İçimi hüzün basmış durumda...Bilgisayarın başına oturdum,yazı bir türlü gelmek bilmiyor.Ben ona Tarhan Abi derdim,o da bana Hasan Bey...Aramızdaki yaş farkı nedeniyle beni rahatsız eden bu hitap tarzını hiç değiştirmedi.
Ben onu 1970'li yıllarda,Ankara'da Cumhuriyet gazetesinintemsilcisi olarak "Ankara gazeteciliği"ne başlarken Necdet Uğur Bey'le birlikte tanımıştımİkisi de derin Halk Partili'ydi. Tarhan Abi'de CHP deyince İsmet İnönü çizgisi ağır basardı.Türkiye'nin çok partili demokrasi macerasında herkesten çokİsmet Paşa'yı önemserdi.Ecevit'e dönük bakışındaysa olumsuzluk fazlasıyla ağır basardı.Tarhan Abi yıllar içinde klasik Halk Partisi çizgisinden uzaklaştı.CHP'nin geçmişindeki yanlışlarla hesaplaşmaya yöneldi.Kürt sorunu, laiklik, asker ve siyaset, parti-içi demokrasi gibi Türkiye'de demokrasinin rayına oturmasını engellemiş temel sorunlara daha çok eğilmeye başladı.Bir başka deyişle:Kemalist-milliyetçi CHP'nin gerçek sosyal demokrat çizgiye nasıl geçeceği konusunda sistemli biçimde kafa yormaya yöneldi.Ama sonra bunun mümkün olamayacağına inandı ve yeni parti fikrini savunmaya başladı.Tarhan Abi'nin gözünde parti-içi demokrasi en öncelikli konuydu.Hep şöyle derdi:
Hasan Bey, parti-içi demokrasi olmadandemokrasi olmaz.Bizdeki partilerin hiçbirindeparti-içi demokrasi yok, olmadı.Hep lider hegemonyası ağır bastıbizim partilerde... Bu yüzden de demokrasimiz olmadı.
Tarhan Abi, "6'lı Muhalefet"in şubat ayındaki ortak demokrasi bildirisini genel olarak olumlu karşılarken,açıklamayı parti-içi demokrasi, yerel yönetimler ve laiklik noktalarında eleştirmişti.Bu arada, son zamanlardaki telefon sohbetlerimizde Tarhan Erdem'in Kemal Kılıçdaroğlu'yla 6'lı Muhalefet hakkında epeyce olumlukonuştuğunu belirtmek isterim.Çok iyi bir araştırmacıydı.Kurucusu olduğu KONDA'yı yıllar yılı -Bekir Ağırdır'la birlikte- başarıyla yönetti.2007 yılı Temmuz ayında seçim gecesinihiç unutmam, Tarhan Abi'nin gözyaşlarını nasıl tutamadığına tanık olmuştum.Milliyet'teki 25 Temmuz 2007 tarihliyazısında Taha Akyol şöyle anlatır:
KONDA'nın Radikal'de yayımlanan kamuoyu araştırmasında AKP yüzde 44-48 arasındaydı. Bundan dolayı Tarhan Erdem satılmış, yalaka diye bir yığın hakarete uğramıştı! Bir de şimdi sandıktan onu mahcup edecek bir sonuç çıkarsa Tarhan Erdem'i boğarlardı alimallah!Seçimlerin geneli hakkındaki tahmini de seçim gecesi CNN Türk'te yayımlanacaktı.Yine, ya ters bir sonuç çıkarsa?!Sonra, sandıklardan gelen sonuçlar, Erdem'in bulgu ve açıklamalarını, artı ve eksi hata payları içinde doğruladı! CNN Türk'ün stüdyosunda Erol Tuncer, Hasan Cemal, Ferhat Boratav, ben,diğer arkadaşlar Tarhan Erdem'i kutladık!Ve Tarhan Ağabey gözyaşlarını tutamadı! Ağlıyordu! 'Metot' fikrinden yoksun ideologların hücumları karşısında Erdem, 'saha araştırması' denilen bir sosyal bilimdalının bulunduğunu da ispatlamış oluyordu! Elbette bunun da haklı sevincini yaşıyor, sevinç gözyaşları döküyordu.
Sevgili Tarhan Abi,Siyaset konusunda senden çok şey öğrendim.Çok teşekkür ederim.Uzun telefon sohbetlerimizi, KONDA'daki öğle yemeklerimizive seni çok özleyeceğim.Huzur içinde yat Tarhan Abi.Hiç merak etme, bu memleketteki Tek Adam rejimini, Saray Düzeni'nibu millet seçim sandığında tarihe gömecek.
Hasan Cemal kimdir? Hasan Cemal 1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1965 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. Gazeteciliğe 1969 yılında Ankara’da haftalık Devrim dergisinde başladı. Yeni Ortam dergisi, Anka Ajansı ve Günaydın gazetesinde çalıştıktan sonra 1973 yılında Cumhuriyet gazetesine girdi. 1981 yılına kadar Ankara Temsilciliği yaptığı Cumhuriyet gazetesini 1981-1992 yılları arasında Genel Yayın Yönetmeni olarak yönetti. Cumhuriyet gazetesi Cemal'in yönetimindeyken 1986’da Sedat Simavi Ödülü’nü kazanarak "yılın gazetesi" seçildi. 1992-1998 yılları arasında Sabah gazetesinin birinci sayfa yazarlığını yaptı. 1998'den 2013'e kadar yaklaşık 15 yıl boyunca Milliyet gazetesinde yazdı. Nokta dergisi 1989 Doruktakiler ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti köşe yazısı ödüllerini kazandı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 2004 yılında da "Araştırma" ödülünü Hasan Cemal'in çalışmalarına verdi. 28 Şubat 2013'te Milliyet'in manşetinde yayımlanan "İmralı Zabıtları"nın yayınını savunduğu için dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan'ın tepkisine hedef oldu. Milliyet yönetimi, "Başbakan'ı ve medya sermayesini sorgulamaktaki ısrarını" gerekçe göstererek yaklaşık 15 yıldır yazdığı gazetedeki köşesini kapattı. Milliyet ile yolları ayrıldıktan sonra yaptığı röportajlar ve kaleme aldığı yazılar, bağımsız internet gazetesi T24'te yayımlandı. Türkiye medyasının en etkili ve kıdemöli isimlerinden olan Hasan Cemal, Mart 2013’ten itibaren T24’te yazıyor.Harvard Üniversitesi Nieman Gazetecilik Vakfı Louis M. Lyons Gazetecilikte Vicdan ve Dürüstlük Ödülü'nü "hayatı boyunca basın özgürlüğünü savunmak için gösterdiği çaba nedeniyle" 2015 yılında Hasan Cemal'e verdi. Cemal, Türkiye'de bu ödülü alan ilk gazeteci oldu. Bir dönem Bilgi Üniversitesi’nde “Medya ve Politika” dersleri veren Hasan Cemal’in yayımlanmış 13 kitabı, tarih sırasıyla şöyle: - Tank Sesiyle Uyanmak (1986) - Demokrasi Korkusu (1986) - Tarihi Yaşarken Yakalamak (1987) - Özal Hikâyesi (1989) - Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım (1999) - Kürtler (2004) - Cumhuriyet'i Çok Sevmiştim (2005) - Türkiye'nin Asker Sorunu (2010) - Barışa Emanet Olun (2011) - 1915: Ermeni Soykırımı (2012) - Delila - Bir Genç Kadın Gerilla'nın Dağ Günlükleri (2014) - Çözüm sürecinde Kürdistan Günlükleri (2014) - Hayat İşte Böyle Geçip Gidiyor (2018) |