Bir ‘yeni Türkiye’dir gidiyor. Özellikle Erdoğan’ın Çankaya adaylığının ilan edilmesinden beri yandaş medya her Allah’ın günü parlatıp duruyor. Ne ola ki bu yeni Türkiye?.. Twitter’ın kapatıldığı Türkiye mi yeni? Yoksa YouTube’un yasaklandığı bir Türkiye mi? Ya da sosyal medyayı baş belası diye tarif eden Başbakan’ın yönettiği bir Türkiye mi yeni? Neymiş bu yeni Türkiye? Medyadaki Alo Fatih, Alo Mustafa hatları mı yeni Türkiye’ymiş?Başbakan’ın bir telefonla haber attırdığı bir Türkiye mi yoksa? Ya da Başbakan’ın bir telefonla televizyon programı sansürlediği bir Türkiye mi yeni? Televizyon programına hangi gazetecilerin katılacağını bile saptayan Başbakan’ın yönettiği bir Türkiye yeni olabilir mi? Söyleyin lütfen, hangisi yeni Türkiye? Bir telefonla gazeteci attıran... Köşe yazarı attıran... Bir medya patronunu ağlatıncaya kadar azarlayan... Böyle bir Başbakan’ın yönettiği Türkiye mi yeniymiş? Adalet Bakanı’nı Yargıtay nezdinde devreye sokarak bir işadamı hakkındaki beraat kararını bozdurmak isteyen Başbakan’ın yönettiği bir Türkiye mi yeni? Bir telefonla, Danıştay Başkanı o değil bu olsun diyerek seçim sonucunu belirleyen bir Başbakan’ın ülkesi mi yeni yoksa? Bir telefonla, o değil bu rektör olsun diyen Başbakan’ın iktidar koltuğunda oturduğu bir Türkiye mi yeni? Bir telefonla, bir büyük devlet ihalesine el değiştirten, sevmediği bir gruptan ihaleyi alıp diğerine verdiren bir Başbakan’ın Türkiye’si mi yeni? Yoksa yeni olan Kamu İhale Kanunu onlarca kez değiştirilen bir Türkiye mi? İhaleye fesat karıştırma suçu yarı yarıya düşürülen bir Türkiye midir yeni olan?
Müteahhitlerle yandaş medyayı genişleten bir Başbakan’ın yönettiği bir Türkiye mi yeni yoksa?
Sayıştay’ı devre dışı bırakan, yani kamu harcamalarını ‘millet denetimi’nden kaçıran bir Türkiye yeni olabilir mi? Büyük iş dünyasını hizaya getirmek, sindirmek için ‘vergi sopası’nı acımasızca, hukuk dışı kullanan bir Başbakan’ın Türkiye’si mi yeniymiş?.. Hangisi?.. Yıllardan beri çerçevesi iktidar tarafından çizilen ‘imar rant düzeni’yle kendi zenginlerini, kendi büyük müteahhitlerini yaratan bir Türkiye mi yeni? Kendi büyük müteahhitleri eliyle yandaş medya alanını genişleten bir Başbakan’ın yönettiği bir Türkiye mi yeniymiş yoksa? Bu ‘yandaş medya’daki kilit kararların o medya patronları tarafından değil, Ankara’daki büyük patron tarafından alındığı bir Türkiye yeni olabilir mi? Bir başka deyişle: Neredeyse bağımsız medyası, özgür medyası bırakılmayan bir Türkiye mi yeni? Evet, hangisi yeni Türkiye? “Kırın evinin kapısını alın o gazeteciyi içeri; savcı mırın kırın mı ediyor, onu da atın içeri; gerekirse sonra yasa da çıkarırız” diye koca bir ilin valisine talimat veren Başbakanlık Müsteşarı’nı İçişleri Bakanı yapan Başbakan’ın Türkiye’si mi yeni? Dünyadaki ifade özgürlüğü, medya özgürlüğü sıralamasında nal toplayan, diplerde dolaşan bir Türkiye mi yeniymiş? Oğluyla, bakanlarıyla ilgili yolsuzluk, rüşvet soruşturmalarını yürüten savcı ve polisleri bir anda görevlerinden uçuran Başbakan’ın Türkiye’si mi yeni yoksa? Soruşturmayla ilgili savcı talimatlarına direnen polisleri tayin ederek yargısal darbe yapılan Türkiye mi yoksa yeni kategorisine giriyor? Ucu kendi iktidarına dokunan yolsuzluk ve rüşvet dosyalarını kapatmak için, 2010 referandumuyla kendi getirdiği yargı düzenini yeni HSYK Kanunu’yla yerle bir etmeye çalışan ve bir kısmı daha sonra Anayasa Mahkemesi’ne takılan, ‘yargı’yı ‘yürütme’ye tabi kılıcı yeni yasal düzenlemeleri Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde apar topar Meclis’ten geçiren bir Başbakan’ın Türkiye’si mi yeni? Böcek soruşturmasında 5 polis serbest bırakılınca bağırıp çağırıp onların yeniden tutuklanmasını sağlayan, yani yargıya açıkça müdahale eden bir Başbakan’ın Türkiye’si yeniymiş?
‘Sivil despotluğu’nu başkan baba olarak Çankaya Köşkü’ne taşımak mı yeni Türkiye?
Uzun lafın kısası: Yargı bağımsızlığı çiğnenen bir Türkiye mi yeni?.. Kuvvetler ayrılığı çiğnenen bir Türkiye mi yeni? Bir başka deyişle: Demokrasinin bel kemiğini oluşturan bağımsız yargı ve güçler ayrılığına veda eden bir Türkiye mi yeni kategorisine giriyor? Yeni MİT Kanunu’yla tek parti rejimlerinin ‘muhaberat devleti’ne doğru yol alan bir Türkiye mi yeni? Başbakan’ın ‘etek boyu’na karıştığı... Çocuk sayısına karıştığı... İçkiye, alkole karıştığı... Kız ve erkek öğrencilerin nasıl yaşayacaklarına karıştığı... Nasıl oturup kalkacaklarına karıştığı... Hatta genç insanların ‘dövmeleri’ne bile karışmaya başladığı bir Başbakan’ın yönettiği bir Türkiye mi yeni? Hangisi yeni Türkiye?.. Farklı ‘hayat tarzları’na tahammülsüz bir Başbakan’ın iktidar koltuğunda oturduğu bir Türkiye mi yeni? ‘Dindar nesil yetiştirmek’ten söz eden bir Başbakan’ın yönettiği bir Türkiye mi acaba yeni? Batı’dan Doğu’ya yüzünü çevirmeye yönelmek mi yeni Türkiye? Avrupa Birliği’ne sırtını dönmeye başlamak mı yeni Türkiye? Hangisi?.. Askeri vesayet yerine, kendi ‘sivil vesayeti’ni koymak mı yeni Türkiye? Yoksa kendi ‘sivil despotluğu’nu demokrasi diye yutturmaya kalkışmak mı yeni Türkiye? Ya da kendi ‘sivil despotluğu’nu başkan baba olarak Çankaya Köşkü’ne taşımak mı yeni Türkiye? Ya da kendini hukukun üstünde görmek mi yeni Türkiye oluyor?
Neyin takıntısı?
Erdoğan’ın hatalarını tekrarlayıp durmak takıntı mı? Evet öyle, demokrasi takıntısı!
Şimdi bir soru daha: Bütün bunları tekrarlamak takıntı mı? Evet öyle, takıntı. Demokrasi takıntısı... Hukukun üstünlüğü takıntısı... Farklı olana saygı takıntısı... Özgürlük takıntısı... İnsan hakları takıntısı... Demokrasi ve özgürlük takıntısı olmayanlara Tayyip Erdoğan’ın yeni Türkiye’si hayırlı uğurlu olsun. Ama hiç unutulmasın: Türkiye gibi bir ülke “Ya biat ister, ya düşman sayar!” zihniyetiyle yönetilemez!
TATİL DUYURUSU: KÖŞE KAPANIYOR, TATİLE ÇIKIYORUM. BİR HAFTA ON GÜN SONRA TEKRAR BU KÖŞEDE BULUŞMAK ÜZERE, HC.