Saray’daki Sultan yine buyurmuş: “Bu feministler var ya, bunların dinimizle ilgisi yok!” Ee, n’apalım? İlle de senin dininden olmaları mı gerekiyor? Yoksa senin dininden olmayanlar, Erbakan Hoca rahmetlinin bir zamanlar dediği gibi ‘patates dini’nden mi? Ama bak, dinle hiç ilgileri de olmayabilir. Sana ne?.. Evet, ne karışıyorsun? “Kadın Allah’ın erkeklere emanetidir” diyen sensin. Biri de kalkmış tepki göstermiş. Senin sözün için demiş ki: “Bu kadına hakarettir.” Diyemez mi?
Sultan 'Bu feministler var ya, bunların dinimizle ilgisi yok' diye buyurmuş. İlle de senin dininden olmaları mı gerekiyor?
Tepki göstermişsin: “Yaa senin bizim medeniyetimizle, bizim inancımızla ilgin yok ki.” Olmayabilir. İlla olması mı lazım? Herkesin inancı kendine. Ne isterse olabilir. Neye isterse inanır ya da inanmaz. Karışamazsın. Ama sen her şeye üstüne vazifeymiş gibi karışıyorsun. Etek boyuna da... Çocuk sayısına da... İçkiye de... Kızlarla erkeklerin oturup kalkmasına da... Neyin haber olup olmayacağına da... Gerçek sanki tekelinde. Neyin eğri neyin doğru olduğunu bir tek sen biliyorsun.
Farkında değil misin? Bu tavrınla her geçen gün Türkiye’yi gerdikçe geriyorsun. Sayende, koca ülke ‘düşman kamplar’a bölünüyor. Biliyorsun değil mi? Geçen akşam bir meslektaşım, Nuh Köklü Kadıköy’de ‘kartopu cinayeti’ne kurban gitti. Esnaftan biri bıçağını çekti, yüreğine sapladı arkadaşlarıyla kartopu oynayan gazeteci Nuh Köklü’nün. Ölmeden önce son sözünün, “Ne olur bu bir rüya olsun” dediğini sana söylediler mi? Veyahut hatırladın mı, yakın zamandaki Esnaf ve Sanatkârlar Şurası’ndaki o sözlerini: “Esnaf gerektiğinde askerdir, alperendir, kahramandır, polistir, hâkimdir.” Tabii, işine gelmeyebilir hatırlamak. Kelalaka diyebilirsin.
Esnaf bıçağını çekip gazeteciyi öldürdü. 'Esnaf gerektiğinde askerdir, kahramandır, polistir, hâkimdir” sözlerini hatırladın mı?
Ama şunu iyi bil. Demin belirttiğim gibi, Türkiye gerildikçe geriliyor. Sen tek adamlık yolunda yürüdüğün sürece de, ‘yüksek tansiyon’dan kurtulamayacak bu ülke. Bu kadar yüksek tansiyonla devam etmek çok güç. Gerilim taşınmaz hâle gelir. Bir gün, hiç beklenmedik bir anda bir kıvılcım patlatır koca ülkeyi. Gezi’deki gibi... 6-7 Ekim’deki gibi... Neyin ne olacağını bilemezsin. Geçen gece Meclis çatısı altında yaşananlar da, bazı AKP’li milletvekillerinin CHP ve HDP’lilere dönük akıl almaz saldırganlıkları da, yaz bir kenara, senin eserin. Aynen öyle. Farkında mısın? Şiddeti nihayet TBMM’ye de getirdin. Bir an önce geçmesini istediğin iç güvenlik paketi bu ülkede yeni bir şiddet kaynağı olacak. Çünkü bu yasal düzenleme dikta içindir. Polis devleti içindir. Tek adam düzeni içindir. Türkiye’yi kendi açından dikensiz gül bahçesi yapmak içindir. Ama bunları başaramayacaksın. Neyi mi başaracaksın? Türkiye’yi patlacaksın. Türkiye’yi bir ‘şiddet sarmalı’na sokacaksın. Şiddetin şiddeti getireceği bir ‘şiddet sarmalı’na sokacaksın koca ülkeyi...
Türkiye’yi gerdikçe geriyorsun. Bir kıvılcım patlatır ülkeyi. Gezi’deki, 6-7 Ekim’deki gibi... Yakın gelecekten kaygılıyım
Pervin Buldan’ın, HDP Grup Başkanvekili'nin şu sözlerine kulak ver: İç Güvenlik Yasası henüz gelmeden ilk kanı Meclis'te döktüler. Paket yasalaştığında; AKP grubunun Meclis’te muhalefete saldırısı gibi devletin güvenlik mekanizmaları da muhalif tüm toplumsal kesimlere karşı saldırıya geçecektir. AKP'nin il başkanları gibi hareket eden vali ve kaymakamların talimatıyla şehirler, ilçeler, yarı açık cezaevine dönüşecektir. Yasanın amacı asla kamu güvenliği değildir. Kamuya karşı iktidarın, Saray’ın, AKP'nin güvenliğini esas alan bir pakettir. Yurttaşı değil, devleti koruyan darbe yasasıdır. Asıl tehlikede olan demokrasi, barış ve birlikte yaşamdır. Güvenlik mekanizmaları içerisindeki karanlık odaklar yasa çıktığında tıpkı 1990'lardaki gibi devreye girecek ve Türkiye o karanlık döneme yeniden dönecektir. Her gün sokaklarda infaz gerçekleştiren güvenlik güçleri yasa çıktığında muhalif avına çıkacak ve sokaklar artık infaz alanlarına dönüşecektir.
Eyy Saray’daki Sultan! Bakalım, bu memleketi bekleyen büyük tehlikeyi, şiddetin şiddeti getireceği sarmalı sana anlatan çıkacak mı, çıkabilecek mi? Pek ihtimal vermiyorum. Ama yine de sormak istedim. Çünkü yakın gelecekten çok kaygılıyım, Türkiye’de olabilecek olanlardan ürküyorum.