D_Masthead_970x250

Hakkında 240 yıl hapis istenen Gültan Kışanak: Kötülük galip gelirse yaşam ölür!

Gültan Kışanak'ın çığlığı dipsiz kuyularda yitip gitmesin, buna izin vermeyelim

Gültan Kışanak... Yoksa unuttunuz mu? İki yıldır hapiste. 240 yıla kadar hapis cezası isteniyor hakkında. Tam 240 yıl... Diyarbakır insanı oylarıyla onu Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı seçmişti. Birçok HDP'li belediye başkanı gibi Gültan Kışanak da görevinden alındı, bir başka deyişle, halkın iradesini hiçe sayan bir devlet darbesi ile devrildi, sonra da hapse atıldı. İki dönem de milletvekilliği yapan Kışanak'ın hiç sesini duyuyor musun? Çığlık atıyor demir parmaklık arkasından:

12 Eylül'deki gibi sesimi duyuramama hali ile karşı karşıyayım.

Çığlık atıyor:

Kötülüğün galip gelmesine izin vermemeliyiz.

Duyuyor musunuz? Yoksa dipsiz bir kuyuda yitip gidiyor mu Gültan Kışanak'ın çığlıkları? Ama o dik duruyor, sesini duyurmaya çalışıyor:

Gerçek sorun, memleketin 12 Eylül darbe koşullarına, atmosferine dönmüş olmasıdır. Cezaevlerinin siyasi tutuklularla dolu olmasıdır. Hukuksuzluğun artık kanıksanmasıdır. Belli bir kesimin ‘şeytanlaştırılması’dır. Ve insanların bu rezalet karşısında sus pus olmalarıdır.

Siz de sus pus olanlardan mısınız? Kışanak'ın çığlığı size ulaşmıyor mu? Ne hazin. Gültan Hanım'ı tanırım. İyi insandır. İyi siyasetçidir. Hayatını Kürtlerin acılarıyla birlikte yaşamaya adamıştır. Kürtleri kendi acılarıyla hiçbir zaman başbaşa bırakmamıştır. Bu yüzden çok acı çekmiştir. İşkencehanelerden geçmiştir. Ama yılmamıştır. Özgürlük ve hukuk mücadelesinde dik durmaya devam etmiştir. Duyuyor musunuz, demir parmaklık arkasından ses veriyor:

Sessiz değilim ama sesimin kamuoyuna ulaşmasını engelleyen ‘sanal’ bir yargı süreci ve ağır bir basın özgürlüğü sorunu var.

Hukuksuzluğa isyan ediyor:

Israrlı talebime rağmen mahkemeye götürülmedim. Duruşmalara SEGBİS ile katılmaya zorlandım. SEGBİS’i kabul etmek sanal yargılamaları kabul etmek anlamına gelecekti. Bu bilinçli bir tutumdu. Bizi sessizliğe gömmek istediler.

Basından yakınıyor:

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı'yım. İki yıldır tutukluyum. Basının arayıp sorduğu yok, davayı takip ettiği yok. Çok acı...

Gültan Kışanak'ın çığlığı dipsiz kuyularda yitip gitmesin, buna izin vermeyelim

Özgürlük, adalet istiyor:

Benim de, benim gibi düşünenlerin de, siyasi faaliyetleri nedeniyle cezaevlerinde olan herkesin de, değil bir gün bir dakika bile özgürlüğünden yoksun bırakılmaması gerektiğini düşünüyorum.

Babasını anlatıyor:

Babam çok yaşlı, görüşe gelemiyor. Ancak telefon ile görüşebiliyorum. Birbirimizin sesini duymak çok önemli. 12 Eylül darbe döneminde Diyarbakır cezaevi gerçeğine tanık olmanın bıraktığı bir travma var onda, biliyorum sesimi duymazsa iyi olduğuma inanmayacak. Onun için mutlaka babamla konuşmak istiyorum. 

Neleri özlediğini anlatıyor:

Burası o kadar tenha ki en çok kalabalıkları özlüyorum. Burada her gün aynı insanları görüyorsun. Hücrendeki arkadaşın, sayıma gelen üç beş gardiyan ve o gün gelirse bir avukat... Hepsi bu kadar. İnsanları özlüyorum. Farklı saçları, farklı giyimleri, farklı ses tonları, farklı yürüyüşleri, farklı yüz ifadeleri, farklı ruh halleri, farklı düşünceleri olan neşeli, sinirli, üzgün, kahkaha atan insanları özlüyorum. 

Geleceğe dair umudunu koruyor:

Yaşanan her şeye rağmen umudumu koruyorum. Umut en zor koşullarda insana direnme gücü veren bir enerjidir. Tüm toplumun bu enerjiye sıkı sıkıya sarılması, umudu büyütmesi, geleceğimizi kurtarma gücü verir bize. Kötülük galip geldiğinde yaşam ölür. Buna izin vermemeliyiz.

Siz de sus pus olanlardan mısınız? Kışanak'ın çığlığı size ulaşmıyor mu?

Kendine iyi bak Gültan Hanım. Umudunu yaşat. Umutsuz yaşanmaz. Hayatta iyi günler de yakalanacak. Siyah taştan görkemli Diyarbakır surlarına doğru kat kat yükselen Hevsel Bahçeleri'nde, geçmişte olduğu gibi yine oturup hasret gidermeye, güzel bir geleceğin hayallerini kurmaya devam edeceğiz. Kendine iyi bak Gültan Hanım, bu arada üç yaşındaki Asmin'i de benim için öp...

İlgili İçerikler

Ekonomi

''SAMSUN