HDP'yi de kapatarak, memleketi yangın yerine çevirerekseçim kazanmak isteyenler,şunu kafanıza sokun:Demokrasiye giden yollar açılmadıkça...Demokratik siyaset alanlarıgenişlemedikçe...Özgürlük ortamları gelişmedikçe...Değişen bir şey olmayacak.İstediğiniz sonucu elde edemeyeceksiniz.Geçmişte bunları çok yaşadık çünkü...Bu satırları yazarken yine boğulur gibi oluyorum.
Birkaç ay önceki bir yazımıböyle noktalamıştım.Yine aynı duygu içimde kımıldıyor,yine boğulur gibi oluyorum bu satırları yazarken.HDP'nin kapatılması...Dün Erdoğan'ın ağzındaydı, bugün Bahçeli'nin."HDP'nin kapısına açılmamak üzerekilit vurulmalıdır" diyor.Hadi bakalım, kapatın gitsin HDP'yi de...Türkiye zaten siyasi partiler mezarlığı bir ülke değil mi?Toplam 30 parti kapatılmış bugüne kadar.Sonuç?Demokrasi mi geldi memlekete?Hayır.Barış mı kapımızı çaldı?Hayır.Hukuk devleti mi olduk?Hayır.1989'dan itibaren kapatılan, kendini fesheden "Kürt partileri"ni de hatırlayın:
HEP...ÖZEP...ÖZDEP...DEP...HADEP...DEHAP...DTP...BDP...
Hepsi sahneden indirildi, kapatıldı.Kapılarına kilit vuruldu da ne oldu?Bunca baskıya rağmen, bunca siyasal kırıma rağmenKürt siyasal hareketi varlığını,canlılığını korumaya devam etti.Son olarak HDP sahnede.6 milyon oy...Toplam oyların yüzde 12'si...Ve 67 milletvekili...Şimdi de HDP yok edilmek isteniyor.Milletvekilleri hapse atılıyor.Parti yöneticileri hapse atılıyor.Belediye başkanları hapse atılıyor.HDP Kürtlerin oylarıyla 65 belediye kazandı, bugün elinde sadece 6'sı kaldı.Neden? Çünkü devlet darbe yaptı, milletin oyunu hiçe saydı!Bu korkunç siyasal kırımda şimdi de son noktayı koymak, HDP'nin kapısına kilit vurmak istiyorlar.Devlet Bahçeli'nin yardımcısı Semih Yalçın bir adım daha ileri atıyor:
HDP/PKK kamilen itlafı gereken bir siyasi haşere sürüsüdür.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar'ınBahçeli'yle yardımcısı Semih Yalçın'a yanıtını okuyorum. Bazı sözlerin altını çiziyorum:
Bu iktidar ayakta kalabilmek için en tehlikeli oyunlara bile başvurmayıgöze almış durumda. Çünkü kaybediyorlar, kaybettiklerini görüyorlar.Semih Yalçın’ın yaptığına gelince... Bu çok çok vahim, tehlikeli birtutumdur. Bunun anlamını biliyoruz. Uluslararası ceza hukukunun soykırımı tahrik ve teşvik olaraknitelendirdiği suçlardır. Bu sarf edilen sözler, uluslararası cezahukukuna göre insanlığa karşı suçtur.Dışta ve içte tümhukuk yollarına başvuracağız.Türkiye’de savcılıkların derhal dava açması gerekir. Bizim suç duyurusunda bulunmamızabile gerek yok. Herhangi bir çalışanımızın, milletvekilimizin, yöneticimizin başına en ufak bir şey gelirse, sorumlusu çok açık bir biçimdebizi hedef gösteren bu şahıslardır.
Daha başka ne diyebilirim ki?Hep aynı yazılar, birbirinin kopyası yazılar... Çünkü sorunlar değişmiyor. Ama derinleşiyor.Yaşanmakta olan acılar da değişmiyor ama gitgide derinleşiyor bu memlekette... Bir soruyla bitiriyorum yazımı:Başta CHP olmak üzere muhalefet partileri,Bahçeli ve yardımcısınınhem HDP'ye, hem 805 imzalı bildiriye dönük demokrasi, hukuk ve özgürlüğü ayaklar altına alanaçıklamaları karşısında sessiz mi kalacaklar?..