Soru şimdiden Erdoğan'ın kafasını burgaç gibi oyuyor: 2019'da yüzde 51 oy alabilir mi?.. Erdoğan'ın kâbusu, korkulu rüyası bu. Ya 2019'da seçim sandığından yüzde 51 çıkmazsa... Erdoğan'ın bu kâbusu sık sık gördüğü, kan ter içinde uyandığı söylenebilir. O yüzden rahat değil. 16 Nisan'da kaybettiğini gördü. İki kişiden birinin değil, daha fazlasının kendisine hayır dediğini adı gibi biliyor. 'Hayır'lar yüzde 49'un üzerinde. Bu gerçeğin farkında. Onun için oraya buraya saldırıp duruyor, ne yapacağını da tam kestiremiyor.
Nereden baksanız, Erdoğan zorda! Erdoğan, yüzde 51 kâbusu yaşıyor
2019'da yüzde 51'i tutturmak için tüm marjinal grupların oylarına ihtiyacı var. Bunun için tarikatlara, cemaatlere devletin, eğitimin, bazı büyükşehir belediyelerinin kapısını aralıyor. Bunun için MHP'nin bir dediğini iki etmek istemiyor. O kadar ki, Devlet Bahçeli'den fırça gelir gelmez sessizliğini bozup, AKP'li milletvekilinin yeni devlet sözünden çark edebiliyor. Bahçeli'yi memnun etmek ya da kaçan MHP oylarını bir ölçüde tutabilmek için idam cezası ile oynamaya devam ediyor. Ama bunun iki ucu pis bir değnek olduğunu da görüyor. İdam ya da yağlı urgan politikasının AKP'deki Kürt milletvekillerini, AKP'deki Kürt seçmenleri rahatsız edeceğini, onları HAYIR cephesine itebileceğini de hesap ediyor. Erdoğan'ın görmekte olduğu 'kâbus'ta, Meral Akşener ve arkadaşlarının yeri büyük. Kurulacak yeni partiyle MHP oyları fena halde küçülecek çünkü... "Erdoğan'ın kâbusu"nda kendi partisi de var. Erdoğan, AKP'de 'metal yorgunluğu'ndan söz ediyor, bunun için kabinede, parti yönetiminde değişiklikler yapıyor, 'nöbet değişimleri'nin devam edeceğinin işaretlerini veriyor. Ama bu da tehlikeli. Çünkü ters tepebilir. AKP tabanında kopmalara yol açabilir, küskünler safı büyüyebilir. Oysa Erdoğan'ın 'kopmalar'a tahammülü yok. Yüzde 51'in bıçak sırtında olduğunu çok iyi görüyor. Bu gerçeği, 16 Nisan referandumu Erdoğan'ın gözüne sokmuş durumda. Bu yüzden kıvranıyor. Ne yapacağını bilemiyor. "İzmir marşları"na, "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganlarını göze alıp futbol tribünlerinde boy gösteriyor. Yılmaz Büyükerşen'e geçmiş olsun telefonları açabiliyor. Öte yandan, parti tabanında 'FETÖ mağdurları'ndan kaynaklanan rahatsızlıklar yaşanıyor. 'FETÖ'cü suçlaması'na kimse kayıtsız kalamıyor; kayıtsız kalan savcı da olsa, hâkim de olsa okkanın altına gidiyor. Ama bu durum, yani FETÖ mağdurları konusu da AKP tabanında fokurdamalara yol açarken, bu suçlama aynı zamanda inandırıcılığını kaybetmeye başlıyor. 'Erdoğan kâbusu'nda İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri de var. Erdoğan 16 Nisan'da hem İstanbul'u hem Ankara'yı kaybetti. İkisinde de hayır çıktı. Hatta Erdoğan, unutmayın, İstanbul'da Üsküdar ve Eyüp'ü de kazanamadı. 2019'dan önce yerel seçimler var. Erdoğan, İstanbul ve Ankara'da ne yapabileceğine tam karar veremiyor. Öyle ki, muhalefet akıllı davranır, İstanbul ve Ankara için makul ortak adaylar çıkarabilirse, Erdoğan'ın 2019'u ölümcül bir darbe yiyebilir. Nereden baksanız, Erdoğan zorda! Erdoğan, yüzde 51 kâbusu yaşıyor. Erdoğan bıçak sırtında! Son söz: Muhalefet akıllı oynarsa, makul adaylarda uzlaşırsa, Türkiye 2019'da 'bir numaralı sorunu'ndan kurtulabilir.