Barış diyorsak...Demokrasi diyorsak...Adalet diyorsak...Hukuk diyorsak...Özgürlük diyorsak...Kadın-erkek eşitliği diyorsak...İnançlara, inançsızlıklara saygı diyorsak...Kimse kimsenin hayatına karışmasın diyorsak...Hayat tarzlarına saygı diyorsak...Şiddete hayır diyorsak...Toplumda, siyasette cepheleşmeye, kutuplaşmaya hayır diyorsak...Barış ve huzur içinde yaşamak diyorsak...Önce Erdoğan'ın gitmesi gerekiyor!Çünkü bir numaralı sorun Erdoğan'dır, yıllardır iyiliklerin, çözümlerin önünü tıkayan bir nolu sorun...Bunun için diyorum ki:
Haydi barış ve demokrasi yürüyüşüne, hep birlikte ERDOĞAN'A HAYIR diyerek...
Çok iyi hatırlıyorum o günü.15 Haziran 2017.Demokrasi tarihimizde bir dönüm noktası,diye yazmıştım.CHP lideri Kılıçdaroğlu, Ankara'da Güvenpark'a gelmiş,tane tane konuşmaya başlamıştı:
Bir diktayla karşı karşıyayız.Bıçak kemiğe dayandı!Artık yeter diyoruz!Adaletin olmadığı bir ülkede yaşamak istemiyoruz.Bütün dünya bilsin, bir dikta yönetimiyle karşı karşıyız.Adalet! Adalet! Adalet!Bu yürüyüşün bir siyasipartiyle ilgisi yok.Adalet ve demokrasi isteyenherkes için bu yürüyüş. Dikta istemiyoruz.Darbeci görmek istemiyoruz.20 Temmuz darbesiniyapanları istemiyoruz.Hapishaneleri tıka basa dolubir ülkede barış olmaz, huzur olmaz.Özgür bir ülkede yaşamak istiyoruz.Bedel ödemek gerekiyorsa, o bedeli önce biz ödeyeceğiz.Hep beraber mücadeleedeceğiz demokrasi ve adalet için...
Ben de büyük bir heyacanla koşa koşa katılmıştım "adalet yürüyüşü"ne...Bu yürüyüşten yükselen ruh,iki yıl sonra 2019 yerel seçimlerinde Erdoğan'ı başta İstanbul olmak üzerebüyük şehirlerden silip süpürmüştü.Yine yapabiliriz.Bunun için dehep birlikte, bütün muhalefet bir araya gelerek, el ele tutuşarak büyük bir barış ve demokrasi yürüyüşübaşlatmanın zamanıdır.
Saray iktidarı hızla çürüyor,büyük bir çöküş yaşıyor.Şimdi çare eski defterleri karıştırmak değil,yeni defterler açmaktır.Yeni yol haritaları çizmektir.Farklılıkları hedefin önüne koymak değil,farklılıklarımızla birlikte yeniyi inşa etmeye koyulmaktır Türkiye'de.Bunu yapabiliriz.Öncelik birbirimizle uğraşmak değil, önümüze bakmak, bir numaralı sorun olan Erdoğan'a hadi güle güle, demektir.Bunun için gerekli diyalogları, uzlaşmalarıkuyumcu titizliğiyle örmektir.Bunu yapabiliriz.2019 yerel seçimlerinde Erdoğan büyük belediyelerde,İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de, Adana'da nasıl kapının önüne konulduysa, bundan sonraki seçimlerde bütün Türkiye kendisinden kurtulabilir.Bu çok yakın bir ihtimaldir.Evet, bunu yapabiilriz.Hiç unutmayın, sakın küçümsemeyin,dudak bükmeyin,yaşadığımız acılar bizi siyaset olarak olgunlaştırmış durumda...CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun geçen ay İzmir'de dediği gibi:
Asla umutsuzluğa kapılmayın, yol yakındır. Diktatörleri indireceğiz. Huzur ve demokrasi gelmeden asla yorulmayacağım. Yorulmak bize haram. Demokrasiyi mi, otoriter rejimi mi? Hep beraber demokrasiyi getireceğiz. Hiç umutsuzluğa kapılmayın. Birlikte güzel Türkiye'yi yeniden demokratik anlamda inşa edeceğiz. Ampulü patlatacağız, güneş yeniden doğacak
Haydi barış ve demokrasininbüyük yürüyüşüne, hep birlikte ERDOĞAN'A HAYIR diyerek...