Altan Abi anlat anlat, heyecanlı oluyor!Gazetecilikte ustam ve duayenimAltan Öymen'i dinliyorum telefonda.Kemal Kılıçdaroğlu'nun son CHP grup toplantısındanİstanbul'a yeni dönmüş.Heyecanlı. Noktasız virgülsüz konuşuyor.Umut dolu.
Ankara havası demek böyle... Çaktırmadan not da alıyorum.Galiba bir yazı kurtaracağım.Eski CHP Genel başkanlarından biri olarak katıldığı Meclis Grubu toplantısında kabaran heyecan dalgasını,gözleri dolanları, ağlayanları anlatıyorAnlaşılan o ki, 75 yıllıkdamardan bir Halk Partili olarakAltan Abi de duygulanmışama belli etmek istemiyor.13. Cumhurbaşkanı takdimi ve tezahüratıylakürsüye çıkan Kılıçdaroğlu içinşöyle diyordu Altan Öymen:
Sayın Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı oluncaya kadarbekler ve grup kürsüsünükullanmaya devam edebilirdi,ama böyle yapmadı.Bu da onun ileride nasıl birleştirici bir çizgiizleyeceğinin ve anayasanın gereklerineuymakta ne kadar titiz olduğunun anlamlı bir işaretiydi.Grup salonunda Altı Ok'lu CHPbayrakları yoktu, sadece Türk bayrakları vardı,sadece Atatürk resmi vardı.
90 yaşını devirmiş Altan Öymen,gazetecilik mesleğinden gelenkeskin gözlemciliğini konuştururken,her zamanki gibi siyasi tarihe degirmeden edemiyordu,İsmet İnönü ismiyle:
İsmet Paşa derdi ki,önemli bir karara mı varacaksın,bekle 24 saat geçsin.Uygulamaya da karar verdin mi,bir 24 saat daha bekle,adımını atmadan önce...Kemal Kılıçdaroğlu'nunson 48 saatlik krizdesergilemiş olduğu ustalık böyleydi.Sabrından dolayı, liderlikten kaynaklanan kıvraklıklığından dolayı kendisini kutlamak lazım.Bir "demokrasi ittifakı"na giden yolancak böyle bir sabırla, ustalıkla,liderlikle açılabilir.
Altan Abi, bu arada sözü, gayet iyi bildiği Almanya'dakimerkez sağla sol arasındaki koalisyonlara getiriyor.Sosyal Demokrat Parti SPD ve Liberal Parti ile,Alman muhafazakâr partileriCDU-CSU arasındaki koalisyonları da özetliyor:
Savaş sonrasındakio koalisyonlar Almanya'yı büyük yıkımdan çıkardı,birleştirdi ve demokrasiyi inşa etti,tüm kurumlarıyla. Bu koalisyonların kuruluş aşamasındaya da sonraki dönemlerinde bazen büyük gümbürtüler patlar,ipler koptu kopuyor havası yayılırdı.Sonra siyasetin bilge insanları,liderler devreye girer, tren yoluna devam ederdi.Almanya birleştiyse,bugünkü demokrasi ve refah düzeyini yakaladıysa,sağ ve sol arasındakibu büyük uzlaşmalar, sabırlı, uzun görüşlü liderler sayesindedir.
Altan Öymen ekliyor:
Sayın Kılıçdaroğlu'nda da birleştirme ve uzlaşma yeteneğinin varlığı apacık ortada.Kaç kere sergiledi bu becerisini.Büyük Adalet Yürüyüşü'ndekimseyi ayırt etmedenherkes için hak, hukuk, adaletdiyerek kitlelerle birlikte Ankara'dan İstanbul'a günlerce yürüdü.Belediye seçimlerinde büyük şehirleri İstanbul'u, Ankara'yı, Adana'yı,Mersin'i Erdoğan'ın elinden alanuzlaşmaları, perde arkasında kuyumcu titizliğiyle ören de Kılıçdaroğlu'ydu.
Soluk alıp devam ediyor Altan Öymen:
O gece Ankara'da, Saadet Partisi'nin,Halk Partisi'nin önünde toplanankalabalıklar heyecanla dalgalanıyordu.Gözler yaşlıydı, ağlayanlar vardı.Çünkü, Meral Hanım'ın çıkışınınErdoğan-Bahçeli ikilisinin işineyarayacağının farkındaydılar.Unutulmasın:Kılıçdaroğlu'nu cumhurbaşkanı adayı ilan eden Millet İttifakı'nın mimarı dayine CHP lideridir.
