Bugün sizlere şükür defterimden bahsetmek istiyorum. Bu defteri tutmamın iyi olacağını üç, beş yerden duydum önce ve denemedim uzun süre; çünkü aklıma yatmamıştı. Ne yani? Bir deftere her gün olumlu duygularımı not edeceğim ve sahip olduklarıma şükredeceğim ve her şey daha mı iyi olacak? Hem de bu coğrafyada, hem de benim koşullarımdaki biri, hem de XYZ. Böyle düşünmüştüm ve nedense yapmadım. Sonra bir gün yapmaya başladım. Çiçekler henüz her yerde açmadı; fakat bir şey fark ettim. Artık -mesela- kuyruksuz bir kedi görünce ah vah etmek yerine, tek noktaya gözümü dikip paralize olmak yerine, ilk bulduğum insana koyu renkli, derin ve boğucu konuşmalar yapmak yerine sakin kalıp elimden gelenin en iyisini o kedicik için yapmaya çalışıyorum. Bence şükür defterimin bunda etkisi var. Karanlıkta kalınca göremiyorum. Işıltılı dünya yaratabilirsem el uzatabiliyorum, gelen elleri kabul edebiliyorum ve bu bana daha iyi geliyor. Aşağıda sizinle, sahip olduğum şeyler için teşekkür ettiğim defterimden bölümler paylaşıyorum. Siz de yapmak isterseniz ve hayatınızda değişiklikler olursa haberleşelim mi?
İyi ki bu sabah kahve yerine portakal suyu içtim ve sigara içmedim.
İyi ki otuz beş yaşımda piyano ve müzik teorisi öğrenmeye başladım.
İyi ki kadınlara destek oluyorum ve iyi ki kadınlar bana destek oluyor.
İyi ki tüm vaktim bana ait ve buradan sonra uykuya ya da yüzmeye ya da konsere gidebilirim.
İyi ki nefes alabiliyorum.
İyi ki bugün iyi beslendim: Kivi ve fındık.
İyi ki gözlerim görüyor, kulaklarım duyuyor.
Çok şükür hayatımın tüm sorumluluğunu alma cesaretine sahibim.
Burada, çevremde insanlar var, çok şükür ki onlarlayım.
Ayaklarım var ve yürüyorum, teşekkür ederim.
İstanbul’da yaşıyorum, teşekkür ederim.
İyi ki Armağan var.
İyi ki Senem, Ayten, Çiğdem var.
İyi ki akşam open mic’e gideceğim.
İyi ki Jef var ve blues çalmayı öğrendim.
İyi ki sabahları limonlu su içiyorum.
İyi ki hayatımı düzenleyebilecek güçteyim.
Akşam Sibel’i göreceğim ve phrasing yapmayı anladığım için teşekkür ederim.
Fındık yiyorum ve dişlerim var, teşekkür ederim.
İyi ki çok kitabım var.
İyi ki öğrencilerime sergi açıyorum.
İyi ki hasta olunca tedavi olabiliyorum.
İyi ki meditasyona başladım.
İyi ki Canan var.
Şükürler olsun, yaşadığım yeri seviyorum.
İyi ki C7 çalıştım.
Çok şükür Filiz var ve burada ağladım, mektubumu arkadaşlarıma okudum, beni dinliyorlar, onları dinliyorum, çok şükür.
Bugün çok güldüm. Karadeniz yemekleri yedik. Teşekkür ederim.
Arkadaşlarımı seviyorum.
Evi toplama gücüm var, şükürler olsun.
Dışarıdan gelen çocuk seslerini duyabiliyorum, bu güzel.
Bu akşam belki Nardis’e gideceğim, yaşasın!
Çileğin tadını alıyorum, bu çok güzel.
Parmaklarım kalem tutuyor diye sevinçliyim.
Kalbim çarpıyor ve benimle konuşuyor, dünyanın tatlı bir parçasıyım ben.
Çok şükür orgazm oluyorum.
İyi ki spor salonuna gidiyorum şu an.
Sağlıklı bir bağırsak florası için turşu yemeyi öğrendim. Depresyon bağırsak florasına, doğru besinleri gönderince azalabilirmiş. Ev kefiri ya da ev yoğurdu da olur. Annemden bunun için tarif aldım, teşekkür ederim.
Öğrenmeye olan merakım canlı olduğu için minnettarım.
Caz grubumu çok seviyorum.
Yüzüm ve bedenimle ilgilendim. Kendimi seviyorum.
Cesaretimi seviyorum.
İyi ki Evrim var, Eylül var.
Helin ve Dilan’la beklenmedik bir karar aldık ve uzun uzun sohbet ettik ve birbirimiz hakkında çok şey öğrendik. Bu çok güzeldi. Teşekkür ederim sevgili dünya.
Oda arkadaşlarım bana iltifat ediyor. Onların sevgisini tüm kalbimle kabul ediyorum. Seviliyor, seviyorum.
Hayat bana büyümem için olaylar yaşatıyor. Üstesinden geldiğim için teşekkür ederim.
Zorlandığım olayları yazıyorum. Analiz gücüm olduğu için minnettarım.
Çalıştığım odada ihtiyacım olan her şey var ve bu çok güzel.
Nefes aldığım için çok şanslıyım.
Yeni alışkanlıklar edinecek kadar canlıyım.
Az önce kedi seven birini gördüm. Bu sahne çok güzeldi. Ben her gün çıplak gözümle film çekiyorum, kamerasız. Bunun için minnettarım.
Gördüğüm kedi kuyruksuzdu. İyi ki ona gönderdiğim şefkatim var.
Yaz geliyor ve D vitamini alacağım ve kimyasal içeren şeyleri vücuduma sürmeyeceğim.
Aklımı seviyorum.
Turn out, come across, bring out, drag one’s heels gibi deyişlerin anlamını bildiğim için zevk alıyorum.
Hayatta kalmak için, faydalı olmak için büyük çaba gösterdim, gösteriyorum. Bunun için kendimi kutluyorum.
Tırnaklarım elimle aynı renkte. Bunun müthiş bir tasarım kararı olduğunu düşünüyorum.
Çalışkanlığımı seviyorum.
Hayat sürprizlerle dolu olduğu için çok güzel.
Bugün iki oyun izledim. Bunun için teşekkür ederim.
Ceviz yiyorum, yaşasın.
Ekonomi okuyacakken tüm engellere rağmen sanatı seçtiğim için kendimi kutluyorum; çünkü bu bana daha uygundu.
Elimden gelenin en iyisini yapıyorum.
Gülüşümü seviyorum.
Kimseyi incitme duygum yok. Bu çok iyi.
İyi ki güneş açtı.
İyi ki uyandım.
İyi ki balık yedim.
İyi ki üşenmiyorum.
İyi ki bedenimi dinliyorum.
İyi ki doğanın bir parçasıyım.
İyi ki sabun var ve çok güzel kokuyor.
İyi ki bulutlar var.
Ayağımı suya sokabildiğim için mutluyum.
İyi ki doğdum.
İyi ki Türkiye’de doğdum ve yaşadım.
İyi ki soğuk suyla duş aldım.
İyi ki bulmacalar var.
İyi ki rüyalar var.
İyi ki Stompin’ at the Savoy çalışıyorum ve iyi ki Nilgün abla var. Bu şarkıyı da benimle o tanıştırdı.
İyi ki merdivenden çıkıyorum, asansör yerine.
İyi ki kumbaram var.
İyi ki dağlar var.
İyi ki sezgilerim güçlü.
İyi ki Cemicok var.
İyi ki Yeşim var.
İyi ki adalet dünyam sağlam.
İyi ki ait olmadığım yerlerde bile hayatta kalabiliyorum.
İyi ki uyuyabiliyorum.
İyi ki walker var.
İşte böyle. Her gün birkaç cümle yazıp kapatacağınız minik bir defteriniz olursa, bir süre sonra geri dönüp baktığınızda neleri tekrar tekrar yazıyorsunuz, onları görmek ilginç oluyor. Bu egzersizin kara kutu ve bilinmezlikler diyarı beynimizin ve bakış açımızın pozitife eğilmesine yardımcı olacağına inanıyorum. Sadece ben değil araştırmalar da böyle söylüyor. Sahip olduklarına şükreden insanlar daha mutlu. Elbette sadece şükredip tavana bakmayacağız. Üstümüze düşeni yaparken sahip olduklarımıza da sahip çıkacağız. Kendimize kendimizi hatırlatacağız. Kol kasını geliştirince bize enerji vermesi ve poşetleri daha kolay taşımamız gibi başka kaslarımıza da özen göstermek gerekiyor. Duygusal kas diyebilirsiniz buna ya da başka bir şey. Onlar güçlendiğinde duygusal poşetleri daha kolay taşıyacağız. Şimdi defterime bir cümle daha yazacağım:
İyi ki yazıyorum ve düşüncelerimi paylaşabileceğim insanlar var.
Araştırmalar, günlük tutmaktansa şükür defterine sahip olmanın daha olumlu iz bıraktığından söz ediyor. Artık hangisi size iyi geliyorsa.
İyi ki yazmak diye bir şey var. İyi ki birileri yazıyı bulmuş.
http://greatergood.berkeley.edu/article/item/tips_for_keeping_a_gratitude_journal
http://greatergood.berkeley.edu/gg_live/parenting_videos/video/teaching_gratitude/