Sizin yuvanız neresi? Bedeniniz mi? Eviniz mi? Sokaklar da buna dâhil mi? YUVA Derneği başka türlü bir dünya özlemi ile kurulmuş. Hepimiz için çabalıyor. Bazen büyük resmi kaçırıyoruz. Doğanın haklarını unutuyoruz. Sürdürülebilir yaşam alanlarını arttırıyor YUVA. İhtiyaç sahibi insanların kendilerine yeterli ve onurlu birer yaşam süren bireyler olmaları amacıyla çalışıyor. Enerji ve tarım politikaları, iklim değişikliği, yerel mücadeleler ve su hakkı gibi konuları tartışmaya açıyor. Kömürlü termik santrallere karşı tüm canlılar için yaşam hakkını savunmayı amaçlayan çalışmalar yürütüyor. Günü kurtarmak yerine toplum tarafından kabul gören, sistematik değişikliklere vesile olabilecek modeller oluşturmaya gayret ediyorlar YUVA’da. O modeller neler mi? YUVA Derneği İletişim ve Kaynak Geliştirme Yöneticisi Tolga Güleç sorularımı cevapladı. Emeği geçen herkese teşekkür ederim.
YUVA - For all living beings - Tüm canlılar için… Biraz açabilir misiniz?
Projelerimizi insan ve doğa hakları temelli düşünerek tasarlıyoruz. Doğayla uyum içinde bir yaşam tarzını yaygınlaştırabilmek ve doğanın da haklarını koruyabilmek amacıyla eğitim ve savunuculuk faaliyetleri yürütüyoruz. Bu dünyadan başka bir yuvamız olmadığının bilincindeyiz ve nasıl insanın yaşamaya, ihtiyaçlarının karşılanmasına, gelişmeye, özgürlüğe hakkı varsa, yeryüzünü paylaştığımız diğer canlıların da var. İnsan haklarının, doğa haklarının ayrılmaz bir parçası olduğunu düşünüyoruz. Yaratmak istediğimiz değişimi sadece insanlar için değil tüm canlılar için istiyoruz.
YUVA başka türlü bir dünya özlemi ile kurulmuş 2010’da. Başka türlü oldu mu sahiden de?
Hâlâ özlem duyuyoruz tabii ki ve bunun paralelinde çalışmalarımız devam ediyor. Yedi yılda dünyayı değiştirmek elbette ki oldukça zor, hatta denebilir ki bu yedi yılda dünyanın durumu daha da kötüleşti. Öte yandan bu süre içinde daha çok insanın başka türlü yaşam tarzlarını benimsemesini ve sürdürülebilir yaşam alanlarının artışını sağladığımızı rahatlıkla söyleyebiliriz. Küçük adımlarla tüm canlılar için daha güzel günlere doğru ilerlemeye devam.
İnsani Gelişim Programı nasıl ilerliyor?
İnsani Gelişim Programı’nda ihtiyaç sahibi insanların kendilerine yeterli ve onurlu birer yaşam süren bireyler olmaları amacıyla çalışıyoruz. Bireylerin yaşam kalitelerini arttırmaya yönelik olarak istihdam yaratma ve güçlendirme çalışmaları temel faaliyet alanlarımızı oluşturuyor. Bu faaliyetlerimizin sürdürülebilir olabilmeleri için yerel yönetimlerle iş birliği içinde çalışmayı kendimize bir prensip olarak alıyoruz.
2013 yılından bu yana aktif olarak devam eden programımız bünyesinde İstanbul, Hatay, Gaziantep, Konya ve Mersin’de çalışmalar yürütüyoruz. İnsani Gelişim Programı senede ortalama otuz bin kişiye hizmet götürüyor.
Deneyimlerimizden öğrenen bir kurum olduğumuzdan her geçen gün faaliyetlerimizi geliştirerek ve iyileştirerek sürdürmeye çabalıyoruz.
Kırıkhan ve Nizip Toplum Merkezi’nde neler oluyor?
Türkiye’de farklı illerde Toplum Merkezlerimiz ve Beceri Geliştirme Merkezlerimiz var. Daha çok yetişkinlere yönelik, yaşam becerilerini geliştirmeyi hedefleyen faaliyetler gerçekleştirdiğimiz ve istihdama yönelik yerel yönetimlerle ortaklaşa yürüttüğümüz projelerimiz yalnızca bireyleri geliştirmekle kalmıyor, aynı zamanda merkezlerin bulunduğu yerellere de ekonomik bir katkı sunuyor.
Toplum merkezlerimize ek olarak kısa zaman önce İstanbul’da bir Çocuk ve Gençlik Merkezi açtık ve burada çocukların ve gençlerin gelişimlerine katkı sağlayacak çeşitli farkındalık arttırıcı aktiviteler gerçekleştiriyoruz. Bu aktivitelerin çok büyük bir bölümü gönüllülerimiz aracılığıyla gerçekleşiyor. Gönüllü olmak isteyen herkesi merkezimize bekliyoruz.
Doğal Olarak Genciz! Projesi’nden bahsedebilir misiniz?
Doğal Olarak Genciz! Ekolojik Okuryazarlık Projesi, Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) ve Yuva Derneği ortaklığında yürütülen, Türkiye’nin gençlere yönelik ilk ekolojik okuryazarlık projesidir. Ekoloji Okuryazarı olmak, yeryüzünde yaşamı mümkün kılan doğal döngüleri, ekosistemi anlama ve bu dengelerin korunması için harekete geçme becerisine sahip olmak demektir. Kazdağları’nda bir ekolojik yaşam çiftliğinde bir hafta süren Ekolojik Okuryazarlık Eğitmen Eğitimi’ne katılan ve doğa dostu, sürdürülebilir bir yaşam için bilgi sahibi olan gençler, edindikleri bilgileri iki günlük formal olmayan eğlenceli ve interaktif bir eğitim programı aracılığıyla kendi akranlarına aktarmaktadır. Proje kapsamında 2013- 2016 arasında Tunceli, Ankara, Samsun, Bandırma, Van, İzmir, Antalya, Trabzon gibi pek çok ilde düzenlenen toplam altmış dört yaygınlaştırma eğitimi sayesinde bin üç yüz seksen üç gencin ekoloji okuryazarı olması sağlanmıştır. Ayrıca, 2015 Ağustos ayında ilk defa düzenlenen Ekolojik Gençlik Kampı’nda dört gün boyunca gençler ve alanında uzman kişilerden oluşan toplam doksan yedi kişinin katılımıyla enerji ve tarım politikaları, iklim değişikliği, yerel mücadeleler, su hakkı gibi konular tartışılmıştır. Kamp süresince gençler ekolojik ayak izlerini azaltmak için yerel tohumlar kullanılarak yetiştirilen ürünlerle etsiz beslenmiş ve ulaşım için sadece toplu taşıma araçları kullanılmıştır.
Termiksiz Gelecek Projesi’nde nasıl yol aldınız?
Termiksiz Gelecek Kampanyası kapsamında iklim değişikliğinin ana etmenlerinden biri olan kömürlü termik santrallere karşı tüm canlılar için yaşam hakkını savunmayı amaçlayan çalışmalar yürütüyoruz. 2015 yılından beri Türkiye'nin birçok şehrinde temiz hava, su ve toprağı; kömürün zararlı etkilerinden korumak amacıyla yerel mücadeleler yürüten ekipler tarafından düzenlenen Yaşanabilir Zonguldak için Termiksiz Gelecek ve Kömürden Kurtul Geleceği Kurtar yürüyüşü, #Kazdağıhepimizin kampanyası gibi pek çok etkinliğe dahil olarak seslerinin ulusal ve uluslararası olarak daha fazla duyulmasına destek olmaktayız. Ayrıca mücadeleleri ortaklaştırmak amacıyla kömürlü termik santrallere karşı yaşam hakkını savunan yerel, ulusal ve uluslararası örgütlerin bir araya gelerek deneyim ve bilgi paylaşımı yapabildikleri ortam ve olanaklar yaratılmasını sağlamaktayız.
Gençler İçin Doğa Farkındalığı Yaratma (Raise) Projesi’nde neler yaptınız?
Gençler İçin Doğa Farkındalığı Yaratma (Raise) Projesi, çevre ile ilgili konularda gençlerin farkındalığının ve aktif katılımının arttırılması yoluyla doğal yıkımın önlenmesine katkıda bulunmayı amaçlıyor. T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar 6. Bölge Müdürlüğü’nün koordinasyonunda iki yıl boyunca İtalya, Yunanistan ve Türkiye’de eş zamanlı olarak uygulandı. Proje kapsamında Türkiye’de Alanya, Isparta ve Burdur’da on üç, on sekiz yaş aralığındaki lise öğrencilerinden oluşan gönüllüler, çevre uzmanları ve öğretmenleriyle birlikte, kendi bölgelerindeki korunan alanları tanıyarak, bu alanlar üzerine beş online mobil oyun geliştirdiler. Çevre için gönüllülük hizmetlerinin desteklenmesini hedefleyen proje ile Türkiye’de bir ilk gerçekleştiriliyor ve yaygın eğitim metodlarının, özellikle doğal ortamlarda öğrenme (Learning in Natural Environments) ve bilgisayar teknolojilerinin kullanımı bir araya getiriliyor. Proje kapsamında aynı zamanda YUVA’nın ana çalışma alanlarından birisi olan bir de non-formal öğrenme araçları ve öğrenme rehberi geliştirilmekte, uluslararası katılımcı bir çevre hikayesi yarışması ve online iyi örnekler havuzu ile yaygınlaştırma faaliyetleri yürütülmekte.
Dünya Vatandaşlığı Programı nasıl ilerliyor?
Tüm canlılar için yuva olan dünyamızda, yaşamı sürdürülebilir kılmaya katkı sağlama sorumluluk duygusuyla hareket ediyor, Dünya Vatandaşlığı Programı ile bu sorumluluğu tüm toplumla paylaşmaya devam ediyoruz. Toplumsal ve türler arası barışı inşa etmeyi, çeşitliliğin korunmasının, dolayısıyla yaşamın devamlılığının temeli olarak ele alıyoruz. Dünya üzerindeki yaşamı tüm canlılar için devam ettirme çabasına, her geçen gün daha fazla insanın dâhil olmasına katkı sağlıyoruz. Ekolojik okuryazarlık eğitimleriyle binlerce genç ve yetişkine ulaşan Dünya Vatandaşlığı Programı, ekosistemin bütünlüğünün korunmasında insanın payına düşen sorumluluğu anlamasına ve bundan kendine roller çıkarmasına katkı sağlıyor. Ayrıca, Dünya Vatandaşlığı Programı toplumsal barışa katkı sağlamak amacıyla göç farkındalığı eğitimlerini başlatmaya hazırlanıyor. Dünya Vatandaşlığı Programı ile insanların yaşadığı topluma ve coğrafyaya sahip çıkmaya, yaşamın devamlılığına katkı sağlayan değişimi yaratma gücüne destek olmaya devam ediyoruz. Bu anlamda yerel savunuculuk ve aktif yurttaşlık hareketlerinin daima yanında yer alıyoruz.
Ekolojik Okuryazarlık Programı nasıl ilerliyor?
Yuva Derneği’nin Dünya Vatandaşlığı Programı altında yürüttüğü ekolojik okuryazarlık eğitimi üçüncü yılını tamamladı. Ekolojik okuryazarlık eğitimleri kapsamında yürüttüğümüz eğitmen eğitimi ve ileri düzey eğitim kamplarıyla yüzlerce genç ve yetişkinin bu programda eğitmen düzeyinde yetişmesine katkı sağladık. İstanbul, Tunceli, Ankara, Samsun, Bandırma, Van, İzmir, Antalya, Trabzon gibi illerin aralarında bulunduğu on yedi farklı ilde, doksanı aşkın yaygınlaştırma eğitimiyle binlerce doğa elçisi genç ve yetişkinin yetişmesini sağladık. Geçtiğimiz yıl Kasım ayından itibaren İstanbul’da kurduğumuz Koşuyolu Öğrenme Merkezi’nde genç ve yetişkinlere ekolojik okuryazarlık eğitimlerimizi ulaştırmaya devam ediyoruz. İki gün boyunca, formal olmayan eğitim metotlarını kullanarak yeryüzünde yaşamı mümkün kılan doğal döngüleri, hepimizin yuvası olan dünyamızın karşı karşıya olduğu sorunları ve aynı zamanda çözüm önerilerini kimi zaman drama yaparak, kimi zaman da hikâye yaratarak konuşuyoruz. En son gün özellikle şehirde yaşarken ekolojik ayak izimizi nasıl azaltabileceğimizi de bütün katılımcıların bilgi birikimi ve katılımı ile paylaşıyor ve böylece etrafındaki sorunların çözümüne emek veren aktif vatandaşların oluşmasına katkıda bulunuyoruz.
Yönteminizden biraz bahsedebilir misiniz?
İnsani Gelişim Programı’nda Suriyeli mülteciler ve yerel toplumun dezavantajlı kesimleriyle çalışıyoruz. Genelde öğrenme ve toplum merkezleri aracılığıyla bu toplulukların kendine yeterli hale gelebilmeleri için dil ve yaşam becerilerini geliştiriyoruz.
Belki asıl bizi farklı kılan Dünya Vatandaşlığı Programı’nda kullandığımız yöntemler. Burada yaygın eğitim yöntemleriyle dünya vatandaşlığı bilincini geniş kesimlere yaymaya çalışıyoruz. Ekoloji, insan hakları ve göç farkındalığı gibi konularda toplumun içinden gönüllü eğitmenler yetiştiriyoruz ve onlar da öğrendiklerini temel düzeyde başkalarına aktarıyorlar. Eğlenceli, interaktif öğrenme ortamları yaratmayı, uzmanlara ihtiyaç duymadan toplumun kendi kendini eğitmesini sağlamayı amaçlıyoruz. Bugüne kadar örneğin ekolojik okuryazarlık eğitimlerimize üç yılda bin beş yüzden fazla kişi katıldı.
Değerlerinizden bahsedelim mi? Sürdürülebilirlik mesela…
Sürdürülebilirliği ekolojik, sosyal ve ekonomik açılardan ele alıyoruz. Mevcut problemlere yönelik üretmeye çalıştığımız çözümlerin ekonomik ve sosyal açılardan daha uzun ömürlü olmalarına çalışıyoruz, bunun arayışı içindeyiz. Günü kurtarmak yerine toplum tarafından kabul gören, sistematik değişikliklere vesile olabilecek modeller oluşturmaya gayret ediyoruz.
Önerdiğimiz çözümlerin bir diğer olmazsa olmazı dünyaya bıraktığı ayak izinin sıfıra yakın olması, yani gelecek nesillerin haklarından çalmaması ve doğal yaşam döngülerine zarar vermemesi. Bu anlayışın tüm topluma yayılması için de çabalıyoruz.