Yıllar ne çabuk geçiyor.Bu nedenle olmalı bazen geçmişe takılıp kalıyorum.Eski kitaplarımın sayfaları arasında dalıp gidiyorum.Kendimi önemsediğim için mi?Sanmıyorum.T24'e kolay tarafından bir yazı çıkarmak için de olabilir eskilere dönmek...Bu yaşta daha hâlâ yazıda ne diye inat ediyorsun ki, sorusu da aklınıza takılabilir.Kim bilir, belki de ben hâlâ varım diyebilmek için yazılara devam ediyorum.Geçmişin bana bu açıdan bazı ipuçları verebileceğini düşündüğüm için de kitaplarımın sayfaları arasında dolaştığım oluyor. Aşağıda yakın tarihten böyle bir yaprak var.
Refah’taki Milli Görüş oligarşisi ile Erdoğan, Gül, Arınç gibi genç, dinamik ve yenilikçi kanat arasındaki kavga 28 Şubat sürecinde keskinleşecek ve 2001’in Ağustos ayında AKP’nin kurulmasıyla noktalanacaktı.4 Ocak 2001 günü Milliyet’in sürmanşetini çarpıcı bir haber süslüyordu:
HOCAYA CİHAT!Recep Tayyip Erdoğan, eski liderini topa tuttu: "Erbakan’la bu iş gitmez!Çekilmeyi bilmiyorlar. Bu liderlerle, bu lider sultalarıyla Türkiye tıkanır. Çekilmeyi bilmeyenler gidip antik saraylarında otursalar daha çok değer kazanacaklar.
Bu haberin altında Hasan Cemal imzası vardı.Erdoğan’la sohbet etmiş, Erdoğan'ın yeni parti konusunda uzunca zamandır devam eden suskunluğunu sona erdirmiş ve yazımda şu sözlerinin altını özellikle çizmiştim:
Siyaset tıkanmış durumda. Partiler politika üretmiyor. Her şey liderin iki dudağının arasında.Milletvekili elini kaldırırken liderin, grup başkanvekilinin dudağına, gözüne bakıyor. Grupta başka davranıyor, kuliste başka konuşuyor. Bütün bunların altında lider sultası yatıyor. Yeni bir liderlik tarifi lazım. Tekelci bir aklın yürüttüğü bir siyaset anlayışı değil, kolektif bir aklın yürüttüğü bir siyaset anlayışı şart.
Erdoğan’ın bu sözleri Erbakan Hoca’dan koptuğu, AKP’yi kurmaya hazırlandığı döneme aitti.O tarihlerde Erbakan Hoca’nın partisinde, daha çok Erdoğan-Gül ikilisinin öncülüğünde, kendilerini Müslüman demokrat, muhafazakar demokrat diye niteleyen yenilikçiler yükseliyordu.Aradan geçti 16 yıl.2001’de siyasal partilerdeki lider sultalarının Türkiye’de demokrasiyi engellemesinden haklı olarak yakınan Erdoğan, bugün, 2017’de yalnız kendi partisinin değil, koca bir memleketin tepesinde sulta kurmuş bir lider konumunda.
Bu satırlar, geçen yıl ocak ayında çıkan Hayat İşte Böyle Geçip Gidiyor isimli kitabımın 347. sayfasında yer alıyor.Erdoğan, 18 yıl önce Refah Partisi'nde Erbakan Hoca'ya böyle isyan bayrağı açmıştı.Lider sultası diye bağırıyordu.Yeni bir liderlik tarifi istiyordu.Siyasette tekelci anlayışı reddediyordu.Hoca'yı despot buluyordu.2001'den bugüne geçen 18 yıl.Şimdi AKP'de Erdoğan'a karşı isyan bayrağı açılmış durumda."Tek adam sultası"na karşı isyanlar oynanıyor.Tek adamlığı reddediliyor.Demokrasi, hukuk ve özgürlük talep ediliyor Erdoğan'a karşı....