HDP'nin düzenlediği iki günlük konferanstayız.
Demokratik CumhuriyetKomara Demokratîk
Kuliste Murat Belge'yle sohbet ederken,şöyle bir şeyler söyledim:
Murat, senin bir yazını hatırlıyorum.Hüzünlü bir yazıydı.Mehmet Ali Aybar'lar, Behice Boran'lar,Aziz Nesin'ler, daha başkalarıbekledikleri dünyayı göremeden,hayal kırıklıklarıyla gittiler,diye yazmıştın.Sonra Çetin Altan da veda ederken,"Hayal ettiğim dünya bu değildi"diye not düşmüştü.Şimdi biz burada, yaşımız seksenemerdiven dayamış, hala"Demokratik Cumhuriyet"i tartışıyoruz.Yoksa bizi de hüsran mı bekliyor?
Sevgili Murat'ın yanıtı içimi acıtıyor:
Şimdi sıra bize geliyor galiba...
Yine o soru:Beklediğimiz yarınlar gelmeyecek mi?..Memleket yanıyor!Hukuk ve adalet, özgürlük ve insan hakları,barış ve demokrasi, yıllardır savunduğumuzne kadar değer varsa ayaklar altında.Bir korku imparatorluğununkaranlığında devam ediyor hayat...Ve biz bir avuç Türk, Kürt siyasetçi,akademisyen, aydın yazar çizer, gazeteciBakırköy'de bir salonda toplanmış,heyecanla konuşuyor, tartışıyoruz.Çünkü önümüzda bir fırsat var:100. yılında"otoriter bir tek adamrejimi"ni sonlandıracak,ve bir geçiş dönemiyle"Cumhuriyet'i demokrasiyletaçlandıracak yeni Türkiye"yiinşa etmek...Yapabilecek miyiz?..Başarabilecek miyiz?..Konferansın sahnesinde koınuşanlarabakıyorum. Kulisteki konuşmalara,tartışmalara kulak veriyorum.Bir heyecan dalgası kıpırdamışdurumda, beklentiler yükseliyor.Son derece kritik bir eşik varTürkiye'nin önünde.Bir başka deyişlebir fırsat penceresiaçılmış durumda,soru da yalın:
Türkiye, Erdoğan'ı14 Mayıs'taseçim sandığında yeniphadi artık sana güle gülediyebilecek mi?
Şimdilik herşey bu soruda düğümleniyor.Her şey bu soruyla bitmiyor amaöncelik böyle:
Erdoğan gitmedenTürkiye'ninyeni demokrasimacerası başlayamaz,nokta!
Konferans kulisinde,HDP'liler, Kürtler arasındasürekli olarak bu tartışmayı kurcalıyorum.Hep aynı soruyu soruyorum:
HDP, Millet İttifakı'nın adayınıdestekleyecek mi? Ortak aday olarakKılıçdaroğlu çıkarsa hep birlikteevet diyecekler mi?
HDP'nin bu "evet"i olmaksızın,Erdoğan'ı yenmek ve Türkiye'nin"yeni demokrasi macerası"nı başlatmakhayalden ibaret.Herkes bunun farkında.Kuliste, Meral Akşener'le İyi Parti'yetepkiler sürekli dikkatimi çekiyor.Millet İttifakı'yle ilgilibazı haklı eleştiriler de var.Kılıçdaroğlu'na dönükolumlu izlenimleri not ediyorum.Ancak, "Bu iş bitmiş,oylar ortak adayda" diyemiyorum.Murat Sabuncu'nun yazısındaki sorular aklımı kurcalıyor.Her şeyi yine berbat edebilir miyiz?Bilemiyorum.Kuliste HDP Eş Genel BaşkanlarıPervin Buldan ve Mithat Sancar'ın ağzından almaya çalışıyorum istediğim cevabı.Pervin Buldan mimikleriyle, jestleriyle,bazı kısa sözleriyle bana bu konudagüvence veriyor.Mithat Sancar'ın yanıtına gelince:
Dedim ya,Hep birliktegöndereceğizErdoğan'ı...Bize güvenin."
Az kaldı!
Hasan Cemal kimdir? Hasan Cemal 1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1965 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. Gazeteciliğe 1969 yılında Ankara’da haftalık Devrim dergisinde başladı. Yeni Ortam dergisi, Anka Ajansı ve Günaydın gazetesinde çalıştıktan sonra 1973 yılında Cumhuriyet gazetesine girdi. 1979 - 1981 yılları arasında Ankara Temsilciliği yaptı. 1981-1992 yılları arasında Cumhuriyet Gazetesini Genel Yayın Yönetmeni olarak yönetti. Cumhuriyet gazetesi Cemal'in yönetimindeyken 1986’da Sedat Simavi Ödülü’nü kazanarak "yılın gazetesi" seçildi. 1992-1998 yılları arasında Sabah gazetesinin birinci sayfa yazarlığını yaptı. 1998'den 2013'e kadar yaklaşık 15 yıl boyunca Milliyet gazetesinde yazdı. Nokta dergisi 1989 Doruktakiler ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti köşe yazısı ödüllerini kazandı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 2004 yılında da "Araştırma" ödülünü Hasan Cemal'in çalışmalarına verdi. 28 Şubat 2013'te Milliyet'in manşetinde yayımlanan "İmralı Zabıtları"nın yayınını savunduğu için dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan'ın tepkisine hedef oldu. Milliyet yönetimi, "Başbakan'ı ve medya sermayesini sorgulamaktaki ısrarını" gerekçe göstererek yaklaşık 15 yıldır yazdığı gazetedeki köşesini kapattı. Milliyet ile yolları ayrıldıktan sonra yaptığı röportajlar ve kaleme aldığı yazılar, bağımsız internet gazetesi T24'te yayımlandı. Türkiye medyasının en etkili ve kıdemli isimlerinden olan Hasan Cemal, Mart 2013’ten beri T24’te yazıyor. Harvard Üniversitesi Nieman Gazetecilik Vakfı Louis M. Lyons Gazetecilikte Vicdan ve Dürüstlük Ödülü'nü "hayatı boyunca basın özgürlüğünü savunmak için gösterdiği çaba nedeniyle" 2015 yılında Hasan Cemal'e verdi. Cemal, Türkiye'de bu ödülü alan ilk gazeteci oldu. Bir dönem Bilgi Üniversitesi’nde "Medya ve Politika" dersleri veren Hasan Cemal’in yayımlanmış 13 kitabı, tarih sırasıyla şöyle: - Tank Sesiyle Uyanmak (1986) - Demokrasi Korkusu (1986) - Tarihi Yaşarken Yakalamak (1987) - Özal Hikâyesi (1989) - Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım (1999) - Kürtler (2004) - Cumhuriyet'i Çok Sevmiştim (2005) - Türkiye'nin Asker Sorunu (2010) - Barışa Emanet Olun (2011) - 1915: Ermeni Soykırımı (2012) - Delila - Bir Genç Kadın Gerilla'nın Dağ Günlükleri (2014) - Çözüm sürecinde Kürdistan Günlükleri (2014) - Hayat İşte Böyle Geçip Gidiyor (2018) - Hasan Cemal'in "Zamane Diktatörleri" adını taşıyan basılmamış bir kitabı daha var. |