Sovyetler Birliği’ni hatırlıyor musunuz? Hani bir zamanlar dünyanın en büyük iki devletinden biri olan Sovyetler’i?
1917’de gürültülü bir devrim sonrası doğan ve 20 yıl kadar önce neredeyse sessiz sedasız ölen, daha doğrusu dağılıp giden Sovyetler Birliği’ni hatırlıyor musunuz?Herhalde çoğunuz hatırlarsınız. Yaşı genç olanlarınız da en azından adını duymuştur.
Peki, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin, kısa adıyla SSCB’nin küçük görsel simgesini, armasını hatırlıyor musunuz? Ya da biliyor musunuz?
Hani üzerinde yerküre, beş kenarlı kızıl yıldız ve orak-çekiç vardı?.. Hani altında da “Bütün ülkelerin proleterleri, birleşin!” yazıyordu?..
Türkiye’de komünizmin suç olduğu dönemlerde bütün bu semboller “tehlikeli ve yasak” idi. Bu sembolleri yansıtan tek bir poster, tek bir resim veya rozet insanın başını belaya sokmaya yeterdi…
* * *
Şimdi pek popüler ve moda şeyler değil artık bunlar.
Tarih böyle işte. Bir devlet çökerse, onun sembolleri de çökmüş sayılıyor. En azından çoğunluk böyle düşünüyor.
Ama işadamları, reklam ve PR uzmanları için durum bazen farklı olabiliyor. Onlar zaman zaman şaşırtıcı adımlar atabiliyorlar.
İşte geçenlerde böyle bir şaşkınlık yaşandı dünyada.
Adı açıklanmayan bir Rus şirketiyle bağlı olduğu sanılan bir kuruluşun, Avrupa’da Sovyet armasını ticari marka olarak kullanmak istediği, ama yasal olarak reddedildiği açıklandı.
Meğer Sovyet armasını ticari marka olarak kullanmak isteyen birileri, bundan 6-7 yıl kadar önce ABD’de ve AB’de girişimlerde bulunmuş. Sonuçlar farklı olmuş.
Amerikalılar “OK” demişler yine, ister Sovyet markası olsun mühründe ister başka bir şey, ticaret kutsaldır, diyerek izni vermişler bu talebe 2007’de.
Ama Avrupa Birliği’nde beklenen izin bir türlü çıkmamış. Sonra izin yerine yasak çıkmış. Olay yüksek mahkemeye taşınmış, ama o da Sovyet armasına yeşil ışık yakmamış.
Gerekçe olarak şöyle denmiş: ”Sovyet amblemi toplumsal düzene, siyasete ve ahlaka ters düşüyor.” Nerede? Avrupa’da. Nerede? Özellikle geçmişte SSCB ile başı belaya girmiş bazı AB ülkelerinde. Mesela, Macaristan’da, Çek Cumhuriyeti’nde ve Estonya'da…
Ve Avrupalı hukukçular demişler ki, bir tek AB üyesini bile rahatsız eden bir durum varsa, bu hepimizi rahatsız eder. Sovyet armasının ticari marka gibi kullanılmasına asla izin vermeyiz!..
* * *
İlginç bir durum. Sovyetler tarihe karıştı. Ama arması hâlâ birilerini rahatsız ediyor.
Aslında 15 eski Sovyet cumhuriyetinden dördünde (yani üç Baltık cumhuriyetinde, Letonya, Litvanya ve Estonya’da, bir de Gürcistan’da) bu Sovyet arması ve geçmişle ilgili başka siyasi semboller zaten yasaktı, kullanılmıyordu. Ama AB açısından bu karar bir ilk oldu.
Bence eski, yıkılmış bir devletin siyasi sembolünün ticarete karışması biraz tuhaf. Tarihin bir parçasının özel bir şirketin entelektüel mülkiyeti gibi gösterilmesi pek uygun sayılmaz. Ama konu bundan daha önemli de değil doğrusu.
Ancak SSCB’den çok çeken bazı Avrupalı ülkelerin yönetimlerinin tarihe soğukkanlı yaklaşamamalarını da anlamaya çalışmak gerek herhalde. Daha çok az zaman geçti ve bu sembolü hâlâ baskıcı, diktatörce bir işaret olarak görme eğilimi söz konusu.
Ne var ki, şunu da demeden geçemiyorum: Orak çekiç ya da kızıl yıldız daha pek çok markanın sembolünde var. Mesela, Rus havayolları Aeroflot’ta (orak çekiç), mesela, Heineken birasında (kızıl yıldız), Avusturya armasında (orak çekiç), hatta Amerikan bayrağında (yine yıldızlar)… Orada bu yıldızlar ve orak çekiçler “masum” da ötekinde “tehlikeli” mi yani?..
Yani demem o ki, sembollerle ve işaretlerle uğraşmak, birkaç adım sonrasında insanın, hatta devletlerin ve toplulukların başını belaya sokabilir. En azından onlara ciddi çelişkiler ve komik durumlar yaşatabilir.
Onun için tarihe soğukkanlı bakabilmek gerekir herhalde. Tarihe ve tarihten kalan merhum ülkelerle, o ülkelerin resmî sembollerine…