Silvan'da Delila'nın annesi Gülsüma Ana'nın sofrasındayız. Dolmanın her türlüsü... "Bunlar Delila’nın en sevdiği yemeklerdi, uzun zamandır ilk defa yaptım" diyen Gülsüma Ana’ya söz vermiştim. Kitap çıktığı zaman hem kitabı, hem de Delila’nın dağda tuttuğu üç defterden oluşan Günlükleri’ni kendi elimle getirip teslim edeceğimi söylemiştim.
Diyarbakır’daki akşam yemeğinde BDP Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı yarışına eşbaşkan adayları olarak katılan Gültan Kışanak’la Fırat Anlı ve BDP Batman Milletvekili Ayla Akat’la buluştuk. AK Parti’nin hem Diyarbakır’da, hem bölgede oylarının azalacağına kesin gözüyle bakıyorlar. Ve bunun için sekiz neden sayıyorlar. Aşağıda...
DİYARBAKIR / SİLVAN
Silvan’da, Aziziye Caddesi’ndeki evin yer sofrasına Delila’nın ailesiyle birlikte keyifli bir sohbet halinde oturduk.
Dumanı tüten haşlanmış içli köfte... Dolmanın her türlüsü, yaprak dolma, patlıcan dolma, içi etlisi, kıymalısı...
Gülsüma Ana, hepsini kendi eliyle benim için pişirdiğini söylüyor:
“Bunlar Delila’nın en sevdiği yemeklerdi, uzun zamandır ilk defa yaptım.”
Gülsüma Ana’ya geçen Ramazan Bayramı’nda, ağustos ayı başında söz vermiştim. Kitap çıktığı zaman hem kitabı, hem de Delila’nın dağda tuttuğu üç defterden oluşan Günlükleri’ni kendi elimle getirip teslim edeceğimi söylemiştim.
Bu arada kitabı yazarken ödüm de kopmuştu, ya günlüklerin başına bir şey gelirse, ya kaybedersem diye...
Kitabı, başta Gülsüma Ana olmak üzere Delila’nın aile fertlerine, Şirwan’a, Şener’e, Delal’e, Gülistan’a imzalarken halimden memnundum, bu da oldu kazasız belasız diye. Ailenin en büyük oğlu Abdülbaki ise etrafa kitap kalmayabilir düşüncesiyle, “Bana sonra imzalayıp gönderirsin Hasan Abi” dedi.
Öğleden sonra Gülsüma Ana’yla kızı Şirwan ve iki yaşından itibaren kızı gibi büyüttüğü torunu Delal’ı alıp Silvan’dan Diyarbakır’a gittik, Zerya Meya’yı görmeye.
Pırıl pırıl güneşin altında uçsuz bucaksız uzanan, yeşillenmeye yüz tutmuş toprakları seyre dalmak mutluluk vericiydi.
Vilayetin önünden geçerken dikkatimi çekti. Üstünde, Ne Mutlu Türk’üm diyene yazılı o kocaman tak yok olmuştu. Diyarbakır’daki yeni valinin yılbaşından bir süre önce kaldırdığını söylediler.
Zerya Meya yeni ameliyat olmuş...
Onun, Gülsüma Ana’nın hayatında başka bir yeri var. Delila’nın çocukluk arkadaşı. Birlikte okula gitmişler, liseyi bitirdikten sonra da 1999 yılında, 17 yaşında birlikte dağa çıkmışlar.
Hayatta kalan, dağdan sonra hapislerden geçen Zerya Maya bana geçen ağustos ayında anlatmıştı Delila’yla geçen yılları ve dağı...
Kitabı dikkatle okumuş.
Eleştirileri de var.
Bazıları yerinde, haklı...
Geçen sefer de dikkatimi çekmişti. Neyi nasıl söyleyeceğini gayet iyi bilen son derece mütevazı ve bilinçli bir genç kadın Zerya Meya. Hayatta yaşadıklarının, gördüğü ve hissettiği acıların çok erken olgunlaştırdığı bir insan...
Eğer olursa, yeni baskı için düzeltmeler de verdi. Özellikle Kürtçe yer ve isim yanlışları... Cuma kod adının yanına, dalgınlıkla, parantez içinde Murat Karayılan yazmışım, doğrusu Cemil Bayık olacak.
Bir de 136. sayfanın dibinde, alttan ikinci satırda yer alan ‘bir itirafçının’ ifadesinin, ‘bir örgüt üyesinin’ diye değiştirilmesini, o bölümdeki sözlerin de şöyle düzeltilmesini istiyor:
“Annesine mektubunda yaşadıklarını itiraf etmiş ve ihanet karşısında kendini ancak yakarak temizlenebileceğini belirtiyor.”
Diyarbakır’daki akşam yemeğinde, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı başkanlığı yarışına BDP'den eşbaşkan adayları olarak katılan Gültan Kışanak’la Fırat Anlı ve BDP Batman Milletvekili Ayla Akat’la buluştuk.
AK Parti’nin hem Diyarbakır’da, hem bölgede oylarının azalacağına kesin gözüyle bakıyorlar.
Nedenlerini satır başlarıyla şöyle özetliyorlar:
(1) Öcalan’ın devlet tarafından muhatap alınması, yani çözüm süreci AK Parti’ye değil, BDP’ye yarıyor. Bu durum seçim sandığında BDP’ye daha çok oy getirecek.
(2) Kürtlerin gözünde Tayyip Erdoğan ve AK Parti artık inişe geçmiş bir lider ve parti... Bu da, BDP’nin oylarını 30 Mart yerel seçimlerinde arttıracak.
(3) Başbakan Erdoğan’ın Roboski katliamının üstünü örtmesi, Kürtleri AK Parti’ye soğutan bir başka neden olarak gösteriliyor.
(4) AK Parti’nin Kürt oylarını azaltabilecek bir konu da Rojava. Suriye Kürtlerine hükümetin son derece kayıtsız, hatta bazen düşmanca davrandığını, insani yardımların bile sınırda engellendiğini, bunun da Türkiye Kürtlerini son derece olumsuz etkilediğini belirtiyorlar.
Gültan Kışanak şöyle dedi:
“Suriye sınırı boyunca uzanan Urfa’yı şöyle bir gözünüzün önüne getirin. Nusaybin’in karşısı Kamışlı, Ceylanpınar’ın karşısı Serekani, Suruç’un karşısı Kobani, İslahiye’nin karşısı Afrin... Suriye ve Türkiye Kürtleri içiçe... Siz devlet olarak Suriye Kürtlerine bu kadar kötü davranırsanız, Türkiye Kürtleri de sandığa gidince AKP’ye daha az oy atar. Şimdi yaşanan bu...”
(5) Rojava’da, yani Suriye Kürdistanı’ndaki gelişmelerin, özellikle özerklik ilanının Türkiye Kürtlerini de etkilediğine işaret ediliyor. Bu durumun, bölgedeki Kürtler arasında ulusal birlik konusunu gündemin en üst sıralarına taşıdığına, Kürtlerde artık birlik içinde davranabilecekleri bilincini beslediğine değiniliyor.
Gültan Kışanak şöyle diyor:
“Rojava sonrası özerklik bugün artık uzak bir hedef değil Kürtlerin gözünde... Bu, bütün Kürtler için gerçekleşebilir bir hedef diye değerlendiriliyor. Bu da bize, BDP’ye ilgiyi daha çok arttırıyor. Diğer partiler Kürtlerin gözünde Ankara partileri, sistem partileri haline geliyor her geçen gün. BDP’ye ise bizim parti diyenler çoğalıyor.”
(6) Şunu da ekliyor Kışanak:
“Bu ‘bizim parti’ olayı, Rojava, Roboski ve Öcalan’ın devlet tarafından muhatap alınması derken, eskinin devletten yana korucu aşiretleri de BDP’ye doğru kayıyor. Özellikle aşiretlerdeki gençlerin etkisiyle... Gençlere artık söz geçiremiyor aşiret reisleri. Bu da, göreceksiniz, AK Parti’nin Kürt oylarını aşağı çekecek 30 Mart’ta... ”
(7) Bölgede, BDP’li belediyeler birçok imkânsızlığa rağmen hizmet çıtasını yükseltirken AKP’li belediyelerde görüldüğü öne sürülen rant kavgası, yolsuzluk, hırsızlık olaylarının da AK Parti’ye daha önce atılan Kürt oylarını azaltacağı belirtiliyor.
(8) AK Parti oylarını olumsuz etkileyecek bir başka nokta olarak şuna işaret ediliyor: Başbakan Erdoğan’ın son bir yıl içinde çözüm süreci konusunda dişe dokunur bir şey yapmaması...
Gültan Kışanak şöyle dedi:
“Sözü uzatmak istemiyorum. Çözüm süreci konusunda Başbakan Erdoğan pek bir şey değil, hiçbir şey yapmıyor.”
Çözüm süreciyle Kürtler, Erdoğan’la BDP konusu bir başka yazıya...
Twitter: @HSNCML