Sevgili Enis kardeşim; Yıllarca birlikte haber kovaladığımız sevgili meslektaşım; inanması güç, ama "anayasası çalınan milletvekili" olmak da varmış kaderde! Tekrar milletvekili seçilen ancak parlamentoya giremeyen sevgili meslektaşım Enis Berberoğlu, 13 aydır demir parmaklıklar arkasında. Gazeteci milleti, kendisinin haber olmasını istemez. Ama Enis'in durumu; hukuk adına, adalet adına, anayasanın üstünlüğü ilkesi adına, demokrasi adına bu ülkenin en önemli haberlerinden birisi hâline geldi. Enis şimdi de, tekrar kazandığı dokunulmazlığı tanımayan Yargıtay'ın kararına haklı isyanının ardından yaptığı açıklamayla konuşuluyor.
Tekrar milletvekili seçildiği için anayasa uyarınca kazandığı dokunulmazlık nedeniyle hakkındaki "yargılamanın durması" talebi Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nce reddedilince Enis, aylardır çile doldurduğu Maltepe Cezaevi’nden bir açıklama yaptı. Sevgili Enis'in, "Anayasası çalınan milletvekili" imzasıyla yaptığı açıklamayı buraya alıyorum: İşte bağımsız kararım... Anayasal hakkımın Yargıtay 16. Daire tarafından ayaklar altına alınmasına ne tepki vereceğimi epeyce düşündüm. Sonuçta Pazartesi sabahından itibaren ailemle, avukatlarımla ve milletvekilleriyle açık-kapalı görüşe çıkmama, mahkemelerde savunma hakkımı kullanmama ve dışarıyla haberleşmeyi kesme kararı aldım. Bu zor karar doğaldır ki ailemi, avukatlarımı, partimi ve sevenlerimi mutlu etmeyecek, dolayısıyla onlardan bağımsız ve hatta onlara rağmen uygulamam zorunlu. Ama herkes bilsin ki niyetim onları üzmek değil tam aksine daha fazla üzülmelerini engellemek ve korumak. Çünkü görüyorum ki benim etrafımda dönen tartışmalarda aileme, partime ve hatta seçmenlerime bile çamur sıçrıyor, çektiğim eziyet yoldaşlarıma korku salma amacıyla malzeme ediliyor. Tabii ki görüşemediklerimi çok özleyeceğim ve fakat biliyorum ki her ne kadar ormanda yaşasa da her ağaç tek başına ve ayakta ölür. Enis Berberoğlu Anayasası Çalınan Milletvekili
Enis'in eşi, sevgili meslektaşım Oya Berberoğlu da haklı isyanını dile getirirken "Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin anayasayı ayaklar altına aldığının" altını çiziyor. Hâlâ habercilik yapan birkaç mecraya yansıyabilen Oya Berberoğlu'nun hukuk adına, adalet adına isyanından bazı satırları da buraya alıyorum:
Sevgili Enis kardeşim, sevgili Oya; yalnız değilsiniz
Biz kendimizi her olasılığa hazırladık. Hukuki süreçte tek yolumuz kalıyor Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvurup sonuç beklemek. Buradan da bir sonuç çıkmazsa artık çare, iç hukuk yolları tükeneceği için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurmaktır. Ben ne 17. Daire'nin, ne de AYM'ye yapacağımız başvurunun sonucunu beklerim. 2,5 yıldır bekliyorum, daha fazla beklemeyeceğim. Ben de önümüzdeki günlerde Yargıtay'ın önüne gidip nöbet tutarım, konuşurum. Bireysel olarak bunu yapmaya karar verdim. Enis'e de eylem yapacağımı söyledim. Başvuru yapıldıktan sonra ne Enis'i ne de avukatları dinleyeceğim. Eylem yapacağım o kadar. Çünkü yeterince bekledim, artık yeter. Gazeteci olarak birçok insanın davalarını yıllarca izledim. 15 Temmuz'u da çok sıcak yaşadım, insanlarımızın şehit edilmesine kahroldum. Bu süreçte kendi başımıza gelenler için de kahroluyorum...
Sevgili Enis kardeşim, Sevgili Oya, Yalnız değilsiniz. Yazımı, yine bu köşede yayımlanan yazımın başlığıyla, o başlıkta dile getirdiğim insanlık tarihinin şaşmaz hükmüyle noktalıyorum: Evet sevgili Enis; seni hapse mahkûm edenler, tarih önünde mahkûm olacaklar!