Rojava'nın önde gelen güçlü partisi PYD'nin lideri Salih Müslim'le bu kez yollarımız Süleymaniye'de kesişti. Üç mesajı var Erdoğan'a: 1) Irak Kürdistanı’ndaki büyük yanlışı 20 yıl sonra Rojava’da tekrarlamayın! 2) Kürt fobisinden bir an önce kurtulun, bütün Ortadoğu sizin olur! 3) Tarihten ders çıkarın!
Müslim, Barzani'ye de “Hendeği yanlış yerde, Kürtlerin arasına kazıyorsun. Kürtler artık birbirine düşmesin” mesajını veriyor. Peki Türkiye ve KDP Rojava'ya ortak bir operasyon düzenleyebilir mi? Rojava'ya dönük hatalar Türkiye'de nasıl bir sonuç doğurabilir? Başka sorular da var. Müslim'in yanıtları aşağıda...
KAMIŞLI, (Rojava, Cizre Kantonu)
Kısa adı PYD olan Demokratik Birlik Partisi, Rojava’nın önde gelen güçlü örgütü.
Partinin eş genel başkanı olan Salih Müslim’le geçen aralık ayında Brüksel’deki Kürt Konferans’ında ilk kez tanışmış sohbet etmiştim.
Suriye Kürtleri PYD ve lideri Salih Müslim'le tarih sahnesine çıkıyor
Bu kez yollarımız Süleymaniye’de kesişti. Rojava’ya gelmeden önce kendisiyle kaldığı otelde uzun uzun konuştum.
İki mesaj verdi PYD lideri Müslim.
İlk mesaj Erdoğan’a:
“Türkiye, Kürt fobisinden bir an önce kurtulsun.”
İkinci mesaj Barzani’ye:
“Hendeği yanlış yerde, Kürtlerin arasına kazıyorsun.”
Salih Müslim, Başbakan Erdoğan’a mesajında, “Türkiye’nin Kürtlerle birlikte büyümesi” konusuna da değinerek şöyle diyor:
“Türkiye olarak Kürt fobisinden kurtulun bütün Ortadoğu sizin olur.”
PYD lideri Müslim, “Bizim yüzümüzden KDP-PKK çelişkisi çıksın istemiyoruz” dedikten sonra Barzani’ye şöyle sesleniyor: “Kürtler artık birbirine düşmesin!”
Salih Müslim’in canını en çok Rojava Kürtlerine uygulanmakta olan ambargo, kuşatma sıkıyor. Bu konuda Erdoğan’la Barzani’nin işbirliği içinde olduklarını belirtiyor.
KDP’nin Irak Kürdistanı’yla Rojava arasında hendek kazarken, Türkiye’nin de Afrin sınırında aynı işe soyunduğunu belirtiyor.
KDP’nin bu yakınlarda, “PYD destekli teröristlerin geçişlerini önlemek için” hendeğin kazıldığını açıklamış olduğunu söyleyip, Rojava seyahatini birlikte yaptığımız Med Nuce TV’den meslektaşım Erdal Er’le beni gösterip gülüyor Salih Müslim:
- Kim o teröristler? diye soruyor.
Sonra da kahkahayı atıyor:
- Yoksa sizler misiniz o teröristler?..
İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünden mezun Salih Müslim, kantonlarda halkın güvenliğinin sağlandığını söylüyor, ancak ticaret kapılarının kapatılmasından yakınıyor:
“Buğdayımız var, soğanımız var, zeytinyağımız var, nohutumuz var, ama satamıyoruz dışarıya. Ticaret kapıları kapatılmış durumda. Satamıyoruz, alamıyoruz. Yiyecek bakımından sıkıntımız yok. Ama insanlar çalışamıyor, üretemiyor tam olarak...”
Salih Müslim Bağdat’ın, yani İran’a yakın Şii Başbakan Maliki’nin Til Koçer sınır kapısından yetersiz de olsa Rojava'ya insani yardımların geçmesine izin verdiğini sözlerine ekliyor.
Sözü, ‘Rojava petrolü’ne getiriyor:
“Derik taraflarındaki Rimelan petrol yatakları iç savaş öncesinde Suriye ekononomisinin belkemiğiydi. Petrol bir de Dera Zor bölgesinde çıkıyor. Burayı halen IŞİD (Irak Şam İslam Devleti isimi radikal örgüt) ele geçirmiş durumda, rejime (Şam’a) bile petrol satıyor.”
Salih Müslim petrol kaynaklarının halka ait olduğunu belirtirken, Barzani’nin Rojava’ya ilgisinin bu petrolden de kaynaklandığını söylüyor.
Türkiye’nin el Nusra, IŞİD gibi radikal İslamcı örgütlere desteği yoktur, diyemiyor ve bu konuda dikkatli bir dil kullanıyor:
“Böyle bir desteği temenni etmiyoruz.”
Üslubundan, Ankara’yla diyalog kanallarının bir süredir kapalı olduğu anlaşılıyor.
Salih Müslim Erbil’de (Hewler) değil, Süleymaniye’de kalıyor ve çalışıyor. Bu da Barzani’yle ilişkilerin iyi olmadığını bir işareti.
Süleymaniye tarafında iki parti ön plana çıkıyor:
Biri, Noşirvan Mustafa’nın Goran (Değişim) partisi, diğeri de Celal Talabani’nin KYB’si, Kürtçe’siyle YEKİTİ.
Hasan Cemal'in Noşirvan Mustafa ile 17 Kasım 2012'de yayımlanan söyleşisi
Geçen yılın eylül ayında yapılan (sekiz aydır hâlâ bir hükümet kurulamamış) seçimlerde KDP 38 milletvekili, Goran 24 milletvekili, KYB 16 milletvekili çıkarmış durumda.
Süleymaniye bir merkez olarak Rojava’ya, ‘Rojava devrimi’ne daha yakın duruyor, daha sıcak bakıyor Barzani’nin KDP’sine göre. Goran’la KYB’nin devrimi onayladıklarına dair açıklamaları var.
Ancak Goran’ın son zamanlarda ‘hendek’le ilgili olarak biraz sessiz kaldığı, bunun da KDP ile koalisyon kurma ihtimalinden kaynaklandığını belirtenler var.
Salih Müslim, sohbetimizin sonuna doğru sözü yine Türkiye’ye getiriyor.
Türkiye’nin 20 yıl boyunca Kuzey Irak diyerek, Irak’ın Kuzeyi diyerek, Kürt ve Kürdistan sözcüklerini bile ağzına almayarak, Talabani ve Barzani’yi muhatap kabul etmeyerek Irak Kürdistanı konusunda tarihi bir yanlış yaptığını söylüyor.
Ve Tayyip Erdoğan’a soruyor Salih Müslim: “Türkiye şimdi bu vahim hatayı Suriye Kürdistanı’nda, yani Rojava’da tekrarlayacak mı? Tarihten ders almak yok mu? Şimdi 20 yıl daha mı bekleyeceğiz? Yeterince kan ve gözyaşı dökülmedi mi?”
Salih Müslim, Türkiye’nin bu yanlışlarının bölgesel barışı olumsuz etkileyeceğini belirtirken, bir noktaya üstü örtülü olarak değinmekten geri kalmıyor:
Tayyip Erdoğan’ın Rojava Kürdistanı’na dönük yanlışlarının Türkiye’deki ‘çözüm süreci’ni de rayından çıkarabileceği ihtimali...
Rojava’ya askeri müdahale olabilir mi?
Türkiye’yle KDP’nin bir operasyonu...
Bu sorularım karşısında Salih Müslim şöyle bir düşünüyor. Böyle bir çılgınlığa ihtimal vermediğini söylüyor.
Bölge ülkelerinin, İran’ın, Rusya’nın, Çin’in, Amerika’nın da buna karşı çıkacağını belirtiyor. “NATO bile yeşil ışık yakmaz Türkiye’ye” diye ekliyor.
Ama bundan sonra Putin, Ukrayna ve Kırım örneğinin bazen aklına takıldığını söylüyor, Tayyip Erdoğan’ın bu örnekten cesaret alarak Putin’leşmesi ihtimaline şöyle bir değiniyor, ama bunun olabileceğini de sanmıyor.
Ankara’da Dışişleri Bakanlığı’nda dinlemeye takılan üst düzeydeki 5-6 saatlik toplantının sadece 8-10 dakikalık bölümünün yayınlandığına, geri kalan kısmında Rojava’nın nasıl ele alındığının bilinmediğine de işaret ediyor.
Salih Müslim’in ses kayıtları ve tapeler konusunda şöyle bir değerlendirmesi var:
“Bütün bunları Amerika dinletti. Erdoğan’a büyük darbe vurdu; şimdi de Erdoğan’a Cemaat’i temizletiyor. Amerika’nın ‘ılımlı İslam’ projesi yok artık. Erdoğan’ın İslam alemine dönük ‘modelliği’ sona erdi Washington’un gözünde...”
Salih Müslim, Suriye’nin artık eski Suriye olamayacağını belirtiyor. Ülkenin bölünmesini istemediklerini, birleşik demokratik bir Suriye’den yana olduklarını söylüyor.
Kendisine Beşşar Esad’ın koltuğunu kurtarıp kurtarmadığını soruyorum. Biraz alaylı bir dille şöyle yanıtlıyor:
“Hangi koltuğunu?.. Şam’dakini mi, Lazkiye’dekini mi? Onun şimdiki bütün derdi Lazkiye’den Şam’a kadar olan kendi hakimiyetindeki bir bölgeyi genişletmektir.”
Son olarak şunu da ekliyor:
“İslam adını kullanarak bize saldıran radikal örgütler, Lazkiye’de Aleviler’e ve Ermeniler’e de saldırıyor. Biz onları da koruyoruz.”
Rojava’dan 7. yazı yarına.
Twitter: @HSNCML