CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu bugünkü grup konuşmasında, "Siyaset askerin işi değildir, herkes haddini bilecek; Erdoğan'ı alkışlayanlar, siyaset mi yapmakistiyorlar, o zaman çıkarsınlar o kutsal üniformayı, hizalansınlarErdoğan'ın yanına takılsınlar" derken gerçekten tarih yazdı, kendisini alkışlıyorum.
Kılıçdaroğlu'nun şu sözlerinin altını çiziyorum:
"Malum beyefendi tank palet fabrikasına gitti bir sürü laf etti. Erdoğan yine bildiğimiz Erdoğan. Sürekli küfür, iftira, atmaktan da çekinmiyor zaten. Çünkü cumhurbaşkanlığının ne olduğunu bilmiyor, o makamın ne kadarönemli olduğunun farkında bile değil.Mahalle kabadayısı gibi o makamaoturulmaz. O makama küfür etmek,iftira atmak yakışmaz. Ama Erdoğanyine bildiğimiz Erdoğan.Ama devleti ne kadar çürüttüğününbir göstergesi de dün yaşandı.Yalan, dolan iftiralarını alkışlayankurmay askerler…
Şimdi iki şeye halkımızın dikkatiniçekmek isterim. Birincisi biz CHPolarak bize düşeni cesurca yaptık.Kan kusup kızılcık şerbeti içtik amadeğişmeyi bildik ve başardık.Her değişim önce içeriden başlar sonra dışarıya taşar. İç reformlarımızı yapmayı başardık önce biz özgürleştiksonra da özgürlükçü olduk. Kolayolmadı bu dostlar. Her taraftan şikâyetler geldi. İnanın hiç kolay olmadıama önemli olan zoru başarmaktı ve biz zoru başardık.Şimdi CHP gerçek anlamda halkın partisidir. Biz böyle yaptık. Statükoyubıraktık, değişimden yana olduk,özgürlüğü savunduk, bize oy vermeyen kişiler haksızlığa uğradığında onların yanında olduk, onlarla kucaklaştık. Geçmişteki bütün olayları, aklı başında hepimizbir şekliyle analiz ettik. Peki Erdoğan ne yaptı?Dün eleştirdiği her şeye şimdi bizzatkendisi dönüştü. Korkunç bir tiran oldu.Militarizmin savunucusu oldu.Artık statükocu söylemlerden öteye gitmiyor onun söylemleri. Korkunçyapılarla hizalandı. Değişimin önünebüyük bir engel olarak çıktı. Öyle bir sistem kurdu ki...Dün beni siyasal olarak eleştirirkenaskerlere kendisini alkışlatır oldu.Askerlerin alkışlaması inanın şahsen hiç umurumda değil ama devlet açısındanbüyük bir çürümüşlüğün göstergesidir.Askerin beni alkışlamasını asla istememböyle bir niyetim de yoktur.Ama yalan dolan söyleyeni eğer birasker alkışlıyorsa devletin çürüdüğünü orada görüyoruz. Etrafınıza, siyasetkoridorlarında kariyer devşiren askerler koyarsanız, elinizde bol yıldızlı bol apoletli Orta Doğu üniformaları kalır. Unutmayın kibol bol apoletli Orta Doğu askerleri savaşlardan cephelerden kaçtılar. Kariyerist kafadan asla ama asla hayır gelmez.Onun için komuta kademesi haddini bilsin!Siyaset askerin işi değildir,Herkes haddini bilecek.Siyaset mi yapmak istiyorlar, çıkarsınlar o kutsal üniformayı hizalansınlar Erdoğan'ın yanına. Perinçek'e de takılsınlar.Erdoğan artık o dünyaların adamı.Beraber olsunlar.Biz değiştik, biz halkın partisiyiz.Biz hangi yanlışları terk ettiysek, Saray artıktam odur. Statükocu, anti reformcu, anti özgürlükçü Kenan Evren kafasına geldiler bunların tamamı, Kenan Evren'in hizasındalar."
Kılıçdaroğlu bu konuşmasıyla gerçekten tarih yazdı,kendisini alkışlıyorum.
Hasan Cemal kimdir? Hasan Cemal 1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1965 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu. Gazeteciliğe 1969 yılında Ankara'da haftalık Devrim dergisinde başladı. Yeni Ortam dergisi, Anka Ajansı ve Günaydın gazetesinde çalıştıktan sonra 1973 yılında Cumhuriyet gazetesine girdi. 1979 - 1981 yılları arasında Ankara Temsilciliği yaptı. 1981-1992 yılları arasında Cumhuriyet Gazetesini Genel Yayın Yönetmeni olarak yönetti. Cumhuriyet gazetesi Cemal'in yönetimindeyken 1986'da Sedat Simavi Ödülü'nü kazanarak "yılın gazetesi" seçildi. 1992-1998 yılları arasında Sabah gazetesinin birinci sayfa yazarlığını yaptı. 1998'den 2013'e kadar yaklaşık 15 yıl boyunca Milliyet gazetesinde yazdı. Nokta dergisi 1989 Doruktakiler ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti köşe yazısı ödüllerini kazandı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 2004 yılında da "Araştırma" ödülünü Hasan Cemal'in çalışmalarına verdi. 28 Şubat 2013'te Milliyet'in manşetinde yayımlanan "İmralı Zabıtları"nın yayınını savunduğu için dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan'ın tepkisine hedef oldu. Milliyet yönetimi, "Başbakan'ı ve medya sermayesini sorgulamaktaki ısrarını" gerekçe göstererek yaklaşık 15 yıldır yazdığı gazetedeki köşesini kapattı. Milliyet ile yolları ayrıldıktan sonra yaptığı röportajlar ve kaleme aldığı yazılar, bağımsız internet gazetesi T24'te yayımlandı. Türkiye medyasının en etkili ve kıdemli isimlerinden olan Hasan Cemal, Mart 2013'ten beri T24'te yazıyor. Harvard Üniversitesi Nieman Gazetecilik Vakfı Louis M. Lyons Gazetecilikte Vicdan ve Dürüstlük Ödülü'nü "hayatı boyunca basın özgürlüğünü savunmak için gösterdiği çaba nedeniyle" 2015 yılında Hasan Cemal'e verdi. Cemal, Türkiye'de bu ödülü alan ilk gazeteci oldu. Bir dönem Bilgi Üniversitesi'nde "Medya ve Politika" dersleri veren Hasan Cemal'in yayımlanmış 13 kitabı, tarih sırasıyla şöyle: - Tank Sesiyle Uyanmak (1986) - Demokrasi Korkusu (1986) - Tarihi Yaşarken Yakalamak (1987) - Özal Hikâyesi (1989) - Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım (1999) - Kürtler (2004) - Cumhuriyet'i Çok Sevmiştim (2005) - Türkiye'nin Asker Sorunu (2010) - Barışa Emanet Olun (2011) - 1915: Ermeni Soykırımı (2012) - Delila - Bir Genç Kadın Gerilla'nın Dağ Günlükleri (2014) - Çözüm sürecinde Kürdistan Günlükleri (2014) - Hayat İşte Böyle Geçip Gidiyor (2018) - Hasan Cemal'in "Zamane Diktatörleri" adını taşıyan basılmamış bir kitabı daha var. |