Demek Boğaziçi öğrencileri terörist!Öyle mi?Demek Boğaziçi öğrencileri barbar!Öyle mi?Demek Boğaziçi öğrencileri vandal!Öyle mi?Demek Boğaziçi öğrencileri faşist!Öyle mi?Hadi ordan başka kapıya!
Boğaziçi öğrencileri terörist de değil.Barbar da değil.Vandal da değil.Faşist de değil.Boşuna çabalıyorsunuz.Ne deseniz, ne yapsanız nafile.Boğaziçi öğrencilerinden terörist, vandal,barbar, faşist çıkartamazsınız.Boğaziçi öğrencilerini ne yapsanızşeytan-laştıramaz-sınız!Onların sırtından toplumu, siyaseti daha da kutuplaştırıp ülkede cehenneme açılan yollara yeni ve lanet taşlardöşeyemezsiniz.Çünkü onlar, Boğaziçi öğrencileri,demokrasi diyorlar.Özgürlük diye haykırıyorlar.Akademik ve bilimsel özgürlük istiyorlar."Kayyum rektör"e hayır diyorlar."Atanmış rektör"e hayır diyorlar.İntihal yapmış hocaya hayır diyorlar.Ve otoriteye itiraz haklarını kullanıyorlar.İtiraz haklarının, gösteri haklarının, yani "anayasal hakları"nın kağıt üstündekalmasına razı olmuyorlar.Kulak veriyorum onlara:
Üstüme gelme madilerimBeni temsil edemez bilirimKayyumdan rektör olamazSeni bir eylemle rezil ederim
Korkmuyorum sana direnmeye ben,İnatçıyım, derdim çokAtanmış çok seçilmiş yokDostum çok hiç vazgeçmem yok
Ah ne zaman, istifan ne zamanNeler çektik atanmıştankayyumlardanSen mi yaman biz mi yaman?
Bu devirde kimse sultan değilHükümdar değil bezirgan değilBu kadar güvenme hiç kendineKimse şah değil padişah değil
Boğaziçi öğrencileri söylüyor. Boğaziçi öğrencileri oynuyor.İçim doluyor, taşıyor.Selam olsun onlara diye haykırıyorum içimden...Evet, bu devirde hiç kimse sultan değil,padişah değil.
Boğaziçi'nin Müslüman öğrencilerinin sesi, içimde demokrasi ve özgürlük konusunda iyimser duygular uyandırıyor:
Kabe figürlü eseri, okulumdaMüslümankimliğimi özgürce yaşayabilenbiri olarak fikir özgürlüğü olaraktanımlıyorum. Kutsal değerleriminsanat eserinde kullanılan imgelerlezedelendiğini düşünmüyorum.Öğrencilerin kimlikleri üzerindenşeytanlaştırılmasını ve tutuklanmasınıkabul etmiyorum.
Eser, Müslümanlar açısından kırıcı veincitici olsa da, oluşan gerilim okulumuzda yıllardır korunan ve bizim de desteklediğimizsaygı, hoşgörü ve özgürlük ortamıçerçevesinde çözülmelidir. Dolayısıyla bu gibi uyuşmazlıkların çözümünde şiddet, tehdit, linç ve cezalandırma yollarına başvurmakasla kabul edilemez. Bu süreçte esere dair rahatsızlığını dile getiren bizler ve diğer birçokMüslüman arkadaşımız herhangi bir ayrımcılığa, lince veya fişlenmeye maruz kalmadık.Öte yandan üniversitemize atanan kayyum Melih Bulu'nun sosyal medyadakullandığı ayrıştırıcı ve hedef göstericidil, inancımızla ve Boğaziçi kültürüyletaban tabana zıttır.Tutuklu ve gözaltında olanarkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır. Rektörler demokratik seçim yoluylabelirlenmelidir. Kampüs içindeki ve çevresindeki polis ablukası kaldırılmalıdır.
Tekrar ediyorum.Demokrasi ve özgürlük diyen Boğaziçi öğrencilerinden ne yapsanız terörist, vandal, barbar, faşist çıkartamazsınız.Hadi ordan başka kapıya!