Almanya'da yaşananlar şaşırtıcı mı? Hayır. Neden? Çünkü, Türkiye'nin başında Erdoğan var. Tek adam var. Avrupa Futbol Şampiyonası'nın Türkiye'ye verilmemiş olması şaşırtıcı mı? Hayır. Neden? Çünkü, Türkiye'nin başında Erdoğan var. Tek adam var. Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier demiş ki:
Türkiye hukuk devleti alanında adımlar atmalı; medya, yargı ve sendikalar üzerindeki baskıyıkabul edemeyiz.
Şaşırtıcı mı? Hayır. Neden? Çünkü, Türkiye'de hukuk devleti yok. Çünkü, Türkiye'de yargı ve medya biat kurumları haline gelmiş ve Saray'a boyun eğmiş durumda. Almanya Başbakanı Merkel demiş ki:
Türkiye'de insan haklarının durumu görmek istediğimiz gibi değil.
Şaşırtıcı mı? Hayır. Neden? Çünkü, Türkiye'nin insan hakları ve hukuk karnesi dökülüyor. Türkiye, EURO 2024'ü alamadı. Şaşırtıcı mı? Hayır. Neden? İşte UEFA Başkanı Ceferin'in yanıtı:
Türkiye'nin insan hakları aksiyon planı eksikti.
Alman gazeteleri manşet atıyor:
Türkiye diktatörlüğe mi kaydı?.. Türkiye’de demokrasi var mı?.. Türkiye’de demokrasi askıya alınmış durumda...
Şaşırtıcı mı? Hayır. Neden? Çünkü, Türkiye'nin başında bir tek adam var, adı Erdoğan. Bütün iktidar iplerinin bir 'tek adam'da toplandığı rejimin adı demokrasi değildir. Bild gazetesinin yazarı Stenzel yazıyor köşesinde:
Cumhurbaşkanı Steinmeier, Erdoğan'a yemek davetini iptal etmeli; başkalarının özgürlüğünü ayaklar altına alanlar için böyle bir onur ziyafetine gerek yoktur.
Şaşırtıcı mı? Hayır? Neden? Çünkü, Türkiye'de özgürlükler ayaklar altında... Evet, bunların hiçbiri şaşırtıcı değil. Şaşırtıcı değil ama... Yine de Erdoğan Almanya'da en üst düzeyde, büyük tantanayla, cafcaflı devlet törenleriyle karşılanıyor. Şaşırtıcı mı? Hayır. Neden? Çünkü Almanya'nın, Alman devletinin Türkiye'yle çok işi var. En başta, Suriyeli mülteciler sorunu var. Çok büyük ekonomik ve ticari çıkarları var. Almanya'da yaşayan 3.5 milyon Türk'le Kürt var. Ve Türkiye gibi büyük bir devletin coğrafyasından, stratejik konumundan kaynaklanan menfaatleri var. Yani... 'Yani'si şu: Türkiye'de demokrasi olmuş olmamış, Almanya'yı günlük deyişle, fazla ırgalamıyor. Almanya, Türkiye'ye kendi ulusal çıkarları açısından, ulusal güvenlik konuları açısından bakıyor. Şaşırtıcı mı? Değil. Ayrıca, Almanya'nın bu bakış açısı yeni de değil. Eskiden de, soğuk savaş döneminde de Almanya Türkiye'ye böyle bakardı. Türkiye'deki demokrasi ikinci sınıftı, üçüncü sınıftı, Türkiye'de askeri yönetim vardı, Evren Paşa vardı, Almanya için pek öyle fark etmezdi; olsa iyi olurdu ama olmasa da idare ederdi. Almanya için önemli olan istikrarlı bir Türkiye'ydi. Türkiye'de bu istikrar ikinci sınıf demokrasi ile sağlanmış, askeri ya da sivil dikta ile sağlanmış, doğrusu Almanya'nın gözünde fark etmiyordu. Peki o zaman bu kadar gürültü neden? Almanya'nın devlet büyükleri niçin demokrasi, hukuk, özgürlük diye bu kadar ses veriyorlar? Demokratik kamuoyu nezdinde görüntüyü, eski deyişle zevahiri kurtarmak için, başka ne için olacak? Bu da kötü değil ama yazın bir kenara: Demokrasiydi, hukuktu, özgürlüktü bizim işimiz, Almanya'nın değil. Dün de öyleydi, bugün de öyle.