Selo Başkan; Günaydın, nasılsın? İyi bayramlar diliyorum sana. Bir bayram sabahı keşke ailenle, sevdiklerinle birlikte olsaydın, onlarla kucaklaşıp hasret giderseydin. Ne yazık ki hapistesin. Demokrasi ve özgürlükten, adaletten korkanlar seni demir parmaklık arkasına attılar. Ama direniyorsun. Zindanda da olsan adalet, demokrasi, hukuk, özgürlük bayrağı elinden düşmüyor.
Demir parmaklık arkasında da olsan, despotun kâbusu olmaya devam ediyorsun
Sevgili Selo Başkan; Sen çok daha iyi bilirsin: Direnmek yaşamaktır! Belki senin için tersi geçerlidir. Yaşamak direnmektir! Çünkü senin hayatın direnmekle geçti, geçiyor. Seni hapse atan "despot"a karşı direniş bayrağı hiç elinden düşmüyor. Hapiste de olsan, direniş bayrağı dimdik elinde. Despot senden fena halde korkuyor. Hapiste olsan da korkuyor. Sesini tümüyle kesmek istiyor. Elinden gelse seni darağacına bile gönderecek. Ne korkunç, ne de hazin!
Sevgili Selo Başkan; Yakın siyasal tarihimizde, ruhlarına bu kadar kin ve nefret aşılı bir siyaset kadrosu, rakiplerini bu kadar şeytanlaştırmış bir despot zihniyet hatırlamıyorum. Gerçekten aklım almıyor. Neredeyse farklı olan her şeye düşmanlık besliyorlar. Yalnız seni değil, neredeyse bütün HDP'li yöneticileri hapse attılar. HDP'li milletvekillerinin çoğu hapis. Neredeyse HDP'li belediye başkanı bırakmadılar dışarıda. Kürtlerin oylarıyla gelen başkanları ya hapse attılar, ya görevden aldılar. Kürtlerin oyuna karşı "devletin gücü"nü kullandılar. Halkın oyunu hiçe saydılar. Ama despot hâlâ korkuyor.
Evet, Sevgili Selo Başkan; Despot hâlâ korkuyor. Senden korkuyor, HDP'den korkuyor. Talimat üstüne talimat yağdırıyor:
- HDP'yi baraj altına itin! - Ne yaparsanız yapın, HDP'nin yüzde 10 barajını geçmesine engel olun. - Bir 7 Haziran daha yaşamak istemiyorum.
7 Haziran genel seçimlerinde 9 puan oy kaybetmiş, tek başına iktidarı elinden kaçırmıştı. 7 Haziran'ın tekrarı despot için tam bir kâbusa, korkulu rüyaya dönüşmüş durumda. Elinden gelse sizi boğacak. HDP'yi tamamen yok edecek. Ne hukuk tanıyor, ne adalet. Demokratik değerler umurunda bile değil. Her değeri çiğneyerek, herkesin üstüne basarak despotluğunu sürdürmenin peşinde o... Ama başaramayacak.
Sevgili Selo Başkan; İyi ki varsın. Hapisten de olsa direniş bayrağını sallıyor olman, despotun yüreğine korku salmaya devam ediyor. Demir parmaklık arkasında da olsan, despotun kâbusu olmaya devam ediyorsun. HDP ve yüzde 10 barajı... En büyük korkusu bu. Korkunun ecele faydası yok, derler. HDP barajı aşacak! Ve Erdoğan kaybedecek. HDP ve Türkiye bu kadar adaletsizliği, bu kadar haksızlığı, bu kadar despotluğu hak etmiyor. Bu kadarını kaldıramaz. Türkiye demokrasiyle yaşamak istiyor. Hukukla birlikte hayat istiyor. Kısacası, özgür yaşamak istiyor.
Sevgili Selo Başkan; Türkiye'de demokrasi, hukuk ve özgürlük DEMOKRASİ DEVRİMİ demektir. 24 Haziran'da demokrasi devrimine giden yolun aralanacağına inanıyorum. Seninle birlikte zindandaki birçok dosta, zindandan geçen birçok arkadaşa, meslektaşıma, şimdi isimleri aklıma gelen:
Nazlı Ilıcak'a, Gültan Kışanak'a, Figen Yüksekdağ'a, Ayla Akat'a, Enis Berberoğlu'na, Ahmet Altan'a, Mehmet Altan'a, Osman Kavala'ya, Fırat Anlı'ya, Ali Bulaç'a, Mustafa Ünal'a, Ahmet Turan Alkan'a, Celalettin Can’a, Sedat Laçiner'e, Mümtazer Türköne'ye ve bugün özgürlüklerinden yoksun hapis yatan herkese İYİ BAYRAMLAR diliyorum.