Barıştan gitgide uzaklaşıyoruz. Yaşadığımız dünya artık çok daha tehlikeli. Ne yazık ki öyle. Başımıza bundan sonra neler gelecek sorusunun karşılığı da belirsizleşiyor. Rusya’yla patlayan ‘uçak krizi’yle birlikte istikrarsızlığın, ‘savaş halleri’nin derinleşmesi uzak ihtimal değil. Rusya Devlet Başkanı Putin’in Türkiye’ye dönük açıklamaları yenilir yutulur türden değil. Rusya’nın ‘sırtından bıçaklandığı’nı söyledi. Bununla da yetinmedi. Türkiye’yi ‘terörizm’in, yani IŞİD’in işbirlikçisi ilan etti. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov da Türkiye’ye bugün yapacağı ziyareti iptal etti; ayrıca Rus turistlere çağrı yaptı, Türkiye’ye gitmemeleri için... Putin, dilinin ölçüsünü bu kadar kaçırdıktan sonra Rusya hareketsiz kalır mı? Yakın ihtimal değil. Rusya şöyle ya da böyle bir ‘misilleme’yle Türkiye’nin canını acıtmaya kalkışabilir.
Böyle bir ihtimal gerçekleşir de, Rusya’dan intikamcı bir misilleme gelirse, Türkiye ne yapar?.. Amerika, NATO ne yapar? Bir başka deyişle: Uçak krizi, giderek çok daha tehlikeli bir ‘tırmanış’ın yörüngesine girer mi? Oysa sağduyu, ‘tırmanış’a dur demeyi gerektiriyor. Sağduyu, ‘itidal’den geçiyor. Bu satırları yazarken kulağım bir yandan Ankara’da, diğer yandan Washington ve Brüksel’deydi. Önce Cumhurbaşkanı Erdoğan Saray’da konuştu. Öğretmenlere hitap ederken, uçak krizi konusunda soğukkanlı, itidalli bir tutum sergiledi. Rusya’yı eleştirirken, krizi tırmandırıcı, kışkırtıcı bir dilden -ya da Putinvari bir üsluptan- kaçındı. ABD ile NATO’ya gelince... Türkiye’nin yanında yer aldılar. Türkiye’nin kendi topraklarıyla hava sahasını savunma hakkını vurguladılar. Ve Türkiye’ye hak verirken, Rus savaş uçaklarının Türk hava sahasını ihlal ettiğini belirttiler. Başkan Obama, Rusya’yı IŞİD’e ilişkin tutumundan dolayı açık dille eleştirdi, şöyle dedi: “Rusya enerjisini IŞİD’e yönlerdirmiş olsa, böylesine riskler azalırdı.” Başkan Obama, teröre karşı mücadelede Rusya’ya bugüne kadar koalisyon önerdiklerini, ama Rusya’nın buna yanaşmadığını belirtirken şu noktayı da belirtti: “Rusya sınır ihlallerini alışkanlık haline getirdi.” Brüksel’e gelince... NATO Genel Sekreteri Jen Stoltenberg açıklamasında Türkiye’ye iki açıdan hak verdi: 1. Rusya, Türk hava sahasını ihlal etti. 2. Ortak düşman IŞİD olmalı. ABD ile NATO’dan ortak bir çağrı daha geldi: Kriz tırmanmasın, itidal hakim olsun! Olması gereken de bu. Sağduyu, itidal. Öyle olması gerekiyor ama bölgemiz, Ortadoğu tam bir tımarhane... Hangi pencereden bakarsak bakalım, korkutucu bir görüntü göze çarpıyor. Çünkü, öylesine bıçak sırtındaki dengeler içinde ki... Öylesine kanlı çelişkiler içinde kıvranıyor ki... Öylesine farklı çıkarlar yumağı halinde ki... Her an her şey olabiliyor. Her an dünyayı şaşırtan bir altüst oluşu yaşayabiliyor, yaşatabiliyor. Üstelik, Ortadoğu’da olan biten sadece bölgeyi değil, dalga dalga tüm dünyayı kan ve gözyaşına, acıya bulayabiliyor. Evet, kriz tırmanmasın. Evet, itidal hakim olsun. Evet, silahlar değil, diplomasinin yaratıcı, yatıştırıcı mekanizmaları devreye girsin. Evet, Moskova da hedef şaşırmasın. Evet, IŞİD’e karşı mücadelede bir ortak cephe kurulsun, bir koalisyon oluşturulsun.