Öymen bu arada can alıcı bir noktayı, HDP konusunu - dikkatimi de çekerek- vurguluyor:
Şimdilik her şey iyi gidiyor.Ancak şunu iyi bilelim:Mutlu sona HDP'yi yok sayarak ulaşılamaz.Aklın yolu, HDP'nin bir siyasi parti olarakvarlığının unutulmaması ve bunun gereğinin yapılmasıdır. Sayın Kılıçdaroğlu, elbette,bu gerçeğin de bilincindedir.
Altan Öymen'e son olarak soruyorum:
Altan Abi, Cengiz Çandar T24'teki yazısınaTürkiye Baharı başlığınıkoymuş... Ben çok sevdim.
Altan Öymen noktayı koyuyor:
14 Mayıs'ta, hepimizin, her görüşten, her inançtan,herkesin yüzlerinin güldüğüTürkiye Baharı'nı hep birlikte yaşarız, dileğiyle...
Kendi kendime, yazı artık çıktı galiba diye mırıldanırken Altan Abi'ye, meslek büyüğüme teşekkür ediyorum.
Hasan Cemal kimdir? Hasan Cemal 1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1965 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. Gazeteciliğe 1969 yılında Ankara’da haftalık Devrim dergisinde başladı. Yeni Ortam dergisi, Anka Ajansı ve Günaydın gazetesinde çalıştıktan sonra 1973 yılında Cumhuriyet gazetesine girdi. 1979 - 1981 yılları arasında Ankara Temsilciliği yaptı. 1981-1992 yılları arasında Cumhuriyet Gazetesini Genel Yayın Yönetmeni olarak yönetti. Cumhuriyet gazetesi Cemal'in yönetimindeyken 1986’da Sedat Simavi Ödülü’nü kazanarak "yılın gazetesi" seçildi. 1992-1998 yılları arasında Sabah gazetesinin birinci sayfa yazarlığını yaptı. 1998'den 2013'e kadar yaklaşık 15 yıl boyunca Milliyet gazetesinde yazdı. Nokta dergisi 1989 Doruktakiler ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti köşe yazısı ödüllerini kazandı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 2004 yılında da "Araştırma" ödülünü Hasan Cemal'in çalışmalarına verdi. 28 Şubat 2013'te Milliyet'in manşetinde yayımlanan "İmralı Zabıtları"nın yayınını savunduğu için dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan'ın tepkisine hedef oldu. Milliyet yönetimi, "Başbakan'ı ve medya sermayesini sorgulamaktaki ısrarını" gerekçe göstererek yaklaşık 15 yıldır yazdığı gazetedeki köşesini kapattı. Milliyet ile yolları ayrıldıktan sonra yaptığı röportajlar ve kaleme aldığı yazılar, bağımsız internet gazetesi T24'te yayımlandı. Türkiye medyasının en etkili ve kıdemli isimlerinden olan Hasan Cemal, Mart 2013’ten beri T24’te yazıyor. Harvard Üniversitesi Nieman Gazetecilik Vakfı Louis M. Lyons Gazetecilikte Vicdan ve Dürüstlük Ödülü'nü "hayatı boyunca basın özgürlüğünü savunmak için gösterdiği çaba nedeniyle" 2015 yılında Hasan Cemal'e verdi. Cemal, Türkiye'de bu ödülü alan ilk gazeteci oldu. Bir dönem Bilgi Üniversitesi’nde "Medya ve Politika" dersleri veren Hasan Cemal’in yayımlanmış 13 kitabı, tarih sırasıyla şöyle: - Tank Sesiyle Uyanmak (1986) - Demokrasi Korkusu (1986) - Tarihi Yaşarken Yakalamak (1987) - Özal Hikâyesi (1989) - Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım (1999) - Kürtler (2004) - Cumhuriyet'i Çok Sevmiştim (2005) - Türkiye'nin Asker Sorunu (2010) - Barışa Emanet Olun (2011) - 1915: Ermeni Soykırımı (2012) - Delila - Bir Genç Kadın Gerilla'nın Dağ Günlükleri (2014) - Çözüm sürecinde Kürdistan Günlükleri (2014) - Hayat İşte Böyle Geçip Gidiyor (2018) - Hasan Cemal'in "Zamane Diktatörleri" adını taşıyan basılmamış bir kitabı daha var. |