıllı oylama" (kısaca, tüm muhaliflerin iktidar adayına karşı iş birliği yapması) yöntemi ile Kremlin'de artan bir kaygıya sebep oldu.
20 Ağustos 2020'de Sibirya'da zehirlendi. Şans eseri kurtulabildi (bindiği uçağın acil iniş yapması ve Omsk kentindeki doktorların başarılı müdahaleleri sonucu). Ardından Almanya'ya götürüldü. Orada muhalif Rus liderin kullanımı yasaklanmış olan nükleer bir madde ile zehirlendiği yolunda yayımlanan raporlar, Rusya'nın AB başta olmak üzere Batı ile ilişkilerinde yeni bir gerginliğe yol açtı.
Herhangi bir soruşturmaya gerek görmeyen Başkan Putin, geçenlerde yaptığı bir açıklamada muhalif lideri küçümseyen ifadeler kullandıktan sonra, devletin zehirleme gibi bir girişimde bulunmadığını, "bulunsaydı sonuç alınacağını" ima eden cümlelere yer verdi.
Ve beş ay kadar sonra Navalniy ülkesine döneceğini açıkladı. Geçen pazar akşamı döner dönmez hakkında daha önce açılmış olan davalardan biri gerekçe gösterilerek havalimanında tutuklandı ve acilen "polis karakolunda düzenlenen mahkeme" (!) ile şimdilik 30 günlüğüne hapse atıldı.
Öykünün devamını izleyeceğiz.
Elbette Navalniy hapislerde çürüyüp gidebilir. Unutulabilir. Onun hakları için sokağa çıkanların sayısı çok az. Halkın büyük bölümü ona ilgi göstermiyor. Ama yayımladığı bazı videoların milyonlarca, hatta on milyonlarca kez izlendiğini de bir kenara not düşelim.
Evet, başta da dediğim gibi, devlet, bazen kendini kızdıran tek bir kişinin üzerine ordular gönderebilir. Yargı sistemini ve medyayı seferber edebilir.
Bu tür uygulamalar Rusya ve Türkiye de içinde birçok ülkede gündeme gelebilir.
Bununla birlikte Rusya'da, Türkiye'de ve başka ülkelerde insanlar bazen başlarına gelecekleri bile bile mücadeleyi bırakmıyor ve hatta kaçmak mümkünken bilerek hapse girebiliyor